''(...)Bir gece köyü, bir alevdir, bir dumandır sardı.Baktık, asker Sımiyl'in samanlığı yanıyor.Hep koşuştuk.Fıkara Sımiyl askerde.Karısı bir taze.Samanlık dört bir yandan yalım yalım yanıyor.Ulan bu işi domuz Mırad'dan başkası yapmaz.Yakalayın iti.Mırad'ı tuttuk. << Ulan domuz, bu işi niye yaptın?>> << Az bir bekleyin, neden
Sayfa 31 - AdamKitabı okudu
Tamam'mısın...derler ya bazen; Neye göre...Kime göre... Asla tam olmadığımızı bilemez Belki de; anlamak istemeyiz. Hep bir yarım kalmışlığımız vardır.! Bir yerlerde tamamlanmayı bekleyen.! Hep bir yarım.! Hep bir eksik.! Hep bir bekleyiş.! Belki de; yarım kalmayı kabulleniş..!!! Tamam demeyin bana Hiç birimiz tamam değiliz..!!! Pervin Yalım
Reklam
Kibrit tutuşmamak için direnir bir süre Yeniden okumak geçer içinden Belki yüzlerce kez okuduğun o kitapları... Alıp götürür gözünün değdiği her sözcüğü bir yalım. Ve iki büklüm oturup da başına sobanın İçini çekerek ağlarsın, tıkanırcasına Gözyaşlarının da hiçbir ateşi söndüremediğini O zaman anlarsın en sonunda.
Sayfa 32
Betimleme ve küçük ayrıntıların ustası
Ekinler başak vermişti. Memed sabah erkenden bir limonu, dalından koparmaya kıyamadan, dala ellerini uzatıp ovaladı, avuçlarını kokladı. Bahçeler, tepesinin üstünde asılı duran Gavur dağları, uzaktaki ekin tarlaları buğulanıyor, sabahın ışığı çökmüş dünya, karşıdaki denize doğru gittikçe aydınlanıyordu. Sırtlarına gün vurmuş, esen yelin kabarttığı
Yapı Kredi Yayınları
Vefa mı bu..! Sevda mı..! Gönlüne birini yerleştirirsin Her halini sever, kabul edersin Yanında yamacında olmasa bile Bir ömür boyu bekler, Aşk’la seversin... Vefa mı bu..! Sevda mı..! Bilmeden.! Pervin Yalım
Koca Osman
Gevrek gevrek güldü. Onun gülüşünü bütün köylü duydu, şaşkınlıkla ona gözlerini diktiler, homurdandılar. “Yalım geceye ne güzel uymuş, kurşun yüreğe ne güzel uymuş, eli kolu bağlı durmak bize ne güzel uymuş, kanı kuruyup yangın karşısında, elimiz koynumuzda durmak bize ne güzel uymuş, ağıt sesi gönlümüze ne güzel uymuş, karıların donu başımıza başlık diye ne güzel uymuş, insanlık bize ne güzel uymuş! Bak Sefçe arkadaş bak! Bu yalımlar ne güzel, ne kırmızı yalımlar! Yel estikçe uzuyor, genişliyor, güzelleşiyor. Yangınlar büyüdükçe yüreğim de kabarıyor, genişliyor. Yüreğim demircilerin örsüne dönüyor. Örs de yüreğe ne güzel uymuş. Ali Safa Bey de bizim korkaklığımıza ne güzel uymuş. İnsanlık da bize ne güzel uymuş!
Sayfa 39 - YKY 37. Baskı, İstanbul, Mayıs 2019.Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.