312 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kitabı çok sevdim o yüzden ben susuyorum, kitap konuşsun. Alıntılar bırakıyorum, mutlaka tavsiye ederim. * Gaslighting, strese verilen bir tepkidir. İnsanlar tehdit altında hissettiklerinde ya gaslighting uygulayıcısı ya da mağduru olurlar. * Gaslightinge son vermenin bu kadar zor olmasının nedenlerinden biri haftalarca, aylarca ya da senelerce buna maruz kaldıktan sonra ilişkiye başladığınızdaki kadar güçlü olmamanızdır. * Hislerin hiçbirini fazla ciddiye almayın! * Gaslighting mağduru olan kadın kendisini yalnız, kafası karışmış ve bıkkın hisseder. * Sizinle aynı fikirde olması için ikna etmeye çalışmaz ya da onayını almak için çaba sarf etmezsiniz. Sadece kendi kararınızı verir kendi gerçekliğinize bağlı kalırsınız. Bunu başardığınızda kimse size gaslight uygulayamaz. * Kimin haklı kimin haksız olduğundan endişe etmeyin. Önemli olan tartışmayı kimin kazanacağı değil size nasıl davranılmasını istediğinizdir. * Anlaşılmayı beklemek sizi gaslightinge açık hale getirir. * Sözüm ona sizi önemseyen bir insan sizi nasıl bu kadar kötü hissettirebilir?
Gaslight Etkisi - Psikolojik Manipülasyon
Gaslight Etkisi - Psikolojik ManipülasyonRobin Stern · Diyojen Yayıncılık · 202350 okunma
736 syf.
·
Puan vermedi
Call me Ishmael diye başlayan tüm zamanlardaki en sevdiğim kitap. Belki de bütün insanlığa hitap eden sayılı anlatılardan bir tanesi. Bunu çok basit bir sebepten dolayı söylüyorum. Hikayenin teması insanın kendi kendini tüketmesi üzerine kurulu. Yaşantısı ve kendine özgülüğü ne seviyede olursa olsun her insan ömründe en az bir kere kendini bir şey uğruna tüketir. Çoğu zaman bu öyle bir tükeniştir ki bittim öldüm desen bile içinde yeniden doğmak için yeni bir seni ortaya çıkaracak kıvılcım bırakır. Bu kıvılcımı yeniden doğmak yerine geri kalan ne varsa onu da yakmak için kullanmak bir insanın vereceği en zor kararlardan biri olmalı. Sıradan insanlar başına bir felaket geldiğinde izlerini hatıralarında ve kararlarında taşır. Tekrar canı yanmasın diye elinden geleni yapar. Ahab gibiler ise bu acı ve nefretle denizleri geçmeyi ,dünyanın sonuna kadar peşinde olduğunu kovalamayı kafasına koyar. Bazen düşünüyorum olmuş olanı kabul etmek mi yoksa Ahab gibi hayatın acımasızlığı karşısında çileden çıkıp daha da acımasız bir şekilde durmak mı bir hikayeyi daha anlamlı kılar. Bunun cevabı ne olursa olsun şu bir gerçek ki; kafamızın içinde sallanan bir güverte ,bu güverte üstünde karanlık okyanusa bakıp derin düşüncelerle kendi balinamızı aradığımız anlar olacak. Teselli olur mu bilmem ama söylemekte fayda var. Yalnız değiliz. O güvertede bambaşka yerlerde olsak da hepimiz varız. Hepimiz acı sona kadar aynı acılarla peşinde olduğumuzu arıyoruz.
