Ağaların adaleti...
Ölgün, bitkin ırgatlar kuruyup yarılmış tarladan, yağmurun yere döktüğü, toprağa bulanmış pamukları cansız, istemez topluyorlar. Yerden aldıkları pamukları silkerek, toprağından temizleyerek sepetlere koyuyorlar. İkindiüstü ve Ağanın adamları arkalarında... Yerde bir tek pamuk kalırsa kıyameti koparıyorlar. Ağızlarına ne gelirse sövüp sayıyorlar. Toprağa karışmış, toza, kurumuş çamura sıvanmış, bir paçavra yığını ırgatların arkasında ak ayakkabılı, ütülü ak giyitleriyle, geniş hasır şapkalı, geniş kara şemsiyeli adamlar. Birer komutan gibi. Küçük dağları ben yarattım der gibi... Sürünerek pamuk toplayan bu yığına öfkeyle, tiksinerek bakıyorlar. Arkada, toprağa gömülmüş bir pamuk bırakmışsa bir ırgat, koltuk boşluğuna amansız bir tekmeyi yiyor.
Sayfa 244Kitabı okudu
Kötülük problemi
Klasik kelam ilminde çokça tartışılan meselelerden biri, “şerrin halkı şer midir?” yani “kötülüğün yaratılması da kötü müdür?” sorusudur. Bu mesele, özellikle ilahî adalet ve hikmet bağlamında önem taşır. Zira Allah’ın her şeyi yarattığına inanan bir mümin, şeytanın ve kötülüklerin yaratılışını da Allah’a nispet etmek zorundadır. Bu durumda
Abstractist

Abstractist

@Abstractist
·
İkinci Sualiniz: Şeytanların halkı ve icadı ne içindir? Cenab-ı Hak, şeytanı ve şerleri halk etmiş, hikmeti nedir? Şerrin halkı şerdir, kabihin halkı kabihtir? Elcevap: Hâşâ! Halk-ı şer, şer değil belki kesb-i şer şerdir. Çünkü halk ve icad, bütün netaice bakar; kesb, hususi bir mübaşeret olduğu için hususi netaice bakar. Mesela, yağmurun gelmesinin binlerle neticeleri var, bütünü de güzeldir. Sû-i ihtiyarıyla bazıları yağmurdan zarar görse "Yağmurun icadı rahmet değildir." diyemez, "Yağmurun halkı şerdir." diye hükmedemez. Belki sû-i ihtiyarıyla ve kesbiyle onun hakkında şer oldu. Hem ateşin halkında çok faydalar var, bütünü de hayırdır. Fakat bazılar sû-i kesbiyle, sû-i istimaliyle ateşten zarar görse "Ateşin halkı şerdir." diyemez. Çünkü ateş yalnız onu yakmak için yaratılmamış; belki o, kendi sû-i ihtiyarıyla, yemeğini pişiren ateşe elini soktu ve o hizmetkârını kendine düşman etti.
Sayfa 47
Reklam
448 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Unutmak iyileştirir mi yoksa öldürür mü?
Her romanını severek okurum fakat Başkomiser Nevzat'ın olduğu romanların olay örgüsü bir başka keyif veriyor, sürükleyip götürüyor. Daha özenerek kurgulandığını düşünüyorum. Bir yandan olaylar arasında bağlantılar kurmaya çalışıp zihnimizin sınırlarını zorlarken, diğer yandan hayatın gerçekleriyle acı bir şekilde yüzleştiriyor. Toplumsal
Yırtıcı Kuşlar Zamanı
Yırtıcı Kuşlar ZamanıAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 20246,5bin okunma
ZEUS: Yunan mitolojisi'nde, Olimpos tanrılarının efendisi ve insanoğlunun babası kabul edilmekle beraber, yaratıcı olmaması bakımından bir tanrıdan çok, tanrılaşmış insan gibidir. İnsanların ve diğer tanrıların koruyucusu, gökyüzü ve yağmurun efendisi, adaleti, pazar yerlerini, siyasî meclisleri koruyan ve kızdığında yıldırımlar yağdıran bir baba. Sadece Zeus'tan, insanlar gibi yaşayıp doğup doğurulan, savaşan, çeşitli entrikalara giren tanrılar ve yarı tanrılarla, Nymphalar gibi çeşitli rit, müz, cin misli varlıklar, bütün eşya karışık yaşayanlar dünyası-hayâli olduğu anlaşılıyor...
Sayfa 40 - II. PİREGEN (EBU SÜLEYMAN LÛGATI), İBDA YayınlarıKitabı okudu
Ebu'l-âla el-Maarri
Geçmişte nice milletler vardır ki kendilerini türlü ıstıraplara sokmakta pek becerikli cahillerin elinde oyuncak olmuşlardır. Korku onları bu cahillerin hareketlerinin doğru ve haklı olduğuna inanmaya, akıl ise onları yalanlamaya sevk eder. Senin bir başkasının bir akçelik hakkını yiyişin, kılamadığın bir namazın, orucunu tutmadığın bir günün günahından daha büyük bir suçtur. Bilmem ki Rey şehrinin kadısı mı yaptığı yolsuzluktan dolayı daha günahkar ve suçludur, yoksa sevgilisi hakkında bir şiir yazan şair mi? Onların bütün dertleri paradır. Para verdikleri sürece Kabe'ye Yahudiler gibi Hıristiyanlar da girer. Çöllerde haydutlar bekler atların ve develerin sırtında. Camileri ve sokakları ise başka türlü haydutlar mesken edinmiştir ki bunlar kadılar, tacirler ve başka lanet Bedevilerdir. Kimi çölde [yokluk içinde] yeşerirken kimi de zevk u sefa içinde çürür. İnsanları yönetenlerin ne türden kötülüklere başvurduğunu görüyorum. Herkesi kartallar gibi kapmaya, soymaya çalışıyorlar. Her kentte böylesine insafsız, azgın bir kadı vardır. En alçak meselelerde nefsini bayağılaştırıyor. Haklı olanı hakkından mahrum ediyor, bu yüzden de nice gözyaşlarının akmasına neden oluyor. Bunların etrafını öyle kötü suratlı adamlar sarmıştır ki kirini yağan yağmurun suyu bile temizleyemez. Sözde bunlar hakkı, adaleti koruyacaklar! Halbuki amaçları zayıfları ezmek ve onlara zulmetmektir.
Sayfa 230Kitabı okudu
Yağmurun Adaleti
Yağmurlu havalar kimileri için romantik, kimileri için işkencedir. Birinin canı sıkılır çıkar sokaklara, elleri ceplerinde ıslanmaya aldırmadan yürür tenha sokaklarda. Yağmurun sesiyle melodik bir ritim içinde dans eder gibi. Onun için huzur bu kadar küçüktür işte. Ona huzur veren bu küçük şey bir başkası içinse zulümdür. Evi yoktur. Sığınacağı
Reklam
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.