"-Bu gece kitapların kötü kadınıyım ben, dedi. Ama nasıl iyiyim bilsen! Bu deniz, bu ışıklar! Ah, her gece gelelim buraya. -Babanı unutuyor musun? -Vız gelir hepsi. Babam, ev, çocuklar! Hiç biri yok gözümde. Sen varsın yalnız. Seninim ben. Al beni..."
Yaşamım gibi beni ölümümde de yalnız bırakmayacak olan, ölümüne refakat edecek olduğum, ölümüme refakat edecek olan, tanıdım, sen o'sun! Evin evim, yüreğim yüreğin. Ben seninim, sen de benim.
Reklam
CEMİL MERİÇ' TEN LAMİA HANIM' A Ben Ezeli Bir Mağlubum… Mektuplarını üzülerek okudum. Sen ki son liman, son ümit, son dost, ilk ve son sevgilisin. Sen ki yıldızım, sen ki annem, sen ki çocuğumsun… Acılarımla hırçınlaştığına üzüldüm. Istıraplarım çok mu çirkin, çok mu çocukça? Onları senden mi gizleyeceğim? Sahneye maskeyle çıkmak! Ben aktör
Yanaklarından sakalına gözyaşlan sızıyor, her kelimesini yorgun, kırık kalbinden koparıp koparıp toprağa kor gibi: "Niçin çıkayım?" diyordu. "Niçin çıkayım?" - Söyle toprağını bana, neden seni bırakıp gideyim? Sen benim toprağım değil misin? Benim atalarım burda doğdu, burda büyüdü, burda yaşadı, burda öldü toprağım! Sen kıraçtın toprağım, seni benim atalarım temizledi, ben temizledim. Ellerime bak, kuru çatlak ellerime! Ben senin taşını, çalını çırpını temizledim, seni cennet gibi güzel yaptım. Şikayet etmedim, şikayet mi? Seni temizlerken ne kadar yoruldumsa o kadar sevindim toprağım. Üzüm kütüklerini, tütünlerini kendi ellerimle diktim, çok kere Tanrı'ya su diye dua ederken seni gözyaşlarımla suladım, toprağım. Senin üzümlerin benim için cennet incileridir, tütünlerin altın parçalarıdır. Ben bu dünyada başka hiçbir şey istemiyorum, yalnız seni... seni, toprağım! Yüzyıllardır atalarım sana benim dilimle söyledi, sen benim dilimi dinledin. Sana senelerden beri derdimi döktüm. Ben sonumu burada bekleyeceğim. Seninle yaşamak, seninle ağlamak, seninle gülmek benim dünyada tek muradımdır. Atma beni toprağım! Bil ki bu kalp sensiz hiçtir, boştur, karanlıktır. Ben seninim, beni kabul et! Beni al ve kim gelirse gelsin, üstünde kim yürürse yürüsün, de ki: Ben Bekir'in toprağıyım, başka kimsenin değilim! Yalnız Bekir'in toprağıyım; çünkü Bekir kalbini, ruhunu, etini, kemiklerini, bütün varlığını bana verdi, gömdü...
Sayfa 405 - Ötüken Yayıncılık
Artık yalnız senindir neler varsa onlarda. Sevdiğim görüntüler, işte gördüm, hep sende, Hepsi birleşmiş sende; hepten seninim ben de.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/epub
Yusuf, dedi, Züleyha, kalbin sen, benimsin yalnız benimsin ; kalbin ben, seninim yalnızca seninim.
Sayfa 121
Reklam
XXXI
Ölüp gitti sanarak özlediğim tüm dostlar Senin güzel göğsünde bir araya geldiler: Orda hem aşk, hem aşkın her varlığı hükümdar, Hem de toprağa düştü sandığım sevgililer. Yürekten inandığım sevgi, gözümden çaldı Yalvaran yaşlarımı nice cenazelerde Ve ölülerin hakkı diyerek haraç aldı, Ama, bak, onlar sende kaldılar göçseler de. Sen gömülü sevginin yaşadığı mezarsın, Yitirdiğim dostlardan kalma andaçlar orda, Benden ne aldılarsa hep senin olsun varsın: Artık yalnız senindir neler varsa onlarda. Sevdiğim görüntüler, işte gördüm, hep sende, Hepsi birleşmiş sende; hepten seninim ben de.
