Habitatları yok ederek hayvanları insanlarla daha yakın temasta olmaya mecbur bırakıyor, böylece patojenlerin insanlarda yeni hastalıklar oluşturmalarına uygun koşullar yaratıyoruz. İnsan nüfusu arttıkça, köylerini genişletmek ve çiftçilik yapmak için daha fazla toprak isteyen insanlar ve besi hayvanları, geride kalan doğal alanlara daha da fazla nüfuz ediyorlar. Hayvanlar avlanıyor, öldürülüyor ve yeniyor. Bedenleri ya da beden parçaları, içerdikleri patojenlerle birlikte bütün dünyada alınıp satılıyor. Yiyecek, giyecek, ilaç olarak ya da egzotik ev hayvanı ticareti için yaban hayatı pazarlarında satılıyorlar. Bu pazarların hemen hepsinde koşullar yalnızca korkunç derecede acımasız değil, her yerde stresli hayvanların kanı, idrarı ve dışkısı olduğundan genellikle son derece sağlıksızdır. Bir virüsün bir insana geçmesi için mükemmel fırsat yaratır, ki SARS gibi bu pandeminin de Çin'deki yaban hayatı pazarında ortaya çıktığı düşünülüyor. HIV-1 ve HIV-2 Orta Afrika'daki yaban hayatı pazarlarında yaban hayvanı eti olarak satılan şempanzelerden çıktı. Ebola muhtemelen goril eti yenmesiyle başladı. Ayrıca eti, sütü ve yumurtası için korkunç koşullarda yetiştirilen milyarlarca evcil hayvan, Meksika'daki bir fabrika çiftliğinde başlayan bulaşıcı domuz gribi ve bulaşıcı olmayan E. coli, MMRSA (metisiline dirençli stafilokok), salmonella gibi yeni hastalıkların ortaya çıkmasına yol açtı. Unutmayın ki sözünü ettiğim hayvanların hepsi kişiliği olan bireylerdir. Birçoğu, bilhassa domuzlar, son derece zekidir ve her biri korkuyu, ıstırabı bilir ve acı çeker.
Sayfa 226 - Meav YayıncılıkKitabı okudu
Hakikat Uygarlığı demek olan İslâm Uygarlığında kişi ve toplum, bu "yaban" duyarlıkları ruhundan ayıkladığı sürece, onlara en yüce hayatı bağışladı Allah. Ama ne vakit ki, bu dar duyarlıklar bataklığı çölleşen ruhun ortasında deccalsı bir gökdelen gibi yükseldi, işte o vakit yaşama kişimize ve toplumumuza kan ve irin kesildi.
Sayfa 48 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türdaş(lar)ım için bir öykü
"Başkalarına muhtaç olmak, ayıp bir şeydir!" Bu sözünü hiç unutamadım onun. Unutmam da... Kim tarafından ve ne zaman yaralandığını hiç bilmiyorum ama güzel ve çekici bir kadındı. Güzelliği, en çok kendisini umutsuzca özlemesinden kaynaklanıyordu. Güzelliği, yüzündeki yitik seslerden, can çekişen anılardan, yüreğindeki umutsuz kanayıştan
Sayfa 5
Çoğu talihsizlik, iyimserlikle desteklenen cehaletten kaynaklanır. Genç bir adam dünyanın zevk almak için yaratılmış bir mutluluk yeri olduğuna, oysa burada yalnızca onu arama becerisinden yoksun olanların yaşadığına inanır: Bu noktada romanlar, şiirler ve dünyanın her zaman her yerde dış görünüşe verdiği riyakârca önem bunu destekler. O andan itibaren hayatı, doğal olarak pozitif zevklerden oluşan (az çok düşünümle gerçekleşen) pozitif mutluluğun peşinde koşmakla geçer. Hayatı pozitif mutluluğa ve zevke yönelik olduğundan hedefi haline geldiği talihsizlik tehlikesini üstlenmelidir. Var olmayan bir yaban avına çıkmak, bu genç adamı doğal olarak son derece gerçek ve pozitif talihsizliğe sürükler.
Dost sûreti gözgüdürür bakan kendi yüzün görür Gelsin o kendisiz gelen ben râzımı sana direm Can gözüyle bakan görür Yunus gözüyle gördüğün Yoksa yaban gözü ile kimesneye ne söyleyem
Sayfa 238
"İnsan hayatı kaos ile kozmos arasında ikiye bölünemez. Aksine ihtiyaçlar, problemler, umutlar, korkular, bağlılıklar, ihanetler ve bunlara önerilen cevaplar olarak fikirler, sorgulamalar, hipotezler ve çözümler arasında hiç durmaksızın yeniden şekillenir. Hayat insana çelişkilerle gelir. Aksi takdirde düşüncenin arnavut kaldırımları arasında yaban otları gibi yeşeren belirsizliği anlamak için ne felsefeye ne de sosyal bilimlere ihtiyaç duyardık. İnsan hayatı kaos ve düzenden örülmüş bir ağdır. Bir oksimoron kullanmamıza müsaade edilirse, sosyal hayat kaotik bir kozmos, yani 'kaozmos'tur. Hayatın herhangi bir boyutunun varoluşu gibi, insan varoluşu da taban tabana zıt unsurların müşterek varoluşudur. Bu nedenle bütün belirsizlikler, bütün kuşkular, bütün indeterminizmler, bütün plüraliteler insanın sosyal gerçekliğinde, yani hayat formlarında ikamet eder. O vakit dili belirsizliğinden dolayı bir hurafe olarak değil, bizatihi belirsizliğinden dolayı bir "oyun" olarak ele almak gerekir."
Reklam
270 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.