Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Metin Altıok-Soneler
I Sevgilim bak, geçip gidiyor zaman; Aşındırarak bütün güzel duyguları. Bir yarım umuttur elimizde kalan, Göğüslemek için karanlık yarınları. Ağzımda ağzının silinmez ılık tadı, Damağımda kösnüyle gezinirken; Yüreğimde yılkı, aklımda ölüm vardı, Dışarda rüzgar acıyla inilderken. Unutulmuyor ne tuhaf dünya işleri, Seninle bir döşekte sevişirken
167 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
- Duygu ve Düşünceler - Halil Cibran, benim en beğendiğim ve değer verdiğim ilk 3 düşünür-yazardan biridir. Külliyatını çok önceden bitirmiş olmama rağmen, nasıl bir inceleme yazabilirim ki diye daima erteledim. Çünkü Üstad Cibran’ı tanıyanlar, sevenler, sayanlar bilirler ki anlatması ve anlaması çok güç bir şahsiyettir. İşbu nasıl anlatırsam
Fırtınalar
FırtınalarHalil Cibran · Kaknüs Yayınları · 20031,018 okunma
Reklam
96 syf.
10/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Satranç. Bu kitabı Doğan CÜCELOĞLU'NUN "VAR MISIN" Adlı kitabında okumamızı önerdiği kitaplar arasındaydı. İlk bu kitabı okumakla başlamak istedim. İlk başta çok veremedim kendimi kitaba anlamlandıramadım. Ancak ilerledikçe ne anlattığını çok iyi anlamaya başladım. kısa olan bir kitap olmasına rağmen o kadar güzel mesajları var ki. Mesela İnsan bazen diğer insanlardan sıkılır ve yalnız kalmak ister. Yalnızlığın ona her zaman iyi geldiğini düşünür. Ancak ne kalabalık ne de yalnızlık tek başına çekilir değildir. Bir kişiyi düşünün hiçbir uğraşının olmadığı, dört duvar, yatak ve bir legenden ibaret bir odada duvarları izleyerek aylarca orada. Tek bir ses yok, kitap yok, insan yok... Sadece kendisiyle başbaşa. Resmen bir boşluk. Tesadüfen bulduğu bir kitap; satranç kitabı. Orada geçirdiği süreç boyunca o kitapla ilgilenip psikolojik düzelmeye giderken kendini fazla kaptırarak satranç zehirlenmesi olarak adlandırdığı hastalığa yenik düşer. Buradan aslında benim çıkardığım sonuç en yalnız kalmak istediğimiz anlarda bile aslında bir insan yüzü, bir ses olmalı. İnsan bir şeyler ile uğraşmalı. Uğraştığı şeyler ise dozunda olmalı ne bir fazla ne de bir eksik. Hele ki birilerinin zorlaması ile bir başına dört duvar arasında isen bunun psikolojik yıkımı düşünülür gibi değil.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Venedik Yayınları · 2019236,4bin okunma
480 syf.
·
Puan vermedi
Selam️ Brigid Kemmerer “Yalnızlığın Kara Laneti” Orijinal adı “A Curse So Dark And Lonely” Çeviri Nur Eren Yayınevi Epsilon Tür Fantastik Sayfa Sayısı 480 Ortalama okuma süresi: 13 saat 36 dakika Paylaşımı yapmadığımdan ikinci cildini beklettiğim eseri hem ben, hem de Zuzu okudu. Hatta sonrasında ikinci kitabı okumak için ısrar etti ama
Yalnızlığın Kara Laneti
Yalnızlığın Kara LanetiBrigid Kemmerer · Epsilon Yayınevi · 2019437 okunma
Yalnızlığı neden sevmez ki insanoğlu? Bir grup insanın peşinden sürüklediği hüznü, kederi, yıkımları, tatsız sohbetleri neden tercih eder ki yalnızlığın verdiği özgürlüğe? Neden bağlanma ihtiyacı duyar yıkımı olabilecek bu insanlara? Ya da bu insanlara neden bir yıkımın parçası olabilecek gücü verir? Sevgiyi kendi içinde aramak varken başkalarında arama sevdası niye? Oysa tek başına da sevmeyi öğrenebilir insanoğlu.
