‘Bazen soğuk bir sisin içindeymişim gibi bir yalnızlık duygusu içime çörekleniyor. Orada yalnız başıma durup hayatın kapanan kapısına bakıyorum; o kapının ardında ışık var, müzik var ve tatlı bir arkadaşlık var. Fakat ben o kapıdan içeri giremiyorum. Kader sessizce o kapıyı bana kapatıyor. Dilimin ucuna gelen o çaresiz kelimeleri mırıldanmayacağım, tıpkı dökülmemiş gözyaşları gibi o kelimeler de geri tepecek. Sessizlik ruhuma otağ kuracak. Sonra umut gelecek gülümseyen yüzüyle ve bana şöyle fısıldayacak: İnsanın kendini unutmasında bir neşe var. Böylece başkalarının gözlerindeki ışığı kendi güneşim kılacağım, başkalarının kulaklarındaki müziği kendi senfonim yapacağım ve başkalarının dudaklarındaki gülümseme benim mutluluğum olacak.’
Ah, Marcia,
senin uzun sarışın güzelliğin
liselerde öğretilsin istiyorum,
böylece çocuklar tanrının
tende müzik gibi yaşadığını
ve sesinin bir güneşığı klavseni
gibi olduğunu öğrenirler.
• Ben yağmur
• ekonomi 1. Sınıf öğrencisiyim
• yamuşş ve mamur takma isimlerim ne ara oldu bilmiyorum
•oğlak burcum sebebiyle başta soğuk olsam da sonradan aşırı sıcakkanlı ve konuşkan oluyorum
• mitoloji araştırmayı seviyorum
• pop, punk, rock dinlediğimi çoğu bilse de klasik müzik aşığı olduğumu çoğu bilmez
• Taylor swift, Sabrina
Gece gece durduk yere böyle bir istek geldi
(eklemeler yaptım kısa oldu çünkü)
❀ben zeynep (𝑻𝒂𝒚𝒍𝒐𝒓’𝒔 𝑽𝒆𝒓𝒔𝒊𝒐𝒏)
❀ taylora bağımlıyım ha bu arada favori albümüm reputation ben daha çok bağıra bağıra şarkı söyleyen tıplerdenim
❀ Spotify ilacım
❀ tdknin içinden geçmem bilmediğim anlamına gelmiyor
❀ Harry potter serisini ne kadar sevsemde hala
Rıfat, Orpheus'un hikâyesinde kendisini asıl düşündüren şeyin başka olduğunu söylüyor. "Tamam," diyor, "Orpheus'un engelleri aşan, ölümü aşan olağanüstü müzik yeteneği aracılığıyla sanatı kutsuyoruz. Ölüler ülkesinden çıkarmaya çalıştığı karısını görme arzusuyla ve peşinden gelip gelmediğini anlama telaşıyla geriye dönüp bakmasını, böylece karısının ikinci kez ölümüne yol açmasını da bir trajedi olarak görüyoruz. Sanat da trajedi de insanı avutur. Oy- sa hiçbir avuntunun üstünü örtemeyeceği bir gerçek var bu hikâyede: Yaşadığımız dünya Eski Yunan'dan bu yana bir sınav yeri. Hep bir sınava tabi tutuluyoruz, hep kendimize hâkim olmamız, irade göstermemiz gerekiyor."
Damla damla yağan yağmur Biz yürürken düşen yağmur
Birer inci parçasıBiz sevince Sevince
Alev alev yanan ateş Kalbi yakan o ilk ateş Hayat verdi gizliden
Biz sevince Sevince Gözü yaşlı insanları Keder dolu bakışları
Unut artık onları Biz sevince Sevince
Dünya cennet gece gündüz Herşey güzel üzüntüsüz
Aşkla doldu gönlümüz Biz sevince Sevince
Yıldızlara uzanan yolumuz Bitme sakın çünkü biz mutluyuz
Güneş, yağmur, rüzgar ve sonsuzluk Hepsi bizim onlara dost olduk
Işıl ışıl bütün evren Mesud olur hergün seven Silinemez aşkımız gönüllerden Sevince Sevince
Damla damla yağan yağmurBiz yürürken düşen yağmur
Birer inci parçası Biz sevince
SevinceAlev alev yanan ateş Kalbi yakan o ilk ateş
Hayat verdi gizliden Biz sevince
Sevince Gözü yaşlı insanlarıKeder dolu bakışları
Unut artık onları Biz sevince
SevinceDünya cennet gece gündüz
Herşey güzel üzüntüsüzAşkla doldu gönlümüz
Biz sevinceSevince
Işıl ışıl bütün evrenMesud olur hergün seven
Silinemez aşkımız gönüllerden
SevinceSevince
Sevince
Bırak dünyayı sevgilim bırak!
