Ah, siz gözü körler, siz gözü kararmışlar, siz kana susamışlar, siz iflah olmaz sahtekârlar! Hakikati ne zaman göreceksiniz? Ya siz fani yargıçlar, kendi keyfi kararlarınızla insan kanı akıtmaya ne zaman son vereceksiniz?
348 syf.
4/10 puan verdi
Doğduğun şehre döndüğünde
Galce ve Galliler’e dair bir yaşanmışlığım yok ama karakterlerin cümle kurmaktaki seçimleri ve kinayeli iletişimleri kitabı benim için çok üstü kapalı, anlaşılması zor bir metin haline getirdi. Bölgeyi ve kültürünü anlamakta dipnotların yetersiz kaldığını, gönderme yapılan konularla ilgili okuyucunun bilgisi olmaması ihtimalinin göz ardı edildiğini, bazı deyimlerin doğrudan kelime çevirisinin yapıldığını düşünüyorum. Olay örgüsü ise oldukça ilgi çekiciydi aslında. Doğduğunuz şehre geri döndüğünüzde ya hiç değişmediğinizi ya da tamamen değiştiğinizi kanıtlamak derdine düşersiniz. Siz başka bir kültürde günden güne farklılaşırken, geride bıraktıklarınız aynı yerde daha da köklenmiş, alışkanlıklar yerleşikleşmiş olur. Bıraktığınız yerden devam edebileceğinizi sansanız da geride kalanlar sizi en son gördükleri haliyle bilir ve o günkü halinizle size yaklaşır. Oysa siz aradan geçen zamanda değiştiniz, karşınızdakinin davranışını karşılayacak eski siz değilsiniz. Doğduğunuz şehre döndüyseniz kendi hallerinizle aranızdaki bu boşlukta yaşananları sorgulamak için harika bir zaman.
Yaşlı Kurtlar
Yaşlı KurtlarKingsley Amis · İletişim Yayıncılık · 202115 okunma
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
İlk gençlik yıllarımda Ömer Köroğlu seslendirmesiyle şiirlerini dinlemiştim. İlk defa bir kitabını okuyorum. Hikâye Nesimi adlı karakterin otizm, serebral palsi teşhislerini taşıdığını ifade etmesiyle başlıyor. Asel adında bir sevgilisi var ve buluşmak için İstanbul'dan Antalya'ya geliyor. Daha sonradan olaylara eklenecek olan Agâh Hoca ve Nesimi arasında oyun içinde oyun diyebileceğiniz zincirlere takılıyorsunuz. Oyuna katılan diğer oyuncular şapka çıkarttıracak cinsten. Asıl şapkayı çıkaracağınız kişi Nesimî. Fizik Bölümü okurken işlemediği bir ceza yüzünden başına olmadık işler geliyor. Kendini Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevkettirmeyi başarıyor. Ailesinin onu hastaneden çıkarmak için çıktıkları yolda kaza geçirip vefat ediyorlar. Yasını doya doya yaşamak istediği için hastaneden kaçıyor Nesimî. Aldığı ilaçlar sonrasında ağlama refleksini tadamayacağı için seçiyor bu yolu. Agâh, üniversitede hoca. Yalnız mesleğine düşecek olan gölgenin henüz farkında değil. Dolayısıyla asistanı Simay'ın kendisine âşık olduğunu düşünürken evlenme teklifi ettiği gece enteresan bir şekilde terk ediliyor. Tabii tahmin edebileceğiniz gibi bu da oyunun bir parçası. Hikâye tam olarak bu şekildeyken kişisel görüşüme gelecek olursam beğendiğimi söyleyemem sıradan bir okumaydı.
Beni Siz Delirttiniz
Beni Siz DelirttinizUğur Babat · Çınaraltı Yayınları · 202111 okunma
Bilmezsiniz bu havanın kıymetini siz!.. Allahım! Nedir bu nefes almak biliyor musunuz? Müthiş tatlı bir şey! Hani kana kana su içersin, bazen susuzluktan yandığın zaman ya! Bayılırsın! O su ne tatlı şeydir! İşte hava da öyle... Sudan bin kere tatlı!
Sanat ne içindir?
