İnsan, ne yaparsa kendine... Bütün bahaneler, ötekiler, vesaireler hep kendi tutsaklığımız, farkında değiliz. Franz Kafka, "Herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor." derken ne müthiş anlatır. O parmaklıklar birer seraptır sevgili okur. Uzatın ellerinizi gökyüzüne!.. Var olun.
Arzu Bahar - Kovulmadım, Ben
Sancho adlı bir köpeğin, sabah yürüyüşü sırasında karşılaştığı başka köpekler hakkındaki düşüncelerini içeren, bu sayede insanlara eleştirel bir gözle bakmamızı sağlayan bir öykü. Köpekler üzerinden insan davranışlarını sorgulayan Haldun Taner, bu tarz anlatımları başka öykülerinde de kullanmıştır( Yalıda Sabah, Konçinalar, Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu,...). İç monolog tekniğinin kullanıldığı, ironi, komik, tenkit içeren, sorgulayan öyküler, Haldun Taner'in anlatımdaki ustalığını gözler önüne seriyor.
Seni, gülüşü gül olup da açan kız
Uzandığım her kapıda yüzümü saran esinti
Seni, yürüyüşü yağmur, kokusu nergis
Seni, turuncu düş, seni deniz mavisi.
Ahmet Erhan
Masaya Neler Koysam Acaba
Rüzgarı koydum, mavi rengi koydum, azıcık yağmur damlası koydum…
Dere kenarında oturmayı, çayırlara yatmayı, ağaçlara sarılmayı koydum…
Bütün kapıları açan bir anahtar koydum,
Açık çayımı koydum,
Neşeyi, paylaşımı, dostluğu koydum…
Empati , hoşgörü, sevgi, İyi niyet, ve anlayışı koydum,
Izgara mısır , dondurma,
Merhaba. Sait Faik öykü ödüllü bu kitap Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu'dan sonra üç gün içinde severek okuduğum ikinci Haldun Taner eseri. Benim için Türk edebiyatında Sait Faik'le beraber en sevdiğim öykü yazarı oldu Haldun Taner. Kitaba gelecek olursak yine çok güzel hikayeler var. Onikiye Bir Var'da zamanın su misali akıp geçmesini sorgularken, 45 Marka Seksapil'de ustanın yergisine tanık olacaksınız. İçinizi ısıtacak, yaşamdan bir şeyler bulacağınız bu öyküleri okumanızı tavsiye ederim. Son olarak Onikiye Bir Var adlı öykünün hikayesiyle incelemeyi tamamlayalım. Haldun Taner bu öyküyü Atlastis dergisinin isteği ile "zaman" üzerine çıkacak sayısı için altı kısa günde yazmış. Düşünün, hikayeyle ile ilgili taslak bile yok, ama derginin isteği ile bu güzel öyküyü yazıyor üstad. Ne denilebilir ki....
şiir, 8
Seni, gülüşü gül olup da açan kız
Uzandığım her kapıda yüzümü saran esinti
Seni, yürüyüşü yağmur, kokusu nergis
Seni, turuncu düş, seni deniz mavisi...
(...)