Kitabı yirmi bir günde bitirdiğimi görünce ben de kitabı süründürdüğümü düşündüm ama işin aslı kitabın beni süründürmesi ve süründüre süründüre kendini okutmasıydı. Her sayfasında kırk beş dakika düşündürüp üstüste sigara yaktıran kitaplara zor rastlayınca tadını çıkarıp yavaşça sömürmek istedim. Arada beynimin error verdiği zamanlarda da bu
Denizcilik ile ilgili kitapların yeri bende her zaman ayrı olmuştur.Benim için hep torpilli sınıfına girerler. Ama bazı eserler var ki yazarına Pulitzer ödülü ve daha ileride de Nobel Ödülü kazandıran, onlar gerçekten de torpili hak etmeden en üst seviye sınıfından giriş yapıyorlar listeme.İşte bu kitap da onlardan birisi oldu benim için.
“Then, about that time jesus shouted, “eli, eli, lema sabachtani?”, which means “My god, my god, why have you deserted me?” , matthew 27: 46.
Emre Timur artık kaleminin belkemiğini kırmış, korkusuz bir eser sunmuş; Kuklacı. Kendisinin dokuzuncu kitabı olan bu eser, benim kendisinden okuduğum dördüncü eser. Ve şunu diyebilirim ki, kitaplar
Cengiz Aytmatov hakikaten de öyle özellikle 👧🏻90’lar çocukları sokağın toprağını yutmuş çocuklardır. Bu çocukların gizli bir bağı vardır. Diğer şehirlerde ki çocuklarla. Ve Sadece çocukların arasında “Nasıl ya ?” Şöyle anlatayım efendim; Bazı oyunlar vardır, o zaman herkes oynamıştır. O oyunları her şehir de, farklı isimlerle. Misal biz İzmir’de ⚽️MUÇİ