"Ey gönül süsü
Yoksunluğun en mahrum nefesi
Ey bidâyeti harflerin
İnsafsız merhamet
Göğsümdeki kurşunun doğum lekesi
Yolumu uzattım bugün
Güyâ, sana benziyordu birisi"
"Dedim ki ruhun çöküşü sevgilim
Karmaşık bir yılanla olur
İmtinâ gütmez akisten aynalar
Ruhun çöküşü bazen benim gibi oturur
Bir bıçaktı bu madem neden duvar diyorlar"
nedametdergisi.com/2024/04/13/ne-v...
Evvelce düşüncem seni bilmez de kururken
Geldim sana cânım kimi yollar da dururken
Han bir şükür etsen gece rahmetle sürûrken
Mahzunum, efendim, yine geldin gidiyorsun
30 Ramazan, 1445
gürkan
@dedektifH
·
10 Nisan 01:25
Yârenlere pâyende şu sâhîce sualden
Sordukça çeker mümküne Hû gîce muhalden
hâfî, hani kâr eylediğin yok mu melâlden
Mahzûnum, efendim, yine geldin gidiyorsun
30 Ramazan, 1445
Devran döne mahzun gözü benden de alırdın
Olsam deli Mecnun canı candan da alırdın
Mektup diye gönderdiği ferman-ı ölümmüş
Bilsen dili sarhoş kıla sözden de alırdın
Ferhat gibi dağlar dele senden de şirinmiş
Aşktan öte geçmez dili senden de alırdın
Birlikte cihandan bu beşerden kaçabilsek
Etsek dua yoktan varı Hakk'tan da alırdın
Gülden güze döndürse de sorsan ola bayram
Gülsen bana elbet beni benden de alırdın
Haydut gibi geldin Han'ı kırdın da geçirdin
Bilsem geleceksin seni benden de alırdın
Yakuphan
Gelsem sana ey gül seni bilsem gece gündüz
Sözden boşanır sanki gönül bende de öksüz
Sabrım kısa heyhat gelemezdim sana sensiz
Mahzunum, efendim, yine geldin gidiyorsun
30 Ramazan, 1445
gürkan
@dedektifH
·
09 Nisan 00:52
Bir ben gibiyim cürmü düçâr eyleyen artık
Bir ben gibiyim kendi naçârıyla karanlık
Takdîr ile bîçâre kalan tedbiri gördük
Mâh'zunum, efendim, yine geldin gidiyorsun
30 Ramazan, 1445