DÜLGER BALIĞININ ÖLÜMÜ Hepsinin gözleri güzeldir. Hepsinin canlıyken pulları kadın elbiselerine, kadın kulaklarına, kadın göğüslerine takılmağa değer. Nedir o elmaslar, yakutlar, akikler, zümrütler, şunlar bunlar?.. Mümkün olsaydı da balolara canlı balık sırtlarının yanar döner renkleriyle gidebilselerdi bayanlar; balıkçılar milyon, balıklar
İnanalım soğuk mevsimin başlangıcına ve bu benim yalnız bir kadın soğuk bir mevsimin eşiğinde, yeryüzünün kirlenmiş varlığını anlamanın başlangıcında ve gökyüzünün yalın ve hüzünlü umutsuzluğu ve bu beton ellerin güçsüzlüğü
Reklam
Ben Buraya Yalnız Gelmedim Ki
"Ah -dedi- insanlar uykularındaki kadar masum, çocuklar kadar yalın, yaşlılar kadar dingin yaşasalar zamanı, acı, dünya haritasından silinir, herkes her sevinci aynı incelik ve içtenlikle hak ederek yaşardı..."
ve bu, benim yalnız bir kadın soğuk bir mevsimin başlangıcında yeryüzünün kirlenmişliğini ve gökyüzünün yalın, kederli umutsuzluğunu ve bu beton ellerin güçsüzlüğünü anlamanın eşiğinde
Sayfa 103Kitabı okudu
ve bu benim yani bir yalnız kadın ve soğuk bir mevsimin eşiğinde belirsizliğini anlamanın başlangıcında, tüm yeryüzü varlığı: yalın ve kederli umutsuzluğunu, gökyüzünün güçsüzlüğünü, bu betona kesmiş ellerin
Anlamak
Pazar. Çevreye serpilmiş gülüşler gibi parlıyor ceketlerin üzerinde düğmeler. Otobüs gitti. Bazı sevinçli sesler - ne garip dinleyip karşılık verebilmen. Çamların altında mızıka çalmayı öğreniyor bir işçi. Bir kadın günaydın dedi birisine - öyle yalın ve doğal bir günaydın ki, sen de öğrenmek isteyebilirdin mızıka çalmayı çamların altında. Ne bölme, ne çıkarma. Kendinden ötelere bakabilmek - sıcaklık ve dinginlik. "Yalnız sen" olmak değil, "sen de" olmak. Küçük bir toplama, basit bir aritmetik işlemi, kolayca kavranabilen, bir çocuğun bile üstesinden gelebileceği, parmaklarını ışıkta oynatarak ya da mızıka çalmak o kadın duysun diye.
Reklam
Siz gerçekten yaradanla hiç konuşmuyorsunuz ! Seslerin duaya dönüştüğü bir seyrü seferden haberiniz yok. Küçük itiraflarda bulunmuyorsunuz O'na. Günah­larınızı tutup getirmiyorsunuz huzuruna. Keskin, samimi ve yalın değil dilinize gelen, avuçlarınıza biriken dualar. Yalnız soğuk tekerlemeler ve otomatik formüller var dili­nizde. O'ndan istemeyi bilmiyorsunuz. O'nu yaşamayı dillendiremiyorsunuz.
Sayfa 9 - Vadi YayıncılıkKitabı okudu
Kör olmak ne iyi şeydir Ne güzeldir sevmek karanlığı Ne yalın bir kılıç gibi bir ışık Ne renklerin ağırlığı Ve ne şekillerin kalabalığı... Ne güzeldir sevmek karanlığı... Kör olmak ne iyi şeydir Kapalı gözleriniz Çevrili içinize, Kıyısında oturup bakarsınız İçinizde dalgalanan denize. Kapalı gözleriniz çevrili içinize... Kapalı gözleriniz çevrili içinize... Kör olmak ne iyi şeydir, Körlerdir ki yalnız Kendi yürekleriyle baş başa kalırlar. Ne kimseye kendi gözlerinden verirler Ne kimsenin gözlerinden alırlar. Körlerdir ki yalnız Kendi yürekleriyle baş başa kalırlar. Ne güzeldir sevmek karanlığı, Karanlık Allah gibidir ve tek başmadır. Karanlık ölüm gibidir Rengi yok Ahengi yok Dengi yoktur karanlığın. Dağıtın yanınızdan sopalarınızla Karanlığın peygamberleri, Körler, Kalabalığı... Kör olmak ne iyi şeydir Ve ne güzeldir sevmek karanlığı...
