Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Selanik göçmeni bir ailenin çocuğu olarak 1905 yılında doğdu. Selanik’ten aklında kalan en büyük olay büyük teyzesi Emine’nin, çok sevdiği bir arkadaşının oğluna süt annelik yapmış olmasıydı. Cavit Cav ‘Ben teyzemin süt verdiği Mustafa Kemal‘i hayatımda hiç görmedim, hep aileden biri olarak hissettim ama hiç karşılaşamadım’ der. Cavit Cav Aksaray
💚🍀☕ hani hep ''konuşmaya çok ihtiyacım'' var diyoruz ya, aslında konuşmaya değil birine ihtiyacımız var. belki yanında sadece susabileceğimiz biri, belki omzuna yaslanıp öylece duracağımız biri, belki aynı şarkıyı aynı anda dinleceğimiz biri. en çok böyle biri olmalı. ne sevgili ne arkadaş. benim hiç kaybetmekten korkmadığım biri olmalı yanımda... eğer ki olmak istemiyorsada fazla ısrar etmeyeceksin! elinden geleni hakkıyla yapıp, bekleyeceksin... inat iyidir ama kıvamında... . . . 📷 ben yokken; çiçeklerim açmış, solmuş, kurumuş... gelir gelmez onların bakımını yaptım ve onlarla konuştum...dertleştim...ağladım... güldüm... "bizi kaybetmekten korkma, sen gitsen de biz dallarımız yapraklarımız kuruyup dökülse bile, köklerimizle seni bekliyor olacağız" dediler... anladım ki nankörlük yalnızca insana has bişey...
Reklam
"ya hep ya hiç" felsesiyle hep hiçleri yaşıyorum.
Emin olamadığım bazı durumlar var. Mesela senin duyguların..Bana hissettiklerin hiçbir zaman net değil. Sevgi mi, nefret mi ya da hiçbir şey mi? Bilmek istiyorum. Bilirsem ona göre davranacağım çünkü. Seversen seveceğim, unutursan beni unutacağım ve görmezse o keskin gözlerin görmeyeceğim. Bazen derin sevgini hissediyorum. Öyle bir sevgi ki bu sevgiyi bir daha bulamayacağımı hissediyorum. Bazen de sanki hiç tanışmamış gibi.. yokmuşum gibi..var olamamış ve varlığımdan rahatsız olmuş gibi..Kapı eşiklerinde bekleyişlerim hep bu yüzden.
Hiç yanımda olmayanlar bana dönüp "ben hep yanındayım" diyor ya... "Biliyor musun? Ben de her gün uzaya gidip geliyorum!" Diyesim geliyor. Hissettirilmeyen duygularınız, ihtiyacım olduğunda elimden tutmamanız içimdeki fırtınaların şiddetini arttırmaktan başka işe yaramıyor.
Detay bilmediğim için genel daha önce hiç namaz kılmamış ve başlamak isteyen biri olduğunu düşünerek yazacağım. Namaz Allah'ın kuluyla buluşmasıdır en sevdiğiniz kişiyle buluşurken nasıl özeniyorsanız namaza da en az o kadar özenmelisiniz ve o sevdiğiniz kişi hayatınızdan çıkmasın sizi hiç bırakmasın istiyorsunuz namazıda böyle hayatınızdan
Reklam
Bilgi ! Nerden geliyor bu bil'gi ? Bil'dik'ler'in Hani doğuştan gelen hep orda olan o bilgi'ler. Hiç düşündün mü nasıl oluşmuş? Nerden geliyor ? Renk, koku, tat
Askerlikte herkese verilen klasik bir öğüttü, önden gitme alnına vururlar, arkadan gitme sırtına vururlar. Bir de buna benzer bir ata sözü de vardır, yukarda yatma yel alır, aşağıda yatma sel alır. Bu nedenle insanlar, ortada olmayı seçecek şekilde evrimleşmişlerdir. Bu da büyük çoğunluk demektir. Yani bir tür sürü güvenliği. Toplumda ise en
YAZMAK İÇİN
Bu akşam ben Yazmak için yazacağım sadece İyi insanlardan biri olduğum için Ya da bir amaç uğruna değil Siyah, beyaz, alev rengi Ya da içimden geldiği gibi değil Günahlarımdan kurtulmak Geçmişi unutmak için hiç değil
Ne zaman seninle bir gezi düşlesem, Hep arkana bakman var ya vuruyor sekte. Hâlbuki vakit dar, menzilse çok uzak, Ne umutlar yitecek daha ilk tümsekte. Yağmurla arıtmak isterim gecenin karasını, Yağmur ki namluya sürülen en son fişekte. Sende gayret eksik, bende cebîr gücü, En güzel yanımız çürüyor bir ot döşekte. Olumsuzluk, güneş gibi oturmuş tepemize, Ayrılıklar sürekli diş bilemekte. Sofrada, seyranda kuşkulu kanat sesleri, Bir yandan dürtmekte, bir yandan gülümsemekte. Yana yana çekilmiş hiç resmimiz yok, Sen hasada girmişsin, benim tarlam göcekte… /
Bahaettin Karakoç
Bahaettin Karakoç
Reklam
Yok olmadı, Sabaha kadar Konduramadım inan Sorma bana, sus bana Zoruma gitmedi desem de Kanaya kanaya Toplanıyorum artık Senden sonunda.
Onu sekiz geçtiğinde
Pardon saat kaç diye sordum yanımda otobüs bekleyen kadına. Onu on geçiyor dedi. Teşekkürler dedim.  Arkamı dönüp omzuma çapraz olarak taktığım çantamdan telefonumu çıkarıp çaktırmadan saate baktım. Hayır onu on geçmiyordu. Onu sekiz geçiyordu. On demek sekiz demekten daha mı kolaydı? Neden hep sayıları yuvarlayarak söyleriz ki? Altı geçseydi beş
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.