Politik anlamda kadınlar hakkında edilecek kelamları, binbir farklı tartışmanın içinde derinleştirmek mümkün fakat ben yalnızca bizden bahsetmek istiyorum. Ekseriyetle arkadaşlığımızdan. Kadınlık üzerine düşünmeye başlamam hangi yaşlara denk geldi, çok da emin değilim. Çalışan bir annenin kızı için tek dileğinin parasal anlamda özgür olduğu bir
164 syf.
5/10 puan verdi
Etrafımdaki herkesin okuduğu ve şahsımın okumayarak çok şey -iyi ki bu şey var, yoksa halimiz nice olurdu- kaybettiği iddia edilen bir kitaptı. Esefle söylüyorum ki okuduktan sonra hayal kırıklığı yaşadım. Neden bu kadar çok kişi tarafından beğenildiğini de anlamıyor değilim. Konusu itibariyle insanımızı etkilemesi bariz aslında, güzel bir aşk
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021311,5bin okunma
Reklam
«Şahsen bana bir zararı dokunmasa bile, hiç bir kötülüğe göz yummamam gerekir. Yeryüzünde yalnız değilim çünkü. Diyelim ki, hakarete uğradım bugün ve karşılık vermedim dahası gülüp geçtim, diyelim ki beni yaralamadı...Ama yarın, gücünü üzerimde deneyen saldırgan, bir başkasına da el kaldırır. İşte bunun içindir ki insanlar arasında ayırım yapmak, yüreğimi pek tutmak, ve bunlar benim kardeşlerim,şunlar değil, demek gerek... Bu doğrudur, ama doğru da olsa hoş değil işte!»
Jack Kerouac Kendini Anlatıyor Ben hayatım boyunca pranga mahkûmiyetlerinden kaçan köksüz bir ağaç oldum. Ne durmayı ne de aynı yolu ileri geri kat etmeyi severim. Bana sorarsanız, gerçek yaşam hiç durmadan dosdoğru denize doğru gitmektir. Öyküler söylemek, öyküler dinlemek, öyküler yaşamak… Benim öyküm de onlardan biri. Her zaman gizlice
Düşünmek ve güzellik üzerine.. Sabahattin İzcioğlu - 08.04.2015 Her şeyin çok karmaşık olduğu dönemlerde düşünmek ne kadar zahmetli zor bir işmiş, hele de yıllardır duygularımızın hasar gördüğü bu durumda güzelliklerden bahsetmek daha zor bir şey. Bana göre böyle durumlarda yapılacak en doğru şey yalnızlaşma, daha açık ifade ile yalnızlık,
"Aşkın mantığı var mı ki?" Yağız onu yalnız bıraktığım yatakta oturmuş bana bakarken sanki dudakları ilan-ı aşk etmemişçesine rahattı. Bense onun aksine şaşkın... Hırçın davranmaya hazırladığım bedenim benden bağımsızca hafif hafif titrerken yarı açık dudaklarım ve kalkık kaşlarımla minik bir adım geriledim. "Ben abin kadar sabırlı bir adam değilim. Sende Leyla gibi tüm dünyanı içine taşıyan bir kadın..." Yağız karşıma dikilirken bir adım daha geriledim. "Sana dair hissettiklerimi azarlayıp susturmaya cağım Lena. Ben susarsam başkası konuşur çünkü. Başkasıyla konuşma ihtimaline olurum yok benim!" Dedi tek düze sesinin aksine tehditkar bir tonla. "Sen kabul et yada etme. Sev ya da sevme." Parmağıyla kendisi kalbini dürten çocuk beni duvarda kıstırırken endişe ve meraktan titreyen çenemi yakaladı ve yere diktiğim gözlerimi kendilerininkinin hizasına çıkardı. "Ben senin adını düşündüğüm zaman bile burası deli oluyor." tekrar kalbini gösterdi. "Seni benle gel diye zorlayamam. Ama gelirsen beni dünyanın en mutlu çocuğu yaparsın. Öte yandan...Gelmezsen yani" Elleri saçlarımın uçlarını oynarken sesi hafifte olsa bir öz güven kaybına uğraşmış gibiydi. "Ben akşam babasının çikolata getirmesini bekleyen o yaramaz velet olurum . Benim hiç gelmeyen acı çikolatam olursun Lena..." Kız Kurusu - Hale Bilgiç
Kız Kurusu KitabıKitabı okudu
Reklam
Unutulmuş gibiyim ben. Ve insan bir bakıma unutulmuş gibidir. Bilmem ki nasıl anlatmalı? Yalnız bile değilim... -Edip Cansever
164 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