Yûsuf, dedi, Züleyha, sen benim, evvel düşen şehrimsin, ahir düşen şehrimsin. Ezel düşen şehrimsin, ebed düşen şehrimsin. Yûsuf, dedi Züleyha; kalbin sen, benimsin yalnız benimsin;kalbin ben, seninim yalnızca seninim.
Sayfa 121Kitabı okudu
 "İclâl gidiyor. İşte, Vediacığım, sevmesini bunlar biliyorlar. Susarak sevmesini. Erkek susar, kadın da. " Beni seviyor musun?"lar yok. "Daha az mı çok mu?"lar yok. Maziden ve istikbalden şüpheler yok . Emniyet yüzde yüz. Fedakârlık bitirmiş. "Ben seninim sen benimsin. "O kadar: "Sözlüyüm" diyorlar.
Sayfa 396
Reklam
Yalnız birkaç dakikalık notalar topluluğuydu beni zamanda yolculuğa çıkaran. Ufak bir merhabanın başlattığı serüvende yolun sonunun nereye gideceğini bilmediğimiz fakat daha iyi günleri umut ettiğimiz zamanlardı. Bir gece vaktiydi. Pencereden sonbaharda yolunu kaybetmiş soğuk bir rüzgar geliyor. Yazın bunaltıcı sıcağından yanan bedenlerimize cennetten bir armağan gibiydi. Böyle demiştin seni oysa senin gülüşündü bana en çekici gelen. Çok tuhaf diye düşünmeye başlamıştım sen bilgisayarda şarkı ararken. İnsanların aşk dediği şey değildi sana karşı hissettiğim. Evet aşık olduğum anlar vardı sana ama o an hissettiğim aşktan daha değişiydi. Fazlaydı. Yanımda olmanın verdiği o kendimden eminlik doğru yerdeyim ben dedirten his… tanım edemiyorum. Ama anlatsam sana anlardın beni şarkıyı açtın bir masa lambasının loş ışığı aydınlatıyordu odayı sadece. Pencerenin yanına oturmuş seni izliyordum. Saçlarını başının üzerinde topladın. Birkaç tel isyan edercesine düşüyordu omuzlarına ve sen umursamıyor gibiydin onları gitmek istiyorlarsa giderler dans etmeye başladın yavaşça üzerinde bolca bir tişört, altında ise bir eşofman bu halinle bile muhteşem görünüyordun. Kalkıp yanına geldim yavaşça ve sarıldım. Saçlarının kokusu bir defa daha doğru yerde olduğumu hissettirdi bana. Notalara teslim etmiştik kendimizi şarkı bitti. Başını kaldırdın ve “Seni seviyorum Seninim” dedin.
Helena
Bazı insanlar böylesine mutlu olabiliyorlar! Kime sorsanız Atina'da, ben de güzelim onun kadar. Ama neye yarar? Demetrius öyle düşünmüyor ki; Ondan başka herkesin gördüğünü görmek istemiyor. Hermia'nın gözlerine taparken o nasıl yanılıyorsa, Onun her özelliğine hayran olan ben de öyle yanılıyorum. Aşk, basit ve değersiz şeyleri bile Biçimlendirip onu değerli yapabilir. Aşk gözleriyle değil, hayaliyle görür, Ve kanatlı Cupid resimlerde bu yüzden kördür. Aşkın hayalinde düşünmeye yer yoktur; Kanadı var, gözü yoktur, çevresine bakmadan uçar gider. Bu yüzden aşk bir çocuktur, onun için yanılır seçimlerinde. Afacan çocukların oyunda ettiği yeminler gibi, Boş yere yeminler edilir her yerde; Demetrius da Hermia'nın gözlerine bakmadan önce, Bana yemin üstüne yemin etmişti yalnız seninim diye; Ama Hermia'nın sıcaklığıyla çözülüverdi yeminler bir anda.
Sayfa 10 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Resim