Moby Dick
Moby DickHerman Melville · Yapı Kredi Yayınları · 20215,6bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Çevre eğitiminin birçok ülkede nasıl aktarıldığını kendi ülkemize bunu nasıl uyarlayacağımızı daha net bir şekilde anlamamı sağladı. Yazarın yaklaşımını kendime çok yakın buluyorum. Doğayı bir bütün olarak kabul ediyor; yani orman, deniz, insan ve diğer canlıların hepsi eşit derecede önemli. Ağaçlar, bitkiler, hayvanlar, böcekler vs insana amade
86 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
| HİÇLİK ya da HER ŞEY |
Öncelikle arkadaşımın önerisi üzerine okuduğum daha sonra da bağ kurup acısını kendi canımda hissettiğim bir eser olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Kitabımızın ismi "Hiçlik ya da Her şey" başta kitabın adını okuyup neden böyle bir isim seçildiğini sorgulamıştım. Kitabı bitirdiğimde ise tekrar kendi kendime sorgularken buldum bu
Hiçlik ya da Her Şey
Hiçlik ya da Her ŞeyTuğba Saydam · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 2024100 okunma
·
Puan vermedi
Bihter Olmanın Zorluğu
Sevgili okurlar merhaba, Dilerim iyisinizdir. Pandemi sürecinde hayatlarımız Servet-i Fünun Edebiyatı dönemini andırdı desek abartı olmaz. Hepimiz toplumsal baskıdan, ekonominin durumundan, siyasi polemiklerden çok bunaldık. Birçok insan kendi hayatını sorgulamaya başladı. Online hayatta psikolojimizin fazla olumsuz etkilenmesinin başka sebepleri
Aşk-ı Memnu
Aşk-ı MemnuHalid Ziya Uşaklıgil · Yakamoz Yayınları · 201617,7bin okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
Canım Aliye, Ruhum Filiz
İnsan bilir mi ki canına ve ruhuna özel yazdığı mektuplar bir gün okuyucuyla buluşacak? Bilseydi ne değişirdi ki Sabahattin Ali'nin mektuplarında? Daha iyi mi yazardı ya da daha iyi mi olurdu mektuplar? Bence olmazdı. Bu haliyle çok güzel ve özeller. Çünkü iyi ve güzel olması için bir çaba yoktu mektuplarda. Böyle güzel olması gerçekten sevilen kişiye yazılmış olmasındandı. Öyle sıcak öyle içten kelimler kullanılmıştı ki, hiçbiri gereksiz yere değil, sevgi sözcüklerinin hiçbiri boşa değildi. Aliye Hanım'ın mektuplarına yer verilmesini isterdim çünkü Sabahattin Ali öyle istiyor ki Aliye Hanım'dan tez zamanda ve uzun uzun okuyabileceği bir mektup biz de biraz ucundan okumak istiyoruz. Küçük detaylar mutluluk veriyor, ister istemez yüzünüzde tebessüm oluşuyor. Sabahattin Ali, mutluyken, özellikle üzgünken ve sıkıntılı zamanlardan geçerken mutlaka Aliye hanımı da ortak etmiştir. Birbirlerinden uzak olsalar da birbirlerini asla yalnız bırakmamışlar. Yalnız hissettirmemişler. Belki küçük bir mektup ama kızını ve eşini ne kadar önemsendiğini, değer verdiğini hissettiren mektuplar bunlar. Çünkü zor ve kısıtlı zamanlarda bile çabucak da olsa yazılmış ne olursa olsun haber vermek ve almak için yazılmışlar. Mektuplarda öyle gerçekçi ve içten duygular vardı ki gerçekten özel ve gizli kalması gereken şeyler okuyormuş gibi hissettim. En hoşuma giden kısım mektupların sonu oldu. Bu yüzden her mektup çok değerli ve özel oldu benim için. Okuduğunuz klasik eserlerden ve diğer tanıdığınız ilişkilerden farklı tutarak okumanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar.
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,2bin okunma
Reklam
496 syf.
·
Puan vermedi
·
37 günde okudu
Muhteşem bir eser
En çok alıntı not ettiğim eser olabilir, stoacı filozof Seneca'nın dostu lucilus'un seneca'nın ona göndermiş olduğu mektupları saklaması üzerine günümüze ulaşmış bu yaklaşık 2000 senelik derleme birazda stoacılığın doğasıyla da ilişkin olarak hâla pek çok açıdan taptaze bir eser. [seneca'nın bazı kısımlarda "ah eskiden hayat ne güzeldi yiğenim" muhabbetinin günümüzde hâla paralel olarak sürdürülmesi olayı da aklıma gelip beni gülümsetiyor:) ] Bazı fikirler benim için yeni olmamasına rağmen, özgün persektifiyle oluşturduğu üslubuyla beni asla sıkmadı. Zamansız fevkalade bir eser. Yalnız, erdemi herşeyin ortasına koyacak kadar ağırlık vermek fikri katıldığım bir fikir değil pürüz olarak bir tek bunu dahil edebilirim. Ah eklemeyi unutmuşum metni Latince aslından çeviren Doç. Dr. Türkân Uzel hocam bence kitabı muhteşem çevirmiş, okuyup anlamadığım hiç bir kısım olduğunu hatırlamıyorum. Ellerinize sağlık hocam.
Ahlak Mektupları
Ahlak MektuplarıSeneca · Jaguar Kitap · 2019785 okunma
71 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Spoiler İçerir!
