— İyi ama, ya ben yanılıyorsam?.. –diye haykırdı birden.– İnsanoğlu aşağılık bir yaratık değilse ya?.. Yani genel olarak tüm insanlık, tüm insan soyu… O zaman geri kalan her şey bir boş inançtan, kuruntuya dayanan bir korkudan başka bir şey değil… O zaman… hiçbir engel yok… Zaten olmaması da gerekir!..
“erkekler ağlamaz” diyorlar; bunu dediklerine göre ağlamak doğru değil. Peki ama ağlamak iyi bir şey değilse neden kızlara yasak değil? Acaba kızların kötü şey yapmaları doğru da erkeklerinki mi değil? Ya da kızlar için ayrı erkekler için ayrı kötü şeyler mi var?
Reklam
Hiç değilse susarak hepsini yüzünüze haykırmak istiyorum. Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yönüm yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum. Hem de iyi giyiniyorum. İyi giyinene iyi yer verdiğiniz için. Aranızda dolaşmak için çalışıyorum. İstediğimi çalışmama izin vermediğiniz için. İçgüdülerimi hiçbir işte uygulamama izin vermediğiniz için. Hiçbir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz. Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle. Okullarınızla. İş yerlerinizle. Özel ya da resmî kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olmayacak insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım.
Her bir cümlenin alnından öpmek istiyorum
Ama hayır, hiç değilse susarak hepsini yüzünüze haykırmak istiyorum. Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yönüm yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum. Hem de iyi giyiniyorum. İyi giyinene iyi yer verdiğiniz için. Aranızda dolaşmak için çalışıyorum. İstediğimi çalışmama izin vermediğiniz için. İçgüdülerimi hiçbir işte uygulamama izin vermediğiniz için. Hiçbir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, birşey yapıldı sanıyorsunuz. Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle. Okullarınızla. İş yerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olmayacak insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım.
Kaderin Çağrısı karşısında Saydam Olun
Er ya da geç bir şey bizi belirli bir yola çağırır gibi görünüyor. Bu "bir şeyi" çocukluğunuzdaki bir işaret gibi anımsayabilir­siniz; beklenmedik bir dürtü, bir hayranlık, olayların gidişinde bir belirti gibi algılanacak tuhaf bir değişiklik, bunu yapmak zo­rundayım, ben buna sahip olmalıyım duygusu vermiştir. Ben buyum ... Eğer bu
Sayfa 72 - Altın Kitaplar Yayınevi 5. Basım James HillmanKitabı okudu
Sordukları zaman, bana ne iş yaptığımı, evli olup olmadığımı, kocamın ne iş yaptığını, ana babamın ne olduklarını sordukları zaman, ne gibi koşullarda yaşadığımı, yanıtlarımı nasıl memnunlukla onayladıklarını yüzlerinde okuyorum. Ve hepsine haykırmak istiyorum. Onayladığınız yanıtlar yalnızca bir yüzey. Ne düzenli bir iş, ne iyi bir konut, ne
Sayfa 57
Reklam
Kıskançlık üzerine bir bölüm ...
__ Kıskançlık! “Othello kıskanç değil, karşısındakine inanan bir adam,” diyor Puşkin. Yalnız bu sözler büyük şairimizin zekâsındaki olağanüstü derinliği göstermeye yeter. Othello’nun ruhu ezgin, ideali mahvolduğu için hayat görüşü alaboradır. Gene de o gizli gizli casusluğa, gözetlemeye kalkışmaz; içi inanç doludur onun. Aksine, ihanete
Sayfa 507 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
Sordukları zaman, bana ne iş yaptığımı, evli olup olmadığımı, kocamın ne iş yaptığını, ana babamın ne olduklarını sordukları zaman, ne gibi koşullarda yaşadığımı, yanıtlarımı nasıl memnunlukla onayladıklarını yüzlerinde okuyorum. Ve hepsine haykırmak istiyorum. Onayladığınız yanıtlar yalnızca bir yüzey. Ne düzenli bir iş, ne iyi bir konut, ne
Bu yalnız kalma, başkalarının senden bir şey istemelerini ya da seni de birlikte sürüklemelerini hissetmeme ihtiyacı... Senin üzerinde en ufak bir hak iddia etmelerine ve bunu sana belli etmelerine karşı duyduğun korku... Senden bir şey bekleyenlerin düpedüz patavatsızlıkları, seni kendisine verilmiş hak gibi görmesidir bu. . . Bu durumda hemen ne yapacağını şaşırıyorsun, elin kolun bağlanıyor, buna karşı baş kaldırmak istiyorsun. Olumlu bir tek kelime bile edemiyorsun. Her şeyi yüzüstü bırakıyorsun. Senin çalışmanı engelleyen ve hem acıdığın hem de kendini esirgeyemediğin için iyi davranmak zorunda kaldığın insana karşı duyduğun öfke! Politikayla uğraşmanın, yığınlarla bağ kurmanın insana verdiği iç huzur, kendimizi adadığımız herhangi bir işin, herhangi bir uğraşın bize verdiği huzurdan farklı bir duygu değildir. Bir şey yazarken, kendini iyice ver o işe, o zaman başı dinç, dengeli, mutlu bir insan hissedersin kendini. Ya her şey sağlıklı, dengeli yaşamaktan başka bir şey değilse? Ölüm ânında ne diyeceksin?
Sayfa 417 - Can yayınlarıKitabı okudu
uzun zaman sonra okuduğum en anlamlı şey
Örneğin Ahmet isminde oğlu olan bir kadın, eşinden bahsederken “Ahmet’in babası” diyor. Çerkezlere bu adetlerin nedenini sorduğunuzda, kendilerine öğretildiği gibi, “Saygı.” diyor, sırf böyle söyledikleri için, böyle yapmalarının saygıyla herhangi bir ilgisi olabileceğine gerçekten de inanıyorlar. Halbuki dünyada herhangi birinin
Sayfa 25
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.