Trablusgarp Savaşı ile Afrika 'daki son imparatorluk vilayeti elden çıktı. Ancak tıpkı Mısır gibi sembolik bir hilâfet hakimiyeti kaldı. Ama Türk komutan grubunun etrafı şaşırtacak derecede etkin örgütçü, eğitimci ve her şart altında savaşçı olduğu anlaşıldı.
Bizzat İstanbul'a bir fatih gibi giren Balkan Cephesi'nin muzaffer komutanı Mareşal Franchet d'Esperey -ki at üzerinde şehre girmişti- hiç de bazılarının sandığı gibi Türk aleyhtarı değildi. Aksine Anadolu'daki mücadeleyi Genç Türk takımının başlattığını gördüğü zaman sarf ettiği söz, "Bu Genç Türkler her şeye rağmen Türk halkının dinamizmini temsil ediyor ve geleceği bunlar inşa edecek. İhtiyar Türk takımından iş çıkmaz" olmuştur.
Bugünküler "alışveriş merkezi" dediğimiz o Amerikan tipi çarşılara göre yaşıyorlar, bu alışveriş merkezleri referans noktası oluyor. İnsanların semtlerden haberi yok...
Hiç kuşkusuz, Türk milliyetçiliği en geç safhada ortaya çıkmıştır. Bunun siyasî doğuşu imparatorluğun ana unsurunun siyasî sorumluluğu dolayısıyla gecikmiştir
"Gelecek nesillerin bugünkü halimizi ibret ve hatta nefretle anacaklarından korkarız."
Her zaman İlber Ortaylı okumak bana keyif vermiştir. Özellikle de benim kendimi yetersiz hissettiğim konuyu okumak ise ayrıca bilgilendirici oldu...
Gelelim kitabımıza; Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminden başlayarak; 1960'lı yıllara kadar olan dönemde ülkemizdeki ve dünyadaki savaşları, önemli gelişmeleri ve etkilerini anlatmaktadır.
Özellikle Balkanlardaki ayaklanmaları ve Osmanlı İmparatorluğunun çöküş nedenleri çok güzel anlatılmış.
Tarihteki başka bir konu ise Filistin-İsrail devletletinin oluşumunu yazarın gözünden okumak ise benim için çok ilgi çekiciydi.
Ortadoğu, Araplar ve Rusya ile ilişkilerimizi hiç bir tarih kitabında okumadığımız İlber Ortaylı yorumuyla verilmiştir.
Son bölümde ise İstanbul'daki çarpık kentleşmenin nedenleri ve sonuçları gözler önüne serilmektedir.
Kitapta tarafsız bir anlatım şekli ve açık bir dil bulunmaktadır. En çok da yazarımızın bakış açısı ve yorumlarıyla yine harika bir eser ortaya çıkmış.
Ben beğendim, takdir sizlerin. Keyifli okumalar dilerim.
Selamlar!
Bugünün kitabı Hans Fallada'nın1931 tarihli romanı Köylüler Kodamanlar ve Bombalar. Ahmet Arpad çevirisi romanın bir de 1973 yapımı aynı ismi taşıyan filmi var.
1920'lerin sonlarına doğru Altholm şehrindeyiz. 1920 ile 1927 arasında kötüleşen tarımda bir kriz yaşanırken, birçok çiftçi kendini ciddi mali sıkıntılar içinde