Bugün, sokakta ayrı ayrı, birbiriyle kavga etmiş iki arkadaşıma rastladım. İkisi de kavgayı anlattı. İkisi de haklıydı, sonuna kadar haklıydı. Başka şeyler ya da olayların farklı yüzlerini görmüş olduklarından değil. Hayır: Her ikiside olayları harfiyen nasıl olduysa öyle görüyor, aynı kıstasla değerlendiriyordu; ama her biri farklı bir şey görüyordu, dolayısıyla haklıydı. Gerçeğin varlığında bu ikilik karşısında şaşırıp kaldım.
Sayfa 271
Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
1995'te Loftus 24 katılımcıya, akrabalarıyla yapılan görüşmelerden öğrenilen çocukluk anılarını sundu. Gerçek anıların yanına bir tane de sahte anı ekledi. Bu kurgusal hikaye akrabalarla da kontrol edildi. Sahte ve inanılır olduğundan emin olundu. Sahte anılardaki ortak tema, çocuğun ebeveynleriyle gittiği alışveriş merkezinde kayboluşu ve kibar
Sayfa 125 - NTV YayınlarıKitabı okudu
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında. Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
9. BÖLÜM SONSUZ SABIR Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti. Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
Günün Pasajı
Hani bazı meseleleri içine atar insan. Fakat öyle bir atmak ki, derin bir çukurun içine hatıraları da doldurarak... Hani kıyamet kopsa dışa vurmaz. Günday, "Herkesin öyle bir hikâyesi yok muydu? Başlayıp da bitiremediği. Çünkü kimsenin dinlemediği..." der. Bundan böyle sevdiklerinizi kulağınızla değil, kalbinizle dinleyin .. Hakan
SONUÇ Evet şimdi Pequod gemisi mürettebatı ile birlikte yok olduysa bu hikaye nereden çıktı diyeceksiniz. Bu hikayeyi anlatan adam faciadan sağ kurtuldu. Bunun nasıl olduğunu eminim çok merak ediyorsunuzdur. O halde sizi daha fazla merakta bırakmadan anlatayım. Fedellah kaybolduktan sonra Kaptan Ahab sandalına birinci kürekçiyi
richard dawkins'in kızına mektubu sevgili kızıma 10 yaşına geldiğine göre sana benim için önemli olan bir şeyden bahsetmek istiyorum. bildiğimiz şeyleri nasıl bildiğimizi hiç merak ettin mi? örneğin gökyüzünde minik iğne delikleri gibi görünen yıldızların aslında çok uzakta ve güneş gibi büyük ateş topları olduğunu nereden biliyoruz? ya da
Ahmet Erhan
ı her şey bir acının bilincine varmakla başladı. bir taşı kaldırıp atmakla, bir kapıyı açmakla... bir el, hep bir şeyler yazdı, biz doğduktan bu yana kağıtlara şimdi bütün yaşadıklarım karalama kağıtlarında kaldı. bir kalem kendi kendine yazar bu şiiri. insanlar işlerine gider, ben acıya giderim. bir günde bütün isalarımı çarmıha
Gu gu guk. Yağ döktük, kim döktü, kız döktü
“Yağın bir kaşığının bin para olduğu, herkes de zeytinyağının bulunmadığı zamanların birinde, bir baba, iki kardeşi, uzak bir yere yağ almaya gönderir. Çocukların ellerinde toprak testi vardır. İki kardeş gider, ellerinde olan para kadar yağ alırlar. Geri dönmenin sevinciyle güle oynaya yolda geliyorlardır. Bir ara erkek çocuk nasıl olduysa
Sayfa 113Kitabı okudu
Gizli Dosyalar: İyileştirici
Her canlı doğar, büyür ve ölür. Dünyanın düzeni böyledir. İnsanlar da bu düzenin içinde olmak zorundadırlar. Bazı insanların ölümleri, yaşamları kadar acılı olur. Ölümün nerede ve ne zaman geleceği belli olmaz. Peki ya hastalıkların? Örneğin; kanserin. Onlarca kanser çeşidi var. Her insan potansiyel kanser hastasıdır. Tedavisi oldukça güç ve
Resim