"Eğer bir kız kendine evlenme öneren erkeğe evet mi, hayır mı diyeceğini bilmiyorsa, hayır, demelidir. Öyle ya, dünya evine böyle bocalama, kuşku içinde girilmez. İnsan hiç düşünmeden kabul edebileceği erkeği beklemelidir."
Memnun kaldınız mı? Evet ben kitaptan oldukça memnun kaldım Yazar Bey. Peki sizler? Sizler de memnun kaldınız mı? Yemeğin tadından, çayın deminden, kahvenin köpüğünden; şiirin kafiyesinden, kitaptaki öykülerden, romandaki karakterlerden, roman kahramanının hoyratça kahkahasından? Cevaplanabilir sorular değil mi hepsi. Ya bu soruyu size soran bir "Ölü Yıkayıcı"ysa...
Bu hayatta herkes kendi isteğine uygun davranmaz, davranamaz. Hepimiz birçok şeyi diğer insanlar için yaparız. Bazen başkaları için yaşar, hatta başkaları için ölürüz. Bu kadar süslü kelimelere, büyük büyük eylemlere de gerek yok gerçi. Çünkü bazen sadece bir okuma grubuna gideriz. Hani şu belli sürede bir kitap okunan, sonra bir yerde toplanıp kek, pasta eşliğinde hararetle kitapların tartışıldığı gruplar. Hah onlar. Onlara gideriz. Annemiz için. Onu yatıştırabilmek için. Ölen annemizi...
Ve daha nice hikaye. Barış Bıçakçı'ya ilk kez merhaba dedim. İlk sefere göre gayet iyi anlaştık kendisiyle. İkinci randevu olacak gibi duruyor en kısa sürede.