«Dahi», orta düzeydeki bir insandan daha hızlı öğrenebilir. Dahi yaratıcıdır, olağan kişinin aklına gelmeyeni yapan kişidir. Zihinsel yetiler yönünden en üstün kişidir. Fakat bunlardan hiç biri, «dahi», ciddi çalışma yapmaksızın dahi olabilir anlamına gelmez. Orta düzeydeki çalışkan kimselerin tembel dahileri geride bıraktıklarını çok görmüşüzdür. Dünya, yarım yetenekli diyebileceğimiz bu tembel dahilerle doludur. Bu zihin devleri niçin karanlıkta kalır? Niçin pek çoğu yoksulluk içinde ölür gider? Yetişme ortam ve koşullarına, fizyolojilerine bakarsanız, sorunun yanıtını bulursunuz. Bunların çoğu hiç bir zaman okula gitme olanağı bulamamıştır (yoksulluk). Kimileri fena bir topluluk içine düşer, olağanüstü yetenekleri yararsız ya da tehlikeli işlerde çarçur olur (çevre). Kimileri de okumaya okur ama, ya yollarını ya da modellerini yanlış seçerler (eğitim). Siz şimdi kalkar, gerçek dahi ne yapar eder, başarıya giden yolu kesenkes bulur, diyebilirsiniz; gelgelelim, işin içyüzü hiç de öyle değildir. Tersliklere, engellere karşın başarıya ulaşan her insan, kendisine bu yolda şans verildiği için ulaşmıştır başarıya.
Acımaktan Kurtulmuş yerlerini
Sonra duvardan duvara çizilerek
Ölü bir korkunçluğu taşıyor
Sen, hey, duvarlar dibi öldürülmek!
En yeni tam-tamları dünyamızın
Ya da kendiyle bırakılması insanın
Sizi
Sizleri selamlıyor işte
Doğrusu elinizden ne gelir ki
Siz dolgun yaşamaya bakın günleri.
Uzun Beyaz Bulut Gelibolu kitabı üzerine gerçekleştireceğimiz çevrimiçi söyleşiyle bizlerle olacak.
Çanakkale Savaşları'nda ölen büyük dedesinin mezarını aramak için Gelibolu'ya gelen Zelandalı genç bir kadın ve Çanakkale
Başkalarını rahatlatmaya çalışırken insanların yaptıkları ortak bir hata vardır. Tam olarak bilmedikleri hâlde " Senin neler hissettiğini biliyorum" derler. Örnek: Bir arkadaşınızın babası öldüğünde ya da bir arkadaşınız kansere yakalandığında, sizin babanız ölmediyse ya da kendiniz de kanser değilseniz sakın ola ona " Senin neler hissettiğini biliyorum" gibi bir söz söylemeye kalkmayın. Bu gibi durumlarda karşınızdaki kişiyi teselli etme olanağınız vardır, ama eğer arkadaşınızın yaşamakta olduğu şeyi siz bizzat yaşamadıysanız söyledikleriniz karşı tarafa samimiyetten uzak gelecektir. Önemli olan önce düşünmek, sonra mümkün olan en rahatlatıcı sözü söylemektir. Eğer kalbiniz doğru yerdeyse, doğru sözcükleri bulmakta zorluk çekmezsiniz.