Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Burası İstanbul şehri Koca Fatih'in yüzyıllar önce fetheyleyip Türklüğe armağan ettiği şehir O yüzden bir çağı değiştiren Avrupa'yla Asya'yı birleştiren İlk görenin başını döndüren Kanını tutuşturan Ve bağrından nice şairler yetiştiren Bi mislü baha İstanbul'u Nedim'in Fikret'in bin kocadan arta kalan bakiresi Yahya Kemal'in hayal şehri, Aziz İstanbul'u Sait Faik' in ömür boyu yazdığı O güzelim insanlar beldesi Orhan Veli'nin gözleri kapalı dinlediği şehir Şimdi bir yığın çaresiz ve fakir İnsanın doldurduğu Dinmeyen gürültülerin Başlara sürekli bir çekiç gibi vurduğu Tüm insanları sinir hastası Yaşanmaz şehir, unutulmuş şehir Her semtinde gecekonduların mantar gibi bittiği İnsanlarının birbirine savaş ilan ettiği Hor görülmüş şehir, yorulmuş şehir Hoyrat ellerce Ta canevinden vurulmuş şehir
Sayfa 263Kitabı okudu
356 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Yaşamadığın Bir Anı Özlemek
Eser Orhan Pamuk'un çocukluk ve gençlik yıllarını yazarın ruhsal yönünü vurgulayarak anlatan, bende bıraktığı izlenim ile Ara Güler fotoğraflarının dile gelip konuşması gibi bir eser. Ben Cevdet Bey ve Oğulları eserinin yazarın kendi yaşamından bu kadar yoğun izler taşıdığını bilmiyordum. Bu kitabı okuyunca o eserdeki her şey aklımda bir bir
İstanbul
İstanbulOrhan Pamuk · İletişim Yayınları · 20081,725 okunma
Reklam
İstanbul'un Fethini Gören Üsküdar
Üsküdar bir ulu rüyâyı görenler şehri! Seni gıptayle hatırlar vatanın her şehri, Hepsi der: "Hangi şehir görmüş onun gördüğünü? Bizim İstanbul'u fethettiğimiz mutlu günü. Elli üç gün ne mehâbetli temâşa idi o. Sanki halkın uyanık gördüğü rüyâ idi o. Şimdi beş yüz sene geçmiş o büyük hatıradan; Elli üç günde o hengâme görülmüş
Sayfa 102Kitabı okudu
Süleymaniyede Bayram Sabahı
Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye'de Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati, Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan, Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan. Gecenin bitmeğe yüz tuttuğu andan beridir, Duyulan gökte kanad, yerde ayak sesleridir. Bir
Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede Bir mehâbetli sabah oldu Süleymâniye`de Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati, Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan, Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan. Gecenin bitmeye yüz tuttuğu andan beridir, Duyulan gökte kanat, yerde ayak sesleridir. Bir
(Nuri Bilge Ceylan Uzak filminde) Yahya Kemal'in "hayal şehir", Atilla İlhan'ın "ağrı", Necati Cumalı'nın "buzlu fotoğraf camlarındaki gibi donuk" diye tarif ettiği bir İstanbul yaratarak fotoğraf ve sinema arasında kurduğu ilişkinin zenginliğini şiirselleştirir.
Reklam
"Aklımdan hep geçirmişimdir: Yahyâ Kemal'in Üsküdar'ı anlatan 'Hayal Şehir' indeki: 'Ebedî mağfiretin böyle bir iklîminde, Altının göz boyamaz, kalpı kadar hâlisi de!' beyti, acaba şâirin bu attâr dükkânına -hiç bir zaman vukû bulmamış- hayali bir ziyaretinden sonra mı kağıda dökülmüştü? Çünkü târif edilen iklîm sanki burasıydı..."
102 syf.
·
Puan vermedi
Bu İstiridyenin Bağrında Sakladığı O Çok Değerli İncilerle: Yahya Kemal!
“Hiç şaşmayan saat gibi işler durur kader, Bir gün saat çalar... Çok uzaktan gelir haber... Artık güneş görünmez olur, gök bulutludur, Râhatça dal, ölüm sonu gelmez bir uykudur.” (Sf. 60) Günümüz Türkçesiyle yazılmış olmakla birlikte yer yer eski kelimelere de rastlamak mümkün şiirlerinde. Yahya Kemal Beyatlı’yı en çok da “Sessiz Gemi”
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · Fetih Cemiyeti Yayınları · 20183,555 okunma
170 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Bu tatsız günler içinde ben de 'yalnız seni arıyorum' Orhan Abi..
Şiirde ahenk unsurlarını barındırmayanların aleyhtarı olduğum anekdotu ile başlamak istiyorum. Bilhassa da ahenk unsurlarından uzaklaşan şiirlerin dejenere olduğu kanaatinde olurum çoğu zaman. Zirâ Yahya Kemal ile Orhan Veli'nin o meşhur hadiseyle konuya girmekte pek de sakınca olmadığı kanısındayım. Bir gün Boğaz Vapuru'nda karşılaşır
Yalnız Seni Arıyorum
Yalnız Seni ArıyorumOrhan Veli Kanık · Yapı Kredi Yayınları · 20243,466 okunma
Büyük bir vukufla ve kelimelerle çizilen portreler arasında, -dünya hayâtındayken bile ebedî âlemin rüzgârıyla soluklanan o veli tabiatliler bahsimizin fevkınde- meselâ bir Sâim Efendi Amca bugünün insanı için "yaşadığına inanılmaz" gibi görünebilir. Ama otuzbeş yıl öncesine kadar, Üsküdar'ın dünyevî ve mânevî hayâtına, kendi çapında, ağırlığını koyabilmiş ve meziyetlerini çocuklarına da aktarabilmiş işte böyle bir zât mevcûddu. Mustafa Ağabey ise, dükkânda kendisinden, kıymet taşıdığı o yıllarda, 50 kuruşluk çekilmiş karabiber almak isteyen -buraya dikkat: tanımadığı- bir müşterisine, bayatlayınca kokusunu kaybedeceğini hatırlatarak, 25 kuruşluk vermeyi teklif edebiliyor; kasasına daha fazla girecek paranın câzibesine kapılmıyordu! Aklımdan hep geçirmişimdir: Yahyâ Kemâl'in Üsküdar'ı anlatan "Hayâl Şehir" indeki: Ebedî mağfiretin böyle bir iklîminde, Altının göz boyamaz, kalpı kadar hâlisi de! beyti, acaba şâirin bu attâr dükkânına -hiçbir zaman vukû bulmamış- hayâlî bir ziyâretinden sonra mı kâğıda dökülmüştü? Çünkü târif edilen iklîm sanki burasıydı...
Reklam
166 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar!
"Artık demir almak günü gelmişse zamandan,  Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.” İnsanın yolculuğu bir ömür boyu sürer, sessiz bir gemi gibi. Bazen açık denizlerde, masmavi bir gökyüzünün altında, esen rüzgârlarla yelkenlerini şişere şişere dingin, kaygısız ve tasasız bir şekilde yol alır. Bazen de karla, tipiyle, borayla, denizlerin
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · Milli Eğitim Bakanlığı · 19953,555 okunma
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.