youtu.be/YcRhENDP3no
İsterseniz siz incelemeyi okurken arkadan Edip Akbayram'ın değerli yorumlamasıyla kitaba ismini veren şiir çalsın,bende bu esnada yazadurayım! :)
Öncelikle Vedat Türkali'yi tanıyalım,ardından eski ve yeni şiirlerine değer genel değerlendirmeler yapalım.
Levent Turhan Gümüş'ün kitabın sunuşunda yer verdiği
1946 demokrasisini tarihin çizgisine yön veren insanların sürüklediği söylenemez. 1946 politikacılarının kimi cesur, kimi hırslı, kimi siyasi kahramanlık gösterisi açık kapıları omuzlayan, kimisi gelişmeleri görüp yeni bir dönemin geldiğini anlayan ve gerçeği kabullenen akıllı insanlardı. 75 yıl sonra o günleri değerlendirdiğimizde, olayları sürükleyen tarihî unsurun, Türk ulusunun kendi olduğunu görüyoruz. Çoğulcu demokrasinin temelleri tarihten uzanan bir gelenekle, toplumumuzun dokusuna vazgeçilmez bir şekilde yerleşmişti. Demokrasiye geçiş dönemini burada ayrıntılarıyla ele alışımız; değişen bir dünyanın içinde zerafetle kalabalığın, faziletle fırsatçılığın kaçınılmaz biçimde birlikte var olduğunu göstermektir. Ancak böyle güç bir değişimi Türk ulusu ve devlet mekanizması gerçekleştirme yeteneğini göstermiş oldu.
11 Kasım'da Almanya'nın yenilgisi artık kesinleşmişti. Buna rağmen daha mütareke gününden başlayarak Almanya'da muhafazakar çevreler "ordunun gerçekte yenilmediği, yenilginin Berlin'deki politikacıların beceriksizliğinden ileri geldiği" düşüncesini yaydılar. Bu gürültüye bir müddet sonra faciayı "komünistlerin ve Yahudilerin hazırladığını" haykıranlar da katıldı.