Sana büyük bir sır söyleyeceğim Zaman sensin
Zaman kadındır İster ki
Hep okşansın diz çökülsün hep
Dökülmesi gereken bir giysi gibi ayaklarına
Bir taranmış
Bir upuzun saç gibi zaman
Soluğun buğulandırıp sildiği ayna gibi
Zaman sensin uyuyan sen şafakta ben uykusuz seni beklerken
Sensin gırtlağıma dalan bir bıçak gibi
Ah bu söyleyemediğim
Hemite köyünün en güzel kızı Esme’yi görenler güzelliğinden öyle bir etkilenir ki ondan başka bir şey düşünemezler. Herkes gibi Halil de Esme’yi görür görmez âşık olur. Esme’nin ise gönlü başkasındadır. Halil, istenmediğini bile bile bir gün Esme’yi kaçırır. Ona tecavüz eder ve Esme hamile kalır. Bir süre kimseyle konuşmaz. Oğlu Hasan’ı doğurur doğurmaz onun sevinciyle konuşmaya başlar.
Esme, Abbas’ı unutamaz ve gizli gizli buluşurlar. Halil, bunu öğrendiğinde Abbas’la çatışmaya girer ve onu hapse attırır. Hapisten çıkar çıkmaz Esme ile kaçmayı düşünürler. Ta ki bir akşam yemek sofrasında Halil dışarıdan gelen silah sesleriyle vurulana dek. Bugünden sonra Halil’in ölümünden herkes Esme’yi sorumlu tutar. Oğlu Hasan’a da böyle anlatılır ve annesini öldürmesi için zorlanır.
Yaşar Kemal, o dönemdeki Çukurova’yı açık açık anlatmış. Toplum baskısını, toplumun kadına bakış açısını, ataerkil düzeni, cahilliği, iftirayı, anneliği, töre ve kan davasını, bir çocuğun duygularını öldürüp ondan bir katil yaratmayı…
Aslında günümüze pek de yabancı olmayan bir konusu var. Eser, konusunu da gerçek bir olaydan almakta. Bundan dolayı kısacık eser sizi etkisi altına alıyor.
Yaşar Kemal’in bizi bu denli etkilemesinin en önemli sebebi de eserlerinde gerçek hayattan besleniyor olması.
Roman biterken “Yılan kim?” sorusunun cevabını fazlasıyla veriyorsunuz.
Son olarak eser hem sinemaya hem de tiyatroya uyarlarmış.
Keşke Sevseydi
İnsan insana kavuşmak üzereydi
Arka bahçende gizli bir sokağın eşiğinde
Darağacına vurulmuş gördüm kendimi...
Orada korkulu gözler
Bakıp bakıp susmalar yutkundu
Dikkat spoiler içerir!
Nursel Duruel'in hazırladığı seçmeli kitap olan Öğle Saatleri, Selçuk Baran'ın görüşlerini bize aktarıyor.
"Her çağın kendine özgü ruhunun, iyi ve kötü yanlarıyla, insanlar üzerinde belirleyici bir etkisi olduğunu düşünen, buna karşın kişinin "kendisi" olmasının, "birey" önemini vurgulayan bir
Bu dolaylarda akşam saati, hüzünlü bir sükun devresi gibi olmalıydı herhalde. Bugünse, güneşin taşkın ışıkları manzarayı ürpertip titreterek onu yabani ve yorucu bir hale sokuyordu.
Kalabalıklar içinde yalnız biri. Çok kişi var hayatında ama hiç kimse yok gibi. Her yazdığında, her anlatışında tutuyor yalnızlığının bir ucundan, atıveriyor önümüze. YALNIZIM Diyor. Çocukken de yalnızım, büyürken de yalnızım, ölürken de yalnız olacağım.
Yaşamın Ucuna Yolculuk'ta da anlattığı gibi yine sığamıyor olduğu yere Tezer. Kaçıyor