Moby Dick...
Yalnızca beyaz bir balina değil, intikamın Tanrısallaşmış hâli. Melville'in başyapıtı. Okuyucunun zorlandığı ama bilinçli her okurun sayfalarca araştırma yaptığı kitap.
İnsan doğasının büsbütün değişimini anlatan, okuru bastırılmış birçok duygu ile yüzleştiren, semboller ve metaforlarla bezeli muhteşem bir klasik Moby Dick.
"BÜTÜN ANNELER, ANNELERİN EN GÜZELİ..
SEN, EN GÜZELLERİN GÜZELİ.."
İşte böyle bir şiirle başlıyor kitap. Sanki ilk sayfadan "Bak canın yanacak, haberin olsun!" der gibi..
Kaybedilmiş, yitirilmiş, unutulmamış, özlenmiş her ne varsa, anne kelimesinin her renginde ama hep anne kokusuyla beraber..
"Anamın elinden çıkmış o
Yaşamın Yolu Özgürlükten, Özgürlüğün Yolu Ölümden Geçer
Albert Camus, Sisifos Söyleni adlı eserine, "Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır; intihar. Yaşamın yaşanmaya değip değmediğinde bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermek," şeklinde başlar. Yabancı adlı en çok okunan eserinde de aslında merkezde yine bu "soru" bulunmaktadır. Evet, okuyan pek çok
Sevgili Dost,
Bir zarf açmak kadar kalbi titreten ne vardır. Zarf mahremiyettir, mahrem olmasa da satırlar. Bir köşeye çekilinir, yalnız okunur mektuplar.
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya... Ne anlamlı bir kitap ismi değil mi? Okurken kendimden bir şeyler bulacağıma emindim, şimdi okuduktan sonra gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, "Bu kitapta sizden bir şeyler var."
"Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kalmıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde
Yalnızlıklar…
Bir kelime kaç farklı şeye benzetilebilir? Bir kelimeden yola çıkarak kaç farklı diyar gezilebilir? Kurulan cümleler, sanatlı dilde yazılmış her metinde olduğu gibi insanı duraksatıp düşündürüyor. Hele ki vakit gece yarısını çoktan geçmiş, saat 4’e ramak kalmış, geceye karışan köpek sesleri ve hafif bir lamba uğultusundan başka ses