özgürlüğün yalnızca sınıfsız bir toplumda var olabileceği, kişinin yalnızca böyle bir toplum uğruna çalışırken özgürlüğe daha yakın olduğu yönündeki komünist tezi, çoğu aydınlanmış insanın da yapacağı gibi kabul edebilir insan. fakat bu tezin içine Komünist Parti'nin sınıfsız toplum kurmayı hedeflediği, hatta SSCB'de bu hedefin gerçekleştirilmek üzere olduğu yönündeki oldukça asılsız iddia da karıştırılıyor. ilk tezin ikinci iddiayı içermesine izin verilirse, sağduyu ve edebe yapılacak hemen her türlü saldırı haklı çıkarılabilir demektir. ancak bu sırada asıl mesele geçiştirilmiş oluyor. entelektüel bağımsızlık kişinin gördüklerini, işittiklerini ve hissettiklerini anlatma özgürlüğüdür, hayali gerçekleri ve duyguları üretmeye mecbur kalmak zorunda kalması değil. "gerçeklerden kaçış", "bireycilik", "romantizm" ve benzerlerine karşı atılan tanıdık tiradlar yalnızca tarihin çarpıtılmasını saygın göstermeyi amaçlayan birer münazara aracıdır.
Gerçek anlamda seçkin grupları olmayan bir toplum da çok kısır kalıyor. Dünyada sırf endüstriyel kapitalist toplumlar veya Britanya Krallığı gibi yerlerde değil, sosyalist ülkelerde de bir seçkin grup, nomenklatura vardı. İster istemez toplumları bu gruplar sürüklüyor.
Sayfa 328Kitabı okudu
Reklam
Gelecekte Arab âlemi ve İsrail arasında ancak yorgunluktan ileri gelen bir uzlaşma dönemi söz konusu olabilir.
Sayfa 323Kitabı okudu
352 syf.
·
Not rated
İlber Ortaylı’dan okuduğum ilk kitap… Okumaya başlamadan önce, tarih kitabı okuyacağım düşüncesiyle biraz gözüm korkmuştu. Anlamakta güçlük çekeceğimi veya olayları kavrayamayacağımı düşünerek başlamıştım. Kitap ilk andan itibaren bu düşüncelerimi yok etti. İlber Ortaylı’nın akıcı üslubu, anlaşılır dili sayesinde kitaba çok hızlı bir şekilde giriş yapabildim. Araya sınav haftası yoğunluğu girmese üç günde bitirebileceğim şekilde hızlı giden bir kitap oldu. İçeriğe yönelik söylenebilecekler aslında kitabın arka kapağında dile getirilmiş. Anlatılan dönem; Osmanlı’nın yıkılışı, Birinci Dünya Savaşı, İkinci Dünya Savaşı, bunların Yeni Türkiye’ye etkileri, Cumhuriyetin kuruluşu ve ardından gelen çok partili sürece geçiş aşamalarıydı. Bu dönemlerde yaşananlara objektif bir bakışla yorumlarını ortaya koyan tarihçimiz aynı zamanda bu yaşananları anlayabileceğimiz şekilde de bir anlatım sergilemiş. En çok hoşuma giden ise tarihe bakış atarken, oradaki yanlışları irdelerken günümüzde de benzerleri yapılan yanlışların da dolaylı olarak eleştirilmesi oldu. Tarihçi, geçmişe bakış atıyor. Ancak anlayana o yanlışların günümüzdeki yorumu da ortaya çıkıyor. Okuyacaklara gözleri korkmadan başlamaları gerektiğini ve şimdiden iyi okumalar dilediğimi iletiyorum.
Yakın Tarihin Gerçekleri
Yakın Tarihin Gerçekleriİlber Ortaylı · Kronik Kitap Yayınları · 20212,279 okunma
Yeni Osmanlıcılık, bir müddettir Türkiye dış siyaset değerlendirmelerinde, daha çok orta şekerli vatandaşın ruhunu okşayan bir kavram olarak geziniyor. Azınlıkta kalan ve tarihi radikal bir biçimde "laik ve cumhuriyetçi" olarak niteleyenler bu gibi eğilimlerden pek hazzetmezdi. Şimdi ise etnik milliyetçiler de bu gibi kavramlardan rahatsız olduklarını söylüyorlar. Ama şurası bir gerçek, yeni-Osmanlıcılık sözü bu çevrelerde dahi bir endişe ve heyecandan çok, laklakiyat konusudur. Türkiye halkı bugünkü yaşam standartları itibarıyla mazideki imparatorluk hülyasının peşinde koşabilecek bir kitle değildir.
Sayfa 322Kitabı okudu
Hıristiyanların Cebel'de yalnız olduğunu da zannetmeyelim, yanlarında Dürziler var. Cenaze törenlerine varıncaya kadar bence Orta Doğu'nun en zarif ritüellerine sahip bir halk. Mizahları kuvvetli, kadınları sosyal alanda aktif, zarif ve kendilerine özgüvenleri tam. Zaten Dürziler görünüşte Sünni fıkhını uyguluyor ama uygulamadıkları ve şiddetle reddettikleri tek yanı, bu fıkıh içindeki çok evlilik.
Sayfa 317Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.