Tam şuramdan bağırdı gece: "Sen!" O benim diyeceğim ama yine yok-kimse Benle başlayıp biten bu kısır döngüde Bastıkça döşüme bu yalan-keder Ölüyor içimde bir can nefes nefese
Her dönüş çabam biraz daha ezdi ruhumu Öyle dağıldım ki tozlar içinde toz oldum Bir damla ışığa yer kalmadı içimde Bu yokluk kapanından bir çıkabilsem Diye diye sayıklayıp inleyerek boğuldum
Reklam
Ne mekânın buradasında konakladım Ne şimdisinde soluklandım zamanın Yer girdap dünya buzdağı önüm uçurumdu Olmak istediğim her yerin gurbetindeydim
Merak ediyorum gerçeğin mağarasını Ya pusulam oyuncak, bu-merak yalandansa Ya ateşinde yanmak istediğim hakikat, Kalbi soğumuş bir yanardağsa
Sıkıldım varoluşumdan canıma kıysam, sızlatmaz cesedimi kimsenin gözyaşı. O simsiyah güneşi çağırmak isteyeceğim ânı beklerken huylanıyor içimdeki vahşi
yalnızsam kimden yalnız ne kaldı söküklerden tenime dikenli patikalardan asfalta engin ovalardan sığ odaya sığındığım dünden bugüne
Reklam
Gözümü gizliyorum gözlerden bir maske yapışmış ki yüzüme sayıklayarak uyanıyorum bu yüzü kimden aldım o başkası bu da bensem
Gitsem uzaklara yollar açılmıyor önümde her adımda rüzgâr doluyor içim yağmur dışa vuruyor utancımı nefesimin buğusuyla kapanıyor ufkum acı veriyor suya her dokunuş bu batak yürekle yeryüzünde
Bıraktım ben beklemeyi saklanıp çocukluğuma. Onda da sır kalmıyor arka yüzü bugün olunca
Adaletin vicdan tüyü, tüyün darası Sular seller, tufandan bu yana yalnızlık Her şeyin geç olması ama henüz ey Şimdinin acısı, acının kadim pası
242 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.