Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
kuşkular denizinde kürek çekiyorum kıyıyı umuyorum hayalimde ve kaderimde her kürekte çarpıyor heyecanla genç kalbim bilmiyorum okyanus var her insanın kaderinde falan filan şiiri falan boşverelim de hayatın bu garantisizliği , ne olacağının aşırı bir şekilde belirsiz olması ,zamanın geri alınamıyor olması gerçeği, yetiştiğin çevrenin hayatını ve fikirlerini büyük oranda şekillendiriyor olması, hayatta mutlak bir doğru, anlam, amacın belirgin olarak önümüze sunulmamış ve bizim bulmamız inisiyatifine kalmış olması, ya beceremezse kaygı ve hezeyanları, psikolojik durumun insanı ele geçirmesi ve büyük oranda değiştirilememesi, bu modern hayatta içgüdülerin etkisinin az iradenin gerekliliğinin büyük olduğu işlere mecburiyetten bu genç ömrün boyunca savaş vermiş olmam ve hala devam etmesi, gençlik duyguları, eksik kalmış ve doyurulamayack duyguların eksikliğinin yarattığı zararla savaşmak, altı delik bir kovayla kendini doldurmaya çalışmak, ne olduğunu olacağını bilememek falan filan... yoruldum
Ne kalabalık bir hayat, ne kalabalık bir dünya diye düşündü. Düşündükçe düşündü. Evet bu bir gerçekti. Öylesine gerçekti ki her yanını sarmıştı. Başını kaldırıldı ve koşuşturan insanlara baktı. Herkesin bir hikayesi, dünyası, hayatı, şiiri... vardı. Önemsiz hissetti kendisini. Herkesin bir şiiri, hikayesi varsa kendisine ait olanların ne önemi vardı ki... Hayat bundan mı ibaretti? Bir kaç zamanlık hevesler, tutkular, istekler, hayaller... Ya sonra? Sonra ne olacaktı? Bedeni ruhundan ayrılıp süzüldüğü zaman... Kalabalıktan uzaklaştı ve hep huzur bulduğu o göl kıyısında oturdu. Şimdi mutluydu. Tekrar düşündü. Herkesin bir hikayesi vardı ancak şimdi fark ediyordu ki herkesin bir şiiri yoktu. Herkesin bir yaşanmışlığı vardı ancak herkesin bir dünyası yoktu. Şimdi biraz rahatlamıştı içi. Bencil değildi. Onlar gibi olmaktan korkuyordu. Nitekim onlar gibi görünmekten de hep nefret etti...
Reklam
ATEŞ Mİ ÜSTÜN TOPRAK MI?
Muhammed Emin Toprak
Muhammed Emin Toprak
İnanan cinlerin komutanıydı Kâfir cinlere karşı çok savaştı Meleklere hoca diye atandı Azazil'di onun önceki adı Melekler onun yanına geldiler Birimiz lanetlenecek dediler Levhimahfuzda okuduk dediler
Uzaklara bakabiliyor olmanın bir nimet olduğunu geçtiğimiz haftalarda fark etmiştim. Gözünün önünde insan eliyle sonradan iliştirilmiş bir şeyler olmadan yani, bina gibi. Bunun insanın hayal gücünü ve ufkunu genişlettiğine inanıyorum, şimdilik böyle en azından. Baktığında beş metre ötesini görmekle, beş yüz metre ötesini görmenin ya da beş bin metre ötesini görmenin insan ufkunda aynı etkiyi göstermediğine eminim. Okumadım, içeriğini bilmiyorum ama bu İmam Gazalî'nin "göğe bakmanın faydaları" gibi bir metni var, onun içinde her ne yazıyorsa söylemek istediğim şey onunla ilgili olabilir. Ayrı bir nimet ki bu iletiyi Hacı Bayram'da Şeyh İzzettin Türbesinin ön taraflarındaki parkta, karşı tepenin yamaçlarını seyrederken yazıyorum. Böyle söyleyince iletim sınıf atlamış gibi hissettim. Odamda iki metre ötesini ancak görebiliyorken yazdığım iletilerden bi farkı olmalı diye geçiriyor insan içinden. Ama maalesef fiziken bir yerde olmak oradan olmak, oralı olmak ya da oranın rengine boyanmak demek olmuyor. Öyle olsaydı bir sürü Allah dostunun gelip geçtiği şu mekanda ben de ermiş oluverirdim. Ama ben hala "ben ne zaman akıllanacağım" diye geçiriyorum içimden. Neyse konuyu nerden nereye getirdim. Şimdi gidip kemankeş'te bir şerbet içip kitap okuyayım. Okuyacağım dedim, okumam gerek. Selametle 🌿
Sen hatırlıyor musun bilmiyorum. Benim aklıma da ruhuma da mıhlanmış kokun. Çıkarıp koyamıyorum bir kenara. Ne zaman yüksünsem hayattan, sığınıyorum en hakikisinden varlığına. Sen yokken zor oluyor evet, ama dedim ya aklıma da mıhlanmış ruhuma da...