Kalemine aşık olduğum, her kitabını büyük bir hevesle okuduğum bir yazar Stefan Zweig yine büyüledi diyebilirim. Kitabın ana karakteri olan Erika Ewald'da kendimi o kadar çok buldum ki karakterin her hareketi beni yansıttı resmen. hoş, naif ve utangaç bir piyanist olan Erika, oldukça varlıklı ve arzularla dolu bir genç olan keman virtüözü ile yolları bir konserde kesişir. Ardından sık sık buluşmalar, uzun yürüyüşler, gezintiler birbirlerine olan arkadaşlık duygusunun şeklini değiştirir. Bir gün yine bir gezinti esnasında bütün duygularını açıkça belli eden keman virtüözü Erika'dan bir cevap bekler ama Erika genç virtüözünün ona karşı olan şeylerin sadece tensel, arzu dolu hisler olduğunu düşünerek ondan kaçar. Uzun süre boyunca evde yalnız başına vakit geçiren Erika aslında keman virtüözü'ne karşı boş olmadığını fark eder ve onunla buluşmak için konserine gider ve sonrasında çokça hayal kırıklığı yaşar ve intikam duygusuyla dolup taşar. Kitabın başından beri zaten keman virtüözü'nden hiç hoşlanmadım bir şeyler yapacağı belliydi ama bu kadarı bana bile ağır geldi. Ah Erika'm üzümlü kekim bu dünya bize göre değil..) Keyifli okumalar dilerim (:
Erika Ewald'ın Aşkı
Erika Ewald'ın AşkıStefan Zweig · İlgi Kültür Sanat Yayınları · 20202,997 okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
İlk gençlik yıllarımda Ömer Köroğlu seslendirmesiyle şiirlerini dinlemiştim. İlk defa bir kitabını okuyorum. Hikâye Nesimi adlı karakterin otizm, serebral palsi teşhislerini taşıdığını ifade etmesiyle başlıyor. Asel adında bir sevgilisi var ve buluşmak için İstanbul'dan Antalya'ya geliyor. Daha sonradan olaylara eklenecek olan Agâh Hoca ve Nesimi arasında oyun içinde oyun diyebileceğiniz zincirlere takılıyorsunuz. Oyuna katılan diğer oyuncular şapka çıkarttıracak cinsten. Asıl şapkayı çıkaracağınız kişi Nesimî. Fizik Bölümü okurken işlemediği bir ceza yüzünden başına olmadık işler geliyor. Kendini Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevkettirmeyi başarıyor. Ailesinin onu hastaneden çıkarmak için çıktıkları yolda kaza geçirip vefat ediyorlar. Yasını doya doya yaşamak istediği için hastaneden kaçıyor Nesimî. Aldığı ilaçlar sonrasında ağlama refleksini tadamayacağı için seçiyor bu yolu. Agâh, üniversitede hoca. Yalnız mesleğine düşecek olan gölgenin henüz farkında değil. Dolayısıyla asistanı Simay'ın kendisine âşık olduğunu düşünürken evlenme teklifi ettiği gece enteresan bir şekilde terk ediliyor. Tabii tahmin edebileceğiniz gibi bu da oyunun bir parçası. Hikâye tam olarak bu şekildeyken kişisel görüşüme gelecek olursam beğendiğimi söyleyemem sıradan bir okumaydı.
Beni Siz Delirttiniz
Beni Siz DelirttinizUğur Babat · Çınaraltı Yayınları · 202111 okunma
168 syf.
5/10 puan verdi
Yazarın yazım dilini sevdiğimi söyleyerek başlayayım. Cidden akıcı ve yalın bir dili vardı diğer türlüsü okutamazdı kitabı. Kitap günlük tarzında fakat günler yerine yerler/zamanlar/mekanlar görüyoruz. Karakterimiz benim gördüğüm kadarıyla yalnız bir kadın, kendini bulamamış, eksik hisseden biri. Yazdıkları olaylara, yerlere üçüncü kişinin baktığı yerden bakıyor, izliyor ve anlıyor. Bana öyle geldi ki olmak istediği yerleri kaleme almış karakterimiz. Kitapta altını çizdiğim pek çok alıntı vardı. Fakat kitapla aramda bir bağ kuramadım. Yorumlarını okuduğumda herkes çok beğenmişti. Bir an kendimden şüphelenmedim değil. Yazarın dili akıcı olmasa muhtemelen yarım bırakacağım bir kitaptı. Kitabın tam türünü anlayamasam da, şahsi zevkler doğrultusunda benlik degildi maalesef.
