Biz vatansız bir ulus olduğumuz sürece, bizim varlığımız nerede kabul edilir ki? Biz, insanlarımıza bir vatan vermeliyiz. Ve bunu onlara, onları yaşayan toprağından acımasızca çekip alarak değil, onları dikkatlice, filizlerine ve köklerine zarar vermeden bulunduğu yerden alıp, daha iyi bir yere taşımalıyız.
1948 ve 1949'da, yeni kurulan Yahudi devleti ilk zorlu sına­vından savaşla sağ çıktı. 1979'da İsrail-Mısır barış antlaşmasının imzalanması ile Yahudi devletinin kuruluşundan otuz yıldan fazla bir süre sonra barışa yönelik ilk büyük adımlar atılmış oldu: Bu tarihe kadar birçok Arap-İsrail savaşı vuku buldu. Bu arada, dış iliş­kilerindeki anomalilere rağmen, İsrail iç işlerinde daha normal bir ülke haline geliyordu ve Siyonizm, en azından vatandaşları için ya­vaş yavaş bir İsrail vatanperverliğine dönüşüyordu. Fakat bugün bile, modern İsrail ulus devletinde, bir Yahudi ag­nostik hatta ateist bile olabilir ve yine de tefrişi geçer. Ama başka bir dine geçti mi, işte o zaman devlet, kanun ve halkın ezici ço­ğunluğunun nezdinde Yahudi olmaktan her anlamda çıkar. Belki de zamanla İsrail sıradan seküler bir ulus haline gelecektir, şu an bu geçerli değil. Belki de İsrail'e en benzer ülke -aralarındaki farklılıklar derin ve açık olsa da- Pakistan'dır. Orada da mücadele, kargaşa ve bölünmeden sonra, dindar bir cemaat etrafında yeni, modern bir ulus oluşturma girişiminde bulunuldu.
Sayfa 120 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okudu
Reklam
Başkalarının tarihsel hatalarından, tıpkı kendi yaptığımız hatalarmış gibi ders çıkaracağız; çünkü biz modern bir ulusuz ve dünyadaki en modern ulus olmak istiyoruz.
Sayfa 111Kitabı okudu
Anti-Semitizm
Doktor Theodor Herzl, 1860 yılında Budapeşte'de orta halli bir konfeksiyoncunun oğlu olarak dünyaya geldi. Dindar bir ailesi olan Herzl, geleneksel bir orta öğretimden sonra Viyana Üniversitesi, Hukuk Fakültesine girdi. Roma hukukunda uzmanlaşan Herzl, 1884 yılında doktorasını aldı. Viyana barosuna yazılarak bir süre avukatlık yaptı. Avukatlığın
“O gün Yavhe, Avam’la antlaşma yaparak şöyle dedi : “ Mısır ırmağından büyük Fırat ırmağına kadar uzanan bu toprakları senin soyuna verdim” Tekvin, 15/18-21 Buna göre İsrail, “Yahudi Devletinin Manevi Babası Theodor Herzl’in (ö.1904) de gösterdiği Fırattan Nil’e, “vaat edilmiş topraklar” kültünü siyasi-askeri bir hedef olarak gözetmektedir. (Siyonizm) bunun için her şeyi yapmaya hazır görünmektedir. Yıllardır sürdürdüğü katliam ve tehcirin yanı sıra İsrail parlamentosu tarafından son olarak 19 Temmuz 2018’de kabul edilen “ Yahudi halkının Ulus Devleti” yasası, Siyonist rejimin bu konudaki kararlığının başka bir göstergesidir. Nitekim kuruluşundan beri yoğun bir şekilde yürütülen arkeolojik çalışmalarla da Tevrat’a dayandırılan bu siyasetin ispatına çalışmaktadır. s.23
Sayfa 23 - Ankara Okulu yayınları
Tarih Tekerrürden İbarettir, Bazan Coğrafya Değişir
Yahudi Ulus Devlet anayasasında yer alan maddelerin Türkiye Cumhuriyeti'nin 1924 ve sonrasında yazılan anayasalarında yer alan maddeleriyle olan benzerlikleri çok bariz. Filistinlilerin 2018'de kabul edilen Yahudi Ulus Devleti anayasasına karşı yaptığı ayaklanmayı terörizm olarak görenler, can havliyle yapılan bu gayretin Filistinler'in son gayretleri olduğunu bilmeliler. Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi kuruluş tarihinden tekleştirmeye karşı yapılan bu isyan dalgalarının nasıl sonuçlandığını öğrenebiliriz.
Reklam
Geri110
109 öğeden 101 ile 109 arasındakiler gösteriliyor.