Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu’nu önce İstanbul Kızı adıyla dört perdelik bir oyun olarak yazmıştır. Yapıtı, 1922’de Vakit Gazetesi’nde Çalıkuşu adıyla roman olarak yayınlanınca büyük ilgi çekmiştir.
Çalıkuşu, duygusal bir olayı anlatmakla birlikte dönemin toplumsal sorunlarının eleştirel olarak da ortaya koymaktadır. Feride, küçük yaşta anne ve babasını kaybeder. Teyzesinin korumasıyla bir Fransız yatılı okulunda okur. Yaramazlıkları yüzünden arkadaşları, okulda, ona “Çalıkuşu” adını takarlar.
Feride, yaz tatillerini teyzesinin köşkünde geçirir. Teyzesinin yakışıklı oğlu Kamuran ile birbirlerini severler ve nişanlanırlar. Feride, düğün günü, bir kadının getirdiği mektuptan Kamuran’ın İsviçre’de iken Münevver adında hasta bir kızla ilişkisi olduğunu, ona evlenme sözü verdiğini öğrenir öğrenmez, her şeyi yüzüstü bırakıp kaçar. Okumak isteyenler için devamını getirmiyorum. Lakin bu bölümden sonra Feride ve Kamuran’ın kovalamacalı tatlı hikayesi yer alır. Bazen kızarız, bazen güler , bazen de gözyaşlarımızı tutamayız…