Olduğum Yer
Olduğum YerJhumpa Lahiri · Domingo Yayınları · 2022501 okunma
Reklam
218 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitap birbirinden güzel 5 öyküden oluşuyor. Öyküler sıkıcı değil , olayların içine hemencecik çekiliyorsunuz ve akıp gidiyor , bolca da diyaloglardan oluşuyorlar özellikle de ikinci öykü. Kısaca öykülerden bahsedecek olursam; İlk öykü kitaba da ismini vermiş olan 'Beyaz Geceler'. Bu öyküdeki kahramanımız oldukça yalnız bir insan ve bir
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202073,5bin okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
. Kitap, hikayelerin, şiirlerin olduğu, hayatın içinden bir hayal gücünün eseri. Hikayeler hayatın içinde nefes alan, almayan varlıkların öyküleri.. Öykülerin bazıları, kimi zaman bir üçüncü sayfa haberi şeklinde yazgıları anlatırken, bazen de ön yargılarından oluşan bir dostun, bir çocukluğun durumu hakkında bilgiler veriyor. Şiirlerse hayatın
Şehbal
ŞehbalSelda Çokbilen · Edisyon Kitap · 20221 okunma
72 syf.
5/10 puan verdi
Beni başından beri takip edenler bilir ki Şükrü Erbaş kalemini çok çok severim ve bir çoğunu da önermişimdir. Ancak bu kitabı diğerlerinin yanında biraz sönük kalıyor. Yazarla yeni tanışacak olanlar önceliği buna vermesinler derim. . Ama ben şarkı söylemeyi seviyorum. Ama ben çocuklar gülmezse korkuyorum. . Senin yaşayacağın zamanları Göremeyeceğim düşüncesi Soğuk bir keder işte. . Keşke insanı yalnız güzellik büyütseydi Değil mi… . Biz yalnızca kendi ölülerimizin ölüleriyle ölmeyiz
Yalnızca Çocuklar Uzaklara Bakar
Yalnızca Çocuklar Uzaklara BakarŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayın Evi · 2023257 okunma
·
Puan vermedi
Zeynep Kaçar, Yalnız
Zeynep Kaçar “Yalnız” romanında zaman atlamaları yoluyla tanıdığımız kahramanımızın hayatı izleğinde, bu ülkede tarikatlar gerçeğini cesaretle işliyor. Dinin gerçek kodlarının eril bir zihniyetle dönüşüme uğratılarak “üretilen” bir dinin, hayalleri ve umutları olan bir kadını hayattan kopartışının hikayesi... Duygusallığı da dozajında bırakan ve siyaseti estetize eden yanıyla değerli bir yapıt. Okumanızı şiddetle öneririm, ilk satırlardan sarıp sarmalayan ve okuru metinde tutmayı başaran, yer yer düşündüren ve ürküten bir roman. Zeynep Kaçar’ ın Yalnız romanında beni en çok etkileyen; romanda anlatılan kadın kahramanların hayatlarına şaşırarak bakmıyoruz. Korunaklı ve steril yaşamlarımıza uzak bu yaşantıların bir yerde hemcinslerimizin gerçeği olduğunu bilmenin burukluğu sarıyor içimizi. Kadınların kalemini bu yüzden daha çok seviyorum. Cesaretle ve sahici yazıyorlar. Çok keskin yüzleştiriyorlar. Kavgaları toplumun değerleri ya da temelleriyle değil, kadının ikincil bir cinsiyet sayıldığı hastalıklı eril zihniyetle oluyor. Cehalet deyip işin içinden çıkmıyorlar, geri plana derin ve doğru yerden bakabiliyorlar.
Yalnız
YalnızZeynep Kaçar · Doğan Kitap Yayınları · 2021901 okunma
·
Puan vermedi
Sıradan bir devlet yazmanı Akakiy Akekiyeviç. Monoton bir hayatı var. Her gün birbirinin adeta kopyası. Çalışmaktan başkaca bir şeye zamanı yok. Görünmez adamdan farksız Akekiyeviç. Ne hissettiği, ne düşündüğü kimsenin umurunda değil. O kadar yalnız ki belki de sırf bu yüzden paraya, maddiyata takık tüketim toplumu insanlarına benziyor tıpkı.
Palto
PaltoNikolay Gogol · Tutku Yayınevi · 201736,7bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.