Bir vakitler bir bakıma başkalarına hükmeden ben, yalnızım artık, yüzüstü bırakılmışım. Hep yol gösterenim olmuşken, dostsuz, kılavuzsuz kalmışım.
Sayfa 594 - CanKitabı okudu
Neden bu kadar yalnızım biliyor musun?Çünkü insanları iyi tanırım.
Reklam
Neden dünyada bu kadar yalnızım ben?
Sayfa 266 - Koridor Yayıncılık
"Hastayım, yalnızım, seni yanımda sanıp da bahtiyar ölmek isterim." Geber! Bana ne.
Sayfa 167 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Güçsüz ve yalnızım; ona ihtiyacım var.
Sayfa 154Kitabı okudu
Ne kadar akıllı olurlarsa olsunlar yine de aptal bunlar... Konuşabileceğim kimse yok... Hep yalnızım, yalnız, hiç kimsem yok... Kimim ben, neden varım, belli değil...
Sayfa 33 - ŞarlottaKitabı okuyor
Reklam
Kimse artık beni mutlu etmeye çalışmıyor, Kuzeyli annem dışında... Aynamın önünde yalnızım. Kimse bana bakmıyor. Aynadaki yansımam da yalnız. Aynamın önünde kendimi beğenerek inceliyorum, ama yine de hayatımda bana hayranlık besleyen başka kimse yok artık.
Beni severmiş… annem öyle der. O halde ben neden hala yalnızım?
Sayfa 58 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okuyor
Zaman zaman çok yalnızım Kalbiye Bugün ağlayarak kurabiye yerken, Çay fincanında kendimi seyrederken Çay beni içti, ben de çayı Kalbiye”
Reklam
Oysa ben yalnızım, elli iki kiloluk bir yalnızlık ve şikayet yığınıyım, çok kıymetliyim, çok.
Sayfa 39 - Can Yayınları
Descartes "Düşünüyorum, öyleyse varım" diye yazdı. "Yalnız" sözcüğünü de kullanabilirdi: "Düşünüyorum, öyleyse yalnızım". Şöyle de yazabilirdi: "Yalnızım, öyleyse düşünüyorum"
"Çok yalnızım. Yalnızlığıma ortak ettiğim kimse yokmuş. Hâlâ. Hâlâ yaşıyorum on yedi, ikiyle ikinin dört etmediği dünyada..."
Sayfa 553Kitabı okudu
Dünya bu kadar kalabalıkken Ben neden gökyüzü kadar yalnızım?
Son üç gündür ruhsal durumumu nasıl tarif edebilirim diye düşünüyorum. Şok, inkar, acı, huzursuzluk, tansiyon düşmesi, kaybolmuşluk, belirsizlik, hırs, eskiye dönme umudu, çaresizlik, yorgunluk, içine doğru erimek... Her şeyi sadece bir kelimeyle anlat derseniz şöyle diyebilirim: durdum. Benim durmamla birlikte çevremdeki her şey durdu. Zaman geçmek bilmedi değil, zaman da durdu. Beraberce duruştuk. Her şeyin farklı olabilme ihtimalini kendi el lerimle ortadan kaldırdığımı söyleyebilirim. Her şeyin farklı olabilme ihtimali ne miydi? Şimdi biz kendimizi kimselere ağaçtan düşen dut gibi bırakmıyoruz, bir ayağımızı hep sağlamda tutuyoruz ya... Karşımızdakine kalbi, mizi “bir kazık da bundan yiyebilirim” diye açmıy0. ruz ya... Onunla yollarımızı ayırsak bile bize koymaz, geçmiş olsun der, hayatımıza aslanlar gibi devam ederiz ya... Bu kibrin özünde üzülmekten çok, mutlu olmaktan korkmamız saklı bence. Fakat bu ayrımın çok da farkında değiliz.
Sayfa 257Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.