Yalın ve net bir cevap. Ve biraz sert.
- Acaba münekkitlerimiz de sizinle aynı fikirdeler mi? diye sordum. Tekrar sigarasını çekti. Güldü: - Yosma kadınların, dünyadan elini eteğini çekme zamanları geldiği vakit işin yalnız dedikodusu ile geçinir bir halleri vardır. Yalnız yosma kadınlarda değil de hevesi kursağında kalmış, yahut, bir baltaya sap olmamış insanlarda bu hal göze çarpar. İşte münekkitlerin hali de bana bunları hatırlatıyor. İşin dedikodusu ile geçinmeyi bir iş saymak istiyorlar. Mademki bununla avunabiliyorlar, keyiflerini kaçırmayalım, ne derlerse desinler, ne yaparlarsa yapsınlar.
Siz gerçekten Yaradan'la hiç konuşmuyorsunuz! Seslerin duâya dönüştüğü bir seyr-ü seferden haberiniz yok. Küçük itiraflarda bulunmuyorsunuz O'na. Günahlarınızı tutup getirmiyorsunuz huzuruna. Keskin, samimi ve yalın değil dilinize gelen, avuçlarınıza biriken duâlar. Yalnız soğuk tekerlemeler ve otomatik formüller var dilinizde. O'ndan istemeyi bilmiyorsunuz. O'nu yaşamayı dillendiremiyorsunuz.
Sayfa 7 - VadiKitabı okudu
Reklam
Üretilmiş acılarda buluşmak duyarlılık değildir...
Duyarlılık, başkalarının hissettiklerini kendimizle karıştırmadan hissedebilmemizi tanımlar. Bence, başkalarının hissettiklerini hissedebilmemiz, bizim de kendi iç dünyamızla ilişkimizi olabildiğince yalın bir biçimde yaşayabiliyor olmamızı gerektirir. Duyarlılık, yalnız duyguları değil, sezgileri ve sağduyuyu da içerir, çoğu zaman sözcüklere gerek duyulmadan!
Sayfa 144 - Metis Yayınları, 21. Basım, Aralık 2023Kitabı okudu
ve bu, benim yalnız bir kadın soğuk bir mevsimin başlangıcında yeryüzünün kirlenmişliğini ve gökyüzünün yalın, kederli umutsuzluğunu ve bu beton ellerin güçsüzlüğünü anlamanın eşiğinde
Sayfa 277 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Kendini bilen, Rabbini bilebilirdi." Kendini bilmenin yolu, yalın ve yalnız kalıp yanıp tutuşarak yürek aynanda iç yürüyüşünü yapmaktır.
Sayfa 95
Son tanıklar kuşlar nereye gittiler diyorsun Sonra onları soyutun metafiziğinde kebaba çeviriyorsun Sayı paniğini unutma Depremi gökyüzünde değil yeryüzünde ara Sen ölümü bir ayna gibi kullanıyorsun Onunla arana perdeler çekiyorsun Sen hayatı boşaltırsan Ölüm aynasında aksin mi kalır Ölümün tekdüzeliğine dalma yaşamın devrimciliğiyle gönen Olumsuz sembollerle oyalanma yalın ve çıplak gerçeğe bak Doğunun batının Orfeus ve Panlarını bırak Çırpınma boşuna teslim ol kader virtüözlerine Akıl mimarlarına irade atletlerine Yalnız ölüm mezar kazmaz mezar kazılır ölüme de Bir boydan boya bat batı selsebillerine Yeniden doğ ol kendi kendinin ışıldağı Kır seni senden eden eski bardağı İzinden git çağın fatihlerinin Merihe el uzatan olağanüstülükler erinin Bir kere koptun geçmişinden geriye dönme Eski sayrılıklar hummasına düşüp sönme Lânet olsun arı beylerine diyebilirsin Ama eninde sonunda onların gölgesindesin Çıraklıkla ustalık arasında bir uçurum var Düğünden düğüne değişir kurdelâlar
Sayfa 499Kitabı okudu