1. Bir kadına, sevdiğim ve hoşlandığım için sarılırım, yoksa nikah cüzdanım olduğu için ya da cinsel aç dolaşıp durduğum için değil. 2. Senin "Tanrı" diye adlandırdığın şeyin, gerçekten var olduğunu biliyorum; ama senin sandığından başka türlü: Uzaylarda kozmik enerji olarak, bedende sevgi olarak, senin dürüstlüğün olarak ve kendi
Körlerin gözünü açan sevgiden bahsediyorum. Korkudan daha güçlü olan sevgiden. Yaşama anlam kazandıran sevgiden...
Reklam
Hiçbir büyük sevgi, yalnızca sevgi istemez: sevgiden fazlasını ister.
Sayfa 289 - Panama Yayıncılık
Tek kişide odaklanan güçlü sevgiden sakının; bu, insanların bazen sandığı gibi, aşkın saflığının kanıtı değildir. Böyle her şeyi dışarıda bırakarak bir kapsüle hapsedilmiş -kendi kendisiyle beslenen, başkalarını umursamayan ve onlara bir şey vermeyen- bir aşk, kendi üzerine çökmeye mahkumdur. Aşk, iki insan arasında parlayan bir tutku kıvılcımı değildir yalnızca; aşka düşmekle, aşkın içinde ayakta durmak arasında sonsuz fark vardır. Aşk, bir varoluş biçimidir. Vurulmak değil, vermektir. Bir tek insanla sınırlanmış bir eylem değil, genel anlamda bir ilişki kurma biçimidir.
Tanımsızlaştırılmış 'Aşk'
Aşk... Tek hece, 3 harf lakin, 2 insan değil. Çevre, öyle farklı algılar olmuş ki bu kelimeyi... Çoğu aşk acısı çekiyor, kişiliği henüz aşkı tanımlayamadan. Halbuki şunu fark edemiyorlar; Aşk, bir insana, var olana, var olmayana duyulan sevgiden birkaç adım öte bir his. İnançlara olan aşk. Anneye, babaya ve aileye aşk. Sevgiline aşk. Çiçeğe, börtü böceğe aşk vs. vs. Çevre yalnızca 3. maddeyi seçiyor. Ölüyor bitiyor ve onun acısını çekiyor. Halbuki farkında değil, inancı olmayan aslında inanca olan aşkının acısını çekiyor. Annesini ağlarken görüp, ona duyduğu aşktan sol yanı alev alev olan evlatlar var belki. Yahut anne aşkını tadamayan lakin acısını çeken... Baba aşkının acısını çekenler var mesela. Hayatında ilk tanıdığı, sevdiği, güvendiği ve ilk aşk duygusunu hissettiği erkek tarafından ihanete uğramış evlatlar vardır belki de kim bilir... Aşk çok çeşitlidir kısacası. Her türlüsünü yaşamak güzeldir, acısını çekmedikçe elbet. Çevre, ezberletilmiş olan aşk tanımından kurtulmalı kısacası. Çünkü aşk, tanımlandıkça güzeldir. Hak etmeyeni, hayatımıza dahil etmedikçe elbet.
"Sevginin öyle bir anda yok olup gittiğini mi düşünüyorsun? Acı veya rahatsızlık verdiği anda, sanki daha önce hiç böyle bir şey hissetmemişsin gibi aniden bitiveren bir şey midir sevgi?" Suratına baktım. Jericho Barrons sevgiden ne anlardı ki? "Keşke öyle olsaydı. Keşke öyle kolayca kurtulunabilen bir şey olsaydı. Ama sevgi musluk gibi bir şey değildir. Sevgi gürül gürül akan bir nehirdir. Onu yalnızca bir doğal felaket ya da bir set engelleyebilir. Onlar da yalnızca yönünü değiştirir. Her ikisi de çok aşırı şeylerdir ve zaten araziyi öyle bir değiştirir ki sonunda neden böyle bir şey yaptım diye kalakalırsın. Koca arazide yönünü tayin edebileceğin hiçbir işaret kalmaz. Sadece hayatına yeni bir yön çizerek hayatta kalabilirsin. Onu dün seviyorduysan, bugün de seviyorsundur. Seni mahvedecek bir şey yapmış olabilir ama onu yarın da seveceksin."
Reklam
589 öğeden 571 ile 580 arasındakiler gösteriliyor.