“Filozoflar devletlerde kral olmadıkça ya da bugün kral ve yönetici dediklerimiz gerçek ve ciddi anlamıyla filozof olmadıkça, siyasal güçle filozofluk aynı kişide birleşmedikçe, bugün bu işlerden yalnız birine ya da ötekine kendini veren birçok yaratılışlar böyle davranmaktan alıkonulmadıkça, ne sitelerin, ne de insan soyunun dertleri bitip tükenmeyecektir.” • Devlet, Platon (Eflatun)
Reklam
Yazın açlık çekmek zordu. Ya şiddetli don olduğunda ? Bu cesur savaşçıların hakları olduğunu düşündükleri ne var ? Uyku ile çalışma süresi arasında insan olmanın gerektirdiği 3 saatlik boş vakit
Devrimci Kadınlar
Devrimci Kadınlar
Yunus Emre
Dolap niçin inilersin Derdim vardır inilerim Ben Mevlâ'ya aşık oldum Anın için inilerim Benim adım dertli dolap Suyum akar yalap yalap Böyle emreylemiş Çalap
Olumsuzlukları hayatta yok saydıkça ya da yaşananlardan kaçtıkça ,kaçtığımız nokta kendi benliğimiz oluyor. Geçmişteki keşkelerle ve şimdiki endişelerle hayata ve kendimize yabancılaşıyoruz. Kendimize yabancılaşmamız arttıkça bedenimizde sebebini bilmediğimiz acılar ve ağrılar tanışıyor ve soluksuz derman arama telaşına giriyoruz. Şifa, aradığımız noktadan çok ; kaçtığımız noktada başlıyor ve hayat buluyor. Bu yüzden içinizde olan büyüyen kaçtığımız ne ise ona doğru koşmaya başlayalım. Merakla ve sevgiyle kalalım...
Üç Gözlü Kuzgun
"Sen gerçekten bir karga mısın?" diye soru Bran. Ya sen gerçekten düşüyor musun? diye sordu karga "Bu yalnızca bir rüya," dedi Bran. Rüya mı? diye sordu karga. "Yere çarptığında uyanacağım" dedi Bran, kuşa. Yere çarptığında öleceksin, dedi karga. Gözlerini kapadı ve ağlamaya başladı. Sana söyledim. Tek çözüm uçmak, ağlamak değil. Hem ne kadar zor olabilir ki? Ben yapabiliyorum. "Senin kanatların var," Belki seninde vardır, bazı kanatların farklı biçimleri vardır. "Düşüyorum" Her uçuş, düşüşle başlar, dedi karga. Aşağı bak. "Korkuyorum..." AŞAĞI BAK! Bran aşağı baktı. Artık biliyorsun, dedi omzuna oturan karga. Neden yaşamak zorunda olduğunu artık biliyorsun. Bran, "Neden?" dedi anlamayarak. Düşüyordu. Çünkü kış geliyor. "Bir adam korkusuna rağmen cesur olamaz mı?" dediğini duydu kendi sesinin. Ve babası cevap verdi. " Bir adamın gerçekten cesur olabileceği tek andır korktuğu an. " Şimdi Bran, dedi karga aceleyle. Seçimini yap. Uç ya da öl. Ölüm çığlıklar atarak ona doğru geliyordu Bran kollarını açtı ve UÇTU.
Reklam
Ya bunu neden yapıyorsun ben neden acaba ne oldu diye bin tane ihtimal düşünüyorum ya
Neyiz???
Aslında aklımıza gelmeyen ve saymayı unuttuğumuz birçok bileşen, belirli bir düzen içerisinde bir araya gelerek elinizdeki bu kitabı oluşturmuştur. O zaman, tüm bu koşullar altında benzer bir soruyu insan için düşünebiliriz. Peki ya siz kimsiniz? Ya da kitabın amacına uygun bir şekilde sormak gerekirse; tam olarak, "ne"siniz?
Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum
Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.