Benim cümlelerim seni kırmamıştır,
Seni incitmemiş, rahatsız etmemiştir.
Bir gece vakti büyük bir pişmanlıkla, keşke sabah olsa dedirtmemiştir.
Bırak savaşları, aşkları, bombaları
Benim cümlelerim seni yıkmamış
Öğlen yemeğini aceleci bir utanç duygusu ile ağzına tıkmamıştır.
Bir liman yanmamış, gemiler
Ağır ağır ölür alışkanlığının kölesi olanlar,
her gün aynı yoldan yürüyenler,
yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler,
giysilerinin rengini değiştirmeye yeltenmeyenler,
tanımadıklarıyla konuşmayanlar.
Ağır ağır ölür tutkudan ve duygulanımdan kaçanlar,
beyaz üzerinde siyahı tercih edenler,
gözleri ışıldatan ve esnemeyi gülümseyişe çeviren ve yanlışlıklarla duygulanımların karşısında onarılmış yüreği
küt küt attıran bir demet duygu yerine
“i” harflerinin üzerine nokta koymayı yeğleyenler.
Ağır ağır ölür işlerinde ve sevdalarında mutsuz olup da bu durumu tersine çevirmeyenler,
bir düşü gerçekleştirmek adına kesinlik yerine belirsizliğe kalkışmayanlar,
hayatlarında bir kez bile mantıklı bir öğüde aldırış etmeyenler.
Ağır ağır ölür yolculuğa çıkmayanlar,
okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
gönlünde incelik barındırmayanlar.
Ağır ağır ölür özsaygılarını ağır ağır yok edenler,
kendilerine yardım edilmesine izin vermeyenler,
ne kadar şanssız oldukları ve sürekli yağan yağmur hakkında bütün hayatlarınca yakınanlar,
daha bir işe koyulmadan o işten el çekenler,
bilmedikleri şeyler hakkında soru sormayanlar,
bildikleri şeyler hakkındaki soruları yanıtlamayanlar.
Deneyelim ve kaçınalım küçük dozdaki ölümlerden,
anımsayalım her zaman: yaşıyor olmak yalnızca nefes alıp vermekten çok daha büyük bir çabayı gerektirir.
Yalnızca ateşli bir sabır ulaştırır bizi muhteşem bir mutluluğun kapısına.
köylüleri niçin öldürmeliyiz ?
çünkü onlar ağırkanlı adamlardır.
değişen bir dünyaya karşı
kerpiç duvarlar gibi katı
çakır dikenleri gibi susuz
kayıtsızca direnerek yaşarlar.
aptal, kaba ve kurnazdırlar.
inanarak ve kolayca yalan söylerler.
paraları olsa da
yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır.
herşeyi hafife alır ve herkese
KızlaaarYapın çayınızı ,kahvenizi canlar ,açın fonda bir müzik geçmişi analım şiirlerle.
Gidenleri, yaşananları , umutlarımızı haykıralım kitaptaki gibi .Ozlemlerimiz dile gelsin ,giden gelmese de hatıraları ile avunalım .
Öyle güzel şiirler ki beni benden aldı .Araya şiirsel bir tat bırakan kısa denemeler serpiştirilince okumadiginiza pişman
Sabah kalktığımda yağmur yağıyordu. Gök gürültüsü. Yıldırım. Rüzgâr. Şemsiye ve yağmurluklarla alay eden aralıksız yağmur. Hava gri ve ağır, nem yüzünden kalın. Pencereme vuran yağmuru duyabiliyordum.
Hava bulutluydu. Birbirlerini sıkıştıran bulutlar yağmura gebe, koyu bir renk almıştı. İçimde... Derinlerde bir tuhaflık vardı. Eskiden dinlediğim müzikler ve yağmurlu havalar böyle bir etki yapmazdı üzerimde. Ama sanki müzik ruhumu havalandırıyor ve yağmur sularıyla yıkıyordu.