Geçmişten günümüze hep, 'Sanat, sanat içindir.' ya da 'Sanat, toplum içindir.' akımını hep duyduk. Yaşanılan zamana göre ikisinin de etkisi vardı. Ancak ben bu zamanı gözlemlediğimde, insanların yaptığı sanatları kendini geliştirmek ya da mutlu etmek istediği için yaptıklarına denk geldim. Kendimde bile bunu fark ettim. Bir sanat yapıyorsam o toplum için ya da sanat için değil de beni mutlu etmesi için. Yani burada demek istediğim sanki çağımız 'Sanat, benim içindir.' akımında. Burdaki benim ifadesi kendiniz yani bir birey olarak insan. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bundan yıllar önce ben annem ve babam bir dolmuşa atlayıp bizden 20-"30" km uzaklıktaki büyük amcamın bayramına gitmiştik o zamanlar büyük amcam ile ortanca amcamın arası kırık ve konuşmuyorlardı.Babam 2.Dünya savaşındaki Türkiye misali tarafsız ve herkese zeytin dalı uzatan bir kişiliğe sahip o zaman da ikisin arasındaki küskünlüğe
Reklam
Son derece zeki, her şeyi seviyeli bir bakış açısından gören, kimse hakkında kötü bir söz söylemeyen bir kadın, son derece önemli mektuplarınızı kendisine rahatlıkla teslim edebileceğinizi kendi söylediği halde cebinde unutur, çok önemli bir randevuyu kaçırmanıza sebep olur ve bir özür bile dilemeden gülümser; çünkü saatten hiçbir zaman haberi
Sayfa 284Kitabı okudu
Alıştım artık yalnızlığa Peki ya siz ?
herkes uyanıkmış bu saate kadar :)
şimdi bir yerde okudum ve sizlerin düşüncesini de merak ediyorum .. Şimdi , çocukluğunuz karşınızda olsa ona ne söylerdiniz ? Ben ; Seni tanımladıkları kişi değilsin söylenen herşeyi inanma ve tanımlandığın kişiliğe bürünme. Yakında benliğinle tanışacaksın ve özünü anlayacaksın ... demek isterdim ... ya siz ?
Böyle Buyurdu Zerdüşt
Bugün Ferrari, Bentley, Porsche markalarının araçları üst segment olarak adlandırılıyor ve üstün görünüyorsa, alt segment arabaların varlığı sebebiyledir. Hayatında Toros, Şahin, broadway segmentindeki araçlara binmeyenler, sahip oldukları, hemen elleri altında bulunan üst segment araçların ne olduğunun ya da neye nasıl bir şeye sahip olduklarının farkına varamazlar. Ta ki bahse konu alt segment araçlara binene kadar. Bu nedenle globalleşen günümüz dünyasında meydanı arada “g*tüm bu ara emekli” diyerek alt segment grubu araçlara bırakmak lazım ki üst segment araçlar misali olan siz değerli arkadaşların değeri anlaşılsın. He, maksat 4 teker olsun beni götürsün vizyonerliğine sahip vizyonsuz yöneticilere sahipseniz çok da önemi olmaz bunun ama sizler de bir ferrarinin patika yolda heba edilemeyeceği gibi kendinizi onların yollarında sürdürmemiş, yıpratmamış, paralamamış olmamanın asaletini yaşamış olursunuz kanımca. Bu da geceye not olsun 👋
Reklam
“Bugün sizin yeni doğum gününleriniz! İnsanların tek bir doğum ya da ölüm tarihi olduğuna inanmıyorum. Bakmayın siz mezar taşlarındaki o rakamlara! İnsan sık sık ölür ve yeniden doğar aslında.”
"Ama sonunda kaybeden siz olmuşsunuz." "Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?" "Ama kucağında bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz." "İyi ya, boş değildi kucağım." "Ama yandınız, kül oldunuz." "Ama vardım, kül bunun kanıtı."
Sayfa 104 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ebu Hureyre (Allah Ondan razı olsun) şöyle demişti: “Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) bize bir gün bir konuşma yaptı ve “Ey insanlar Allah size haccı farz kıldı, öyleyse haccedin” buyurdu. Sahabilerden biri: “Ya Rasulallah her sene mi?” diye sordu. Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) sustu, bu adam da sorusunu üç defa tekrarladı. Bunun üzerine Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Evet deseydim her sene haccetmeniz farzolunurdu da siz de buna güç yetiremezdiniz.” Dedi, ve sonra “Söylemediğim şeyleri olduğu gibi bırakınız, çünkü sizden öncekilerin(ümmetlerin) helak olmalarının sebebi, peygamberlerine çok soru sorup bu yüzden aldıkları cevapları konusunda ihtilaf etmeleridir. Bundan dolayı size bir şey emredersem onu gücünüz yettiğince yerine getirin. Herhangi bir şeyi de yasaklarsam ondan da kesin olarak kaçının” buyurdu. (Müslim, Hac, 412)
Sayfa 503
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.