Otuz üç sene
“Otuz üç senelik evlilik bağı kopmuş, artık yalnız başına kalmıştı. Şu yalnızlık dokunaklı değil mi ? Otuz üç seneden sonra her yerde, her şeye karşı yalnız! Bu engin denize, bu uzak ufuklara karşı yapayalnız! Hatta sema bile o lacivert gözleriyle kendisine şefkat ve merhametle bakıyordu.”
Sayfa 21 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Otuz üç senelik evlilik bağı kopmuş, artık yalnız başına kalmıştı. Şu yalnızlık dokunaklı değil mi? Otuz üç seneden sonra her yerde, her şeye karşı yalnız! Bu engin denize, bu uzak ufuklara karşı yapayalnız! Hatta sema bile o lacivert gözleriyle kendisine şefkat ve merhametle bakıyordu.
Sayfa 21 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 günde okudu
Yalnızlık Üzerine
Bu kitabı
Jean-Louis Fournier
Jean-Louis Fournier
’in dünyada yapayalnız kaldığını anlatıyor. Tanıdığı herkesi kaybetmiş. Hatta karısının ölümünden sonra aldığı kedisi de ölmüştür. Forunier insan olarak acizliklerimizi anlatıyor. Aslında çok başarılı bir yazar olmasına rağmen hiçbir şeyin ona yetmediğinden bahsediyor. Bunu da espirilerinin içine sıkıştırarak yapıyor.
Tek Yalnız Ben Değilim
Tek Yalnız Ben DeğilimJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20213,651 okunma
Beklemek umudu azaltıyordu. Umut beklememekteydi aslında. İnsan ne kadar koşarsa, o kadar geç kalıyordu her şeye...
Onu bir süre daha görmezse yüzünü unutacağı korkusu kaplıyordu içini.
"- Allah'la kulun arasına girilmez! Gördünüz mü, nasıl giriliyormuş?.. Fakat bu girme değil, kulu Allah'a götürme işi. Yoksa zaten her fert Allah'ıyle yapayalnız; meleklerden bile gizli kalacak derecede yalnız... Bu mânada zaten araya girmek muhal... Fakat ileridekinin geridekini çekip götürmesi bakımından, Allah ve hakikate delâlet yolunda vasıtanın ne demek olduğunu o, kafası balyozla ezilemeyecek kadar sert küfür yobazına şöyle anlatınız: - Sen, raftaki bir kitabı almak için bile araya vasıta katar, iskemleye çıkarken; sen vapurdaki yolcuyu seçmek için bile vasıtasız edemez, eline bir dürbün alırken, Allah'a vasıtasız ermekten, hattâ tapmaktan nasıl bahsedebilirsin? Köprüden Üsküdar'a geçmek için bile vasıtasız kalsan bütün Karadeniz'i dolanmaya mecbur olan sen! En büyük vasıta, O, Peygamber, Peygamberlerin Peygamberi... Sonra sahabi... Sonra velî... Sonra âlim... Sonra Müslüman, sadece, basit ve kuru Müslüman... Herkes herkese ve her şey her şeye, vasıta... Böyleyken herkes ve her şey, Allah ile dosdoğru bağlantıda..."
Sayfa 160 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dehşet görmekte değil ki, alışmakta ve kabullenmekte...
192 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
TUTUNAMAYANLAR'ın esin kaynağı=AYLAK ADAM
Topluma yabancılaşan ve toplum içinde yalnızlaşan bir adamın hikayesi aslında... Yusuf Atılgan'nın ilk romanı şaşırtıcı derece bir etki bıraktı bende...Sanki yıllardır yazmayı hayal etmiş fakat kafasındaki her şeyi özenle biriktirmiş bir yazarın ilk roman süsü verilmiş bir kitabı gibidir AYLAK ADAM...Aylak olarak nitelendirilen bu karekterin
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959,5bin okunma
Kalıplardan,kurallardan, gelenekten, dayatmalardan, baskıdan kendini muaf tutabilmeli insan. Herkes gibi olmamanın bedelini ödemeyi göze alarak, bildiğin ve inandığın şeyi sevgiyle üretmeye devam etmek... İyi yaşayacaksan böyle yaşayacaksın. Gerisi kölelik, gerisi esaret...
Yani olabildiğince dalgın, düşünceli ve çaresiz oluyordu. Bir o kadar da yalnız hatta, yapayalnız... Belki arada bir hala vah çekiyordu da, artık ben işitemiyordum.
Reklam
Çünkü birileri karanlığa rağmen gelecek güzel günlere inanmayı sürdürüyor canı pahasına.
Bunca yıl dünya üzerinde ömür sürerek ne işe yaradık sanki...
Çok zaman geçmişti üzerinden. Kaç mevsimin yağmuru altında ezildiler o günden beri. Yıkanıp yıkanıp kirlendiler boyuna. Başka adamlar, başka kadınlar girdi aralarına. Başka acılar, başka yenilgiler...
Yani olabildiğince dalgın, düşünceli ve çaresiz oluyordu. Bir o kadar da yalnız hatta, yapayalnız ...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.