Yalnızlık... Ne kadar kolay söyleyebilen ama ne kadar acı bir şey. İnsanın pek tercih etmeyeceği bir şey tek basinalikla çok karıştırıyoruz aslında. Onu tercih edebilir insan ama yalnızlığı pek tercih edemez. Tek basinaliga eşlik edebilir kişi çünkü daha dolu doludur. Tek başıma bir şeyler yapabiliyorumdur ama bunun içinde yalnızlık varsa o Tek basinalik çok ağır bir yüktür. Yalniz bırakılmak bir de bu var bırakılmak... Yani maruz kaldığın bir şey senin gidip özenle tercih etmediğin bir durum. Yalnızlığın olduğu Tek basinalik...
Duyduğun ses büyük bir gürültü. Sadece se duyuyorsun. Kafanın içinde yankılanan bir ses.
"Yalnız bir tek basinalik"
İnsan kendini bulmak için kendine bir şeyler katmak için ara ara tek kalmalı ya da yalnız nasıl ifade ediyorsanız.
Ama bir insanı yalnız bırakmak...
Çığlık çığlığa bir yalnızlık. İnsan böyle bir durumda nasıl arkasını dönüp gidebilir. Bir sabah kalkıp bir insanı yaşayamayacağı duruma getirmek. Ne oldu diye bakmamak.
Bir çocuğu çığlık çığlığa bir odada ağlarken yalnız bırakmak. Kapısı kitli odanın. Karanlık. Hayatı böyle öğrenecek demek. Hatası büyüktü cezasını çekecek demek.
Bir çocuk...
Karanlık bir oda...
Çığlık çığlığa ağlayan bir çocuk...
Kapısını kitlenip gitmiş.
Büyürsün diyorlar...
Tek bırakılmış yapayalnız.
Çığlıkları duymuyor musun?
Ya da kulaklarını mi kapatıyorsun?
Edep; Müridin kendi nefsine, ihvanına, mürşidine ve Allah’a karşı uyması gereken kurallardır. Bu kurallara uymak vuslat vesilesidir. Edebe uymayanlar lütuftan mahrum olurlar. Ne güzel söylemiş büyüklerimiz “Edeple gelen lütufla gider” diye.
Pirimiz Abdülkadir Geylani Hz.leri “Bir edep için, binlerce derviş feda olsun. Edep gittiğinde onu geri
şimdi yoksun
seni düşünebilirim artık
tutar ellerini öperim uzun uzun
kimseler ayıplayamaz beni
yokluğunda seni nasıl sevdiğimi anlayamazlar
işte gözlerin işte dudakların
senin olan ne varsa karşımda duruyor
ayaklarını dilediğim yere götürebiliyorum artık
sevdiğim şarkıları söyletiyorum dudaklarına
ve hoyrat ellerimle seni
her gün biraz daha
YALNIZLIĞIN YARATTIĞI İNSAN
Pardösüsünün kürklü yakasını kaldırınca üşüdü mü diye baktım. Aslında soluk esmer yüzü balmumu gibi sararmıştı.
– Üşüdün, dedim.
Kaşını kaldırdı. Yanağındaki çıban yerinde kan yoktu. Durdum. Yüzünü avuçlarıma alıp ovaladım.
– Neden böyle oldun, dedim.
Güldü. Karanlığa doğru tükürdü. Başını iki tarafa şiddetle
Hayatımda hiç bu kadar nahif bir tokat yememiştim. Aslı Ilgın Kopuz çoğunlukla yağmurlu, zaman zaman güneşli olan hayatımıza cesurca dokunduruyor.
Kaçtığımız, görmezden geldiğimiz, ertelediğimiz, ihmal ettiğimiz her ne varsa bizi günbegün yalnızlığımıza kavuşturuyor. O yalnızlığın içinde debeleniyoruz. Çıkamıyoruz. Çıkmak için çabalamıyoruz.
Kitabı çok beğendiğimi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Yazar Aslı Hanım radarıma girdi, artık takip edeceğim kendisini.
Soğuk bir rüzgardan geriye kalan,
Mevsim normallerinin altında bir ayazdı,
Bende umutsuzlukla birlikte bıraktığın,
O sol yanımı burkan,
O derbeder ve biçare kılan,
Düşündükçe aklımı başımdan alan son hatıran.
Gazete küpürlerine düşmüş,
Manşetlere konu olmuş,
Üzerine yazılar yazılan,
Televizyonlarda tartışmalara yol açan,
Acımış ve sancımış,
Yanmış ve yıkılmış,
Boşlukta savrulan ne kadar hasret hikayesi,
Ne kadar canı kan içinde kalmış yalnızlık çilesi varsa,
Onulmaz hayatların idamesineydi,
Gözlerine buğulu bir utangaçlