1864 Vilayet Nizamnamesi ve ondan sonra bunu yeniden düzenleyen 1872 Vilayet Nizamnamesi her vilayette valinin yanında bir "meclis-i idare" olmasını, mutasarrıfın yanında bir "meclis-i liva", kaymakamın yanında bir "kaza meclisi" kurulmasını öneriyordu. Burada memurlar, hâkim, müftü gibi adamların yanında, gayrimüslimlerin ruhani reisleri ve iki Müslüman ve iki gayrimüslim seçilmiş üye bulunmasını öngörüyor. Şimdi bu bize çok basit gibi görünen seçim sistemi zaman zaman bir şekilde ihlal edilse veya vilayetlerde, kazalarda, sancak merkezlerinde eşrafın hâkimiyetini getirse de zaten bu insanların eshab-ı emlakten olması gerekir, yani parasız insanların politikaya girmesi mümkün değildi.
1912-13 Balkan bozgunundan sonra Arnavut ulusu var olmak için bağımsızlığını ilan etmek zorundaydı ve bağımsız Arnavutluk’un ulusalcı kültürel temellerinin 19. asırda atılmış olması yaşamasına yardımcı olmuştur.