Nietzsche/
T.T. Yalnızlığına kaç, dostum! Seni büyük adamların gürültüsünden sersemlemiş, küçüklerin iğneleriyle de delik deşik olmuş görüyorum. Seninle nasıl susulacağını pek iyi bilir orman ve kaya. O sevdiğin ağaca benze yine sen, o geniş dallıya: sessiz ve dinlercesine sarkar o, denizin üstüne. Yalnızlığın bittiği yerde, pazar yeri başlar; pazar
Reklam
Arkadaşlık, insanın mutluluk arayışının bir görüngüsüdür. İster kabul edelim, ister etmeyelim: Bir eksik vardır hep. Kendimizle yetinemeyiz hiçbir zaman. "Arkadaşsız kalan bir ruh yoksul düşer, yalnızlığın ümitsizligine batar." diyen Schmid'e katılmamak elde değildir. Varoluşumuzun, bütün bu yaşadıklarımızın bir anlamı olsun isteriz ve başka biriyle, daha ziyade duygu alanına ait, bu anlamı (yani ilişkiyi) aramaya koyuluruz. Yalnızken bu anlamı bulmak güçtür. Çünkü anlam, bizzat ilişkinin kendisidir. İlişkinin yıkımı, anlamın bazen de varoluşun yıkımı/inkarı demektir.
"Yalnızlığına kaç, dostum! Seni büyük adamların gürültüsünden sersemlemiş, küçüklerin iğneleriyle de delik deşik olmuş görüyorum. Seninle nasıl susulacağını pek iyi bilir orman ve kaya. O sevdiğin ağaca benze yine sen, o geniş dallıya: Sessiz ve dinlercesine sarkar o, denizin üstüne. Yalnızlığın bittiği yerde, pazar yeri başlar; pazar yerinin
140 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Denizin Çağırışı
Kemal Bilbaşar’ın romanı Denizin Çağırışı, Albert Camus’nün Yabancı’sından bir yıl önce yazılmış, Türk edebiyatında “yabancılaşma” konusunu ilk işleyen eser olarak muhtemelen anlaşılmadığı için önemi fark edilmemiş bir eserdir. Her ne kadar kitabın ortalarında, sonunun ne/nasıl olacağını hissettirse de benim için edebiyatımızın erken dönem
Denizin Çağırışı
Denizin ÇağırışıKemal Bilbaşar · Can Yayınları · 2003364 okunma
Pazar Yerindeki Sinekler
Yalnızlığına kaç, dostum! Seni büyük adamların gürültüsünden sersemlemiş, küçüklerin iğneleriyle de delik deşik olmuş görüyorum. Seninle nasıl susulacağını pek iyi bilir orman ve kaya. O sevdiğin ağaca benze yine sen, o geniş dallıya: Sessiz ve dinlercesine sarkar o, denizin üstüne. Yalnızlığın bittiği yerde, pazar yeri başlar; pazar yerinin
Reklam
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İçinde çırpınıp döndüğüm dünya kitabından sonra Şükrü Erbaş okumam gerektiğini anlamıştım zaten. Bu kitap da tam olarak doğru anladığımın göstergesi oldu. Kitabın ilerleyen bölümlerinde şair-yazar incelemesi yaptığı kısımlar bana biraz sıkıcı gelse de, ilk bölümlerde ele aldığı konular, üslup ve duygu betimlemeleri mükemmel. Yalnızlığın, içine kapanıklığın, güvensizliğin insanda bıraktığı etkileri, tahribatı her seferinde " hakikaten böyle oluyor " diyerek takip ettim. ‪‬ ‪"Konuşmaktan korkmak, güçsüzlüğün insan ruhunda açtığı en derin çukurdur " sözünden yeterince anlaşılıyordur herhalde. " Çukur büyüdükçe büyür insanın yıkımı" diye biten yazısından. Umarım haklısındır Şükrü Erbaş. Umarım insanın acısını insan alır‬
İnsanın Acısını İnsan Alır
İnsanın Acısını İnsan AlırŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201810,1bin okunma
Pazar yerindeki sinekler üstüne
5 Haziran 2016 Pazar Sinekler ve Yalnızlık! "Yalnızlığına kaç, dostum! Seni büyük adamların gürültüsünden sersemlemiş, küçüklerin iğneleriyle de delik deşik olmuş görüyorum. Seninle nasıl susulacağını pek iyi bilir orman ve kaya. O sevdiğin ağaca benze yine sen, o geniş dallıya: Sessiz ve dinlercesine sarkar o, denizin üstüne. Yalnızlığın
232 syf.
·
Puan vermedi
·
21 saatte okudu
Bir adanmışlığın romanı.
Tatar Çölü. Buzzati’nin hayatından izler taşıyan birçok dile çevrilmiş başarılı bir eser. Kitabın akıcı olması en büyük artısı. Başladığınız gibi bitiveriyor. Tabi okuduğunuz zaman da önemli. Tatar Çölü birçok yönüyle alegorik, yani sembolik bir eser özelliğinde. Kahramanımız, Drogo bir subaydır. İlk göre yeri kuzeyinde Tatar Çölü uzanan etrafı
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,1bin okunma
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.