“Kürk Mantolu Madonna” Hakkında Bazı Mülahazalar Okuduğum kitaplarda beni en çok cezbeden şey anlatıdan ziyade yazarın iç dünyasına duyduğum tecessüstür. Bu bağlamda biraz Sabahattin Ali'nin hayatına da değineceğim bilahare. Bir kapı daha aralanıyordu belleğimden içeri. Meçhul bir kuvvet çağırıyordu beni Raif Efendi'nin gizemli dünyasına. Kitabı
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021311,5bin okunma
“UNUTULAN ADAM” I NİÇİN YAZDIM? Tek bir sözle: Unutulan Adam’ı Muhsin oynasın diye yazdım. Bu kadar açık sözlülüğümü, bu oyunu dinleyecek, görecek olanlar, benim kimseyi aldatmak istemeyen huyuma bağışlasınlar. Toprağı, dostlarımı, karımı sevdiğim kadar tiyatroyu severim. Sevgilerimin hiçbirinde platonik olmadığım gibi, tiyatro sevgimde de platonik değilim. Tiyatroyu, seyirci, dinleyici, okuyucu gibi değil, yalnız böyle değil, onun içine karışarak, ona bir şeyler katarak, onun için yazarak sevmeyi anlarım. Yalnız kendim, yalnız bir kişi için hiçbir iş yapmadım bugüne dek… Şiir yazdım: mümkün olduğu kadar çok okuyucu okusun diye; tiyatro yazdım: mümkün olduğu kadar çok seyirci dinlesin, seyretsin diye… Ama, işte bu sefer yalnız bir kişi için bir iş yaptım, yalnız bir kişi oynasın diye bir piyes yazdım, yalnız bir kişi beğensin diye zorladım kendimi… Yine açık sözlü olayım: Muhsin oynasın diye yazdığım bu oyunu, öteki artist arkadaşların da beğenmeleri, seyircilerin de anlamaları, bundan onların da hoşlanmaları beni, sandığınızdan çok sevindirir… Ve böyle bir sevince erebilmek için de elimden geleni yapmadım değil… *** Unutulan Adam’da bir melodram kokusu vardır. Ben melodramın hiç eskimeyecek bir tiyatro unsuru olduğuna kaniim. Nasıl, muayyen bir anlayışta, romantizm her edebiyat mektebin içinde varsa, melodram da, şu veya bu şekilde, tiyatronun, benim anladığım tiyatronun, canlı, hareketli, bir şey söylemek isteyen tiyatronun unsurlularından biridir… Realist bir piyes bile melodramatik unsurun inkarını icap ettirmez. [Nazım hikmet / Darülbedayi, 15.11.1934 (Özet)]
316 syf.
5/10 puan verdi
Öncelikle sevgili DEX yayınevimize kocaman sevgilerr... Jennifer gibi bir yazarla buluşmamı sağladığı için ayrı bir yeri var onların bende... Ayrıca bu kitap için de kitap isminde resmen harikalar yarattığını düşünüyorum. Ben kitap adı olarak orjinaliyle birebir aynısının kullanılmasından yanayımdır her zaman ama bu kitap için yaptıkları rötuş çok
Kış Güneşi
Kış GüneşiJennifer L. Armentrout · Dex Yayınevi · 2014446 okunma
Reklam
Unutulmuş gibiyim, Ve insan bir bakıma unutulmuş gibidir. Bilmem ki nasıl anlatmalı Yalnız bile değilim. Edip Cansever
Unutulmuş gibiyim ben. Ve insan bir bakıma unutulmuş gibidir. Bilmem ki nasıl anlatmalı? Yalnız bile değilim... [Edip Cansever]
Düşün ki küçücük bir kız var sokakta, ya on yaşında ya da on iki. Jandarmanın biri geliyor, ırzına geçiyor kızın. Sokakta. Sabah sabah. Güneş ışığında, toz duman içinde. Herkes bir yere gizlenmiş, babası bile ahıra saklanmış. Kızcağız nasıl bağırıyor bir duysan. Kimsenin kılı kıpırdamıyor. 'Hay Allah!' deyip bir bıçak kapıyorum ambardan. Kızmamışım daha. İçimde öfke yok. Dosdoğru jandarmaya gidip kafasını biçiyorum. Öfkeli değilim ama. Kızcağız bağırmıyor artık, yalnız bedeni buz gibi, gözleri korkudan belermiş. Öğretmeniyim onun. Yerden kaldırıyorum. Yürüyemiyor. Bilinci yerinde, gözleri korkudan irileşmiş ama yürüyemiyor işte. Jandarmanın kanı, boynuna, saçlarına bulaşmış. Babasına götürüyorum. Babası azarlıyor beni. 'Neden karıştın bu işe?' diyor. 'Şimdi o jandarmanın arkadaşları gelir vurur beni.' 'İyi ama kızınız söz konusu!..' diyorum. 'Ne var yani?' diyor, 'Altı üstü bir kadın o. Nasıl olsa başına gelecek bir iş.'
Sayfa 106Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.