akım
Kişiliğimi açıklayan ve beni mutlu eden bazı şeyler: 🍀 Kitap okumak
Celine

Celine

@CelineAbrams
·
Kişiliğimi açıklayan ve beni mutlu eden bazı şeyler 🎀✨: 🍁 Disney Channel Original Movies (özellikle Zombies) 🍿 🍁 Fantastik kitaplar 📚 🍁 Taylor Swift ve Gracie Abrams🎤 🍁 2000'lerin gençlik dizileri ve romcomlar (one tree hill🙏🏻) 🍁 Iced Caramel Latte 🤎 🍁 Voleybol 🏐 🍁 Gitar çalmak 🎸 🍁 İnsanlara sarılmak 🫂 🍁 Sıcak battaniyeler 🍁 Book Journaling 💌 🍁 Kazaklar 🍀 🍁 Kitap kokusu... 🍁 Spotify ve JBL kulaklığım 🎧 (hiç birbirimizden ayrılmıyoruz;) 🍁Sonbahar ve kış ❄️ (cozy hissettiren her şey>>) 🍁 Ormanlar ve yeşil 🌳🌲☘️ 🍁 MILO MANHEIM (açıklamaya gerek yok 7 yaşından beri crushım💕) 🍁 Babies and DOGS🐕 (Küçüklüğümden beri golden istiyorum, ancak annem istemediği için alamıyoruz. Kendi evim olduğunda ilk yapacağım şey köpek sahiplenmek olucak:)
272 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Arkasına tüm devletin, hökümetin gücünü almış, emirler veren, insan dövdüren, hırsızlık yapan, kendini yaptıklarında da haklı gören Muhtar Hüsnü. Ona bel bağlayıp fakir fukarayı ezen, kendi
Yılanların Öcü
Yılanların ÖcüFakir Baykurt · Adam Yayınları · 20036,4bin okunma
Reklam
Suçun Rengi: Sessizlik..
112 syf.
7/10 puan verdi
·
132 günde okudu
Gabriel García Márquez’in Kırmızı Pazartesisi, kaderin sıradan bir sokaktan geçip insanları usulca yokladığı, önceden bilinen bir ölümün bile engellenemediği bir dünyanın aynasıdır. Santiago Nasar’ın öldürüleceği daha ilk cümlede verilmişken, roman boyunca okur bir mucizeyi değil, suskunluğun çığlığını izler. Bu hikâyede ölüm; ani bir felaket değil, adım adım yaklaşan ama kimsenin durdurmadığı bir gerçektir. Herkesin bildiği, fakat kimsenin yeterince ciddiye almadığı bu cinayet, bir kasabanın vicdan atlasını çizer. Márquez, yalın ve nesnel bir anlatımı, içten içe yankılanan bir ağıt gibi kurgular. Gazeteciliğin keskinliğini edebiyatın derinliğiyle harmanlarken, her karakterin suskunluğu birer suç aletine dönüşür. Namus adına işlenen bir cinayetin, onurlu bir bahaneyle sarılmış çıplak bir şiddet olduğu anlaşılır. Santiago, ne yalnız bir kurbandır ne de tek başına ölür; onunla birlikte toplumun ahlaki gevşekliği de yavaşça toprağa karışır. Bu roman, kaderin kaçınılmazlığına değil, insanların kayıtsızlığına dair yazılmış sarsıcı bir ağıttır. Her satırında “görüp de engellemeyen” gözlerin ağırlığı vardır. Kırmızı Pazartesi, zamansız bir soru bırakır geride: Bile bile gelen bir ölümde, asıl katil kimdir?
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 201387,5bin okunma
1998 Yılın Kadını'nın Öyküsü
256 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Waris, çöl çiçeği anlamına gelir. Çöl çiçeği, çok az sayıda canlının hayatta kalabileceği kıraç yerlerde açar. Waris Dirie 'nin öyküsü en yalın hâliyle bu işte. O, kadın sünnetinin yapıldığı Somali'de on iki çocuklu bir ailenin kızı. Çok küçük yaşta sünnet edilen Waris'in yaşadığı tek sıkıntı bu değil. Waris, 12 yaşındayken babası onu 5 deve karşılığında yaşlı bir adamla evlendirmeye karar veriyor. Bunu öğrenen Waris, annesinin de desteğiyle bir gece evden kaçıyor. Koca çölde -kıraç yerde- artık yalnız bir çiçek o. Kaçıyor ve kendi yolunu çiziyor... Waris Dirie, kitapta bu çarpıcı yaşam öyküsünü anlatıyor bizlere. Sadece kendisinin değil bir çok kızın, kadının yolunu da aydınlatmayı amaç ediniyor kendisine. Bence bir şans vermelisiniz. Ben şimdiden iyi okumalar dilerim. :))
Çöl Çiçeği
Çöl ÇiçeğiWaris Dirie · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 20146,7bin okunma
Müslüman bir yandan namazını kılar, orucunu tutarken, bir yandan da küfrün ve zulmün âleti olmaya devam ederse, onda elbette belli bir bilincin bulunduğundan bahsedilemez. Öyleyse, Müslüman için "bilinçli" demenin ne demek olabileceği üzerinde yeniden düşünülmelidir. Bilinçli Müslüman, dünyada edilgin bir durum alışı reddediyor. Başkasının aleti olarak kullanılmasına, istismar edilmesine göz yummuyor. En önemlisi, nerede, nasıl istismar edildiğini veya edilebileceğini biliyor. Haksızlığa karşı eliyle, diliyle, kalbiyle karşı koyuyor. Allah'ın düşmanlarına, gene Allah'ın rızası için buğz ediyor. Çağdaş rahatlıkların bilincini köreltmeye yö-nelik tuzaklar olduğunu biliyor ve yeryüzünde işgal ettiği bir mekân varsa, bu mekânın Allah düşmanlarının lütfu ve ihsanıyla kendisine verilmediğini, dolayısıyla işgal ettiği mekânın hakkını korumanın kendine düşen yükümlülükler arasında bulunduğunu biliyor ve rızk endişesiyle kâfirlerle işbirliği yapmayı reddediyor. Allah'tan korkanın kalbinde Allah korkusundan başka hiç bir korkunun yer tutmayacağını bilerek kula kul olmuyor, yalnız Allah'a kulluk ediyor. Allah'tan başkasından korkmanın, hele bir insandan korkmanın aşağılık bir şey olduğunu fark ediyor. Hayrın ve şerrin Allah'tan geldiğine iman ediyor. Kötülüğün eşyadan değil, fakat eşyanın buy-ruğuna girmekten kaynaklandığını bildiğinden eşyayı kendi buyruğu altında tutmanın yolunu arıyor. Onun zulüm tanımı yalın halde işkence ve zorbalıkla kaim değildir. Yani, zulüm onun için aslında fizik bir hadiseden ibaret değildir. O, zulmü Allah'ın hükmüyle hükmetmeme olarak tanımlıyor.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.