Meğer zaman; ırmakmış, denizmiş, okyanusmuş.
Sen zamanın ortasında gözlerini yaşa boğup ıslanmışsın.
Bu bulutlar gider, yağmur diner, güneş doğar sanmışsın.
Ve beklerken sessiz gemiyi, daha çok ıslanacaksın, anlarsın.
Şimdi uzağım belki... ama belli mi olur? Belki demli bir çay kokusuyla gelirim! Belki yağmur olur yağarım şehrine! Belkide rüzgarla düşerim önüne... Sen yeter ki bekle...
Rıfat Akpınar
Bu hayat bir haşr'dan ibarettir.
Tutuşup yanmak, rüzgâra karışmak, yağmur olup toprakla buluşmaktır.
Aşk ateş, rüzgâr bela, yağmur gözyaşı, toprak ise vuslattır...
Su gibi olmalı insan; Kirleri arıtmalı, eritemediklerini hareketiyle taşımalı, taşıyamadıklarını yerde bırakıp buhar olmalı. Kirlendiğinde havalara yükselip imliklerden geçmeli. Sonra buluta dönüşmeli, ardından damla damla yağmur olup çoğalmalı ve tertemiz olup tekrar tevazuyla başladığı yere dönmeli...
16 Mart 1915'te İstanbul'da doğdu. 7 Mayıs 1986'da İstanbul'da yaşamını yitirdi.
1950'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Filolojisi Bölümü'nü bitirdi. Edebiyat yaşamına gençlik yıllarında yazdığı skeçlerle başladı. "Töhmet" adlı ilk öyküsü Yedigün dergisinde "Haldun Yağcıoğlu" takma ismiyle 1946'da yayınlandı.