Halkı koyun etmişler! Çobanlar kurtların ortağı.
Kurtlar kuduz! Ne halt etsin bu halk?
Sayfa 376Kitabı okudu
Sinsi bir alayla bakıyor gibiydi dünyaya.
“Ekmek, kitap çalanlara ceza olmaz!” dedi. Ülkeyi çalıyorlar, kitap çalanla mı uğraşacağız.
ayrıntıKitabı okudu
Bölüşelim dediğin şeyler, anlamadığımı sanma; senin inandığın, kendini yoluna adadığın düşüncelerin.
Acılar vardı ama gene de pırıl pırıldı; güzelliklerle doluydu yaşam! Kitaplarına döndü o sevinçle. Okudukça ışıyordu içi. Öğrendikçe alaca karanlıktaki gerçek güzellikler ortaya çıkıyordu birer ikişer. Her sabah açtığımızda gözlerimizin t içine bakan bu dünya için kavgadan kaçarak nasıl yaşanır ki! Kavgaya çağırdığın insanları, hele hele halkını, gelmişi geçmişi tam tanımadan nasıl yola çıkarsın?
Sayfa 119Kitabı okudu
Söylemek istediklerini söyleyememenin tedirgin edici, ağır sessizliği çökmüştü hepsinin üstüne.
Sayfa 147Kitabı okudu
Zam üstüne zamlar geldi; fiyatlar tavan yaptı. Tam bir finans kapital darbesi! Soygun temelinde var da İslam'ı Ebu Süfyancıları Necmettin bezirganla yılların sinsi birikimine konup yeşil sarıklarını dolanarak çıktılar ortaya. Bir gün İslam'a kandırılmışların yığınsal desteğini alacak asıl sinsi hırsız tayfası başa geçerse şaşmayın! Böyle demokrasiye böyle Müslümanlık! Bağımsızlık çoktan sözde kalmış. Emekçi yığınları sandıkta dolandıran yalancı demokrasi oyunu başımıza daha ne getirecek bakalım! İncirlik üssünde Amerikan atom silahları dolu diyorlar. Tanrı acısın bize! Başka ne diyeceksin!
Sayfa 288Kitabı okudu
Aptalca uzaktan bakıyoruz bugün; soyguncu egemenler, halkı o yanından vurup sandıkta dolanrırır da devletin başına sarıkla otururlarsa bir gün şaşırmayın!
Sayfa 290Kitabı okudu
Çelişkiler, çatışmalar içinde evrile çevrile akıp giden yaşam, aldatmalardan, ağlayıp sızlamalardan, esrik eden mutluluklardan oluşmuş korkularla dolaşılan yabanıl bir ormandı; kadını da değiştiriyordu erkeği de. Çocuklar oluyor ya da olmuyor, zamanla kalan kimi sıcak bağlar içinde ya da tüm geçmişi örten soğuk bir yalnızlıkta bir kadınla bir erkek, baş başa ölümlerini bekliyorlardı sonunda!
Çözümsüzlük üretmeye yazgılı bu ülke. Düzenin besin kaynağı çözümsüzlük. Kürdü, Türkü, Ermenisi çözümsüzlüğümüzün acılarına batmış.
Sayfa 290 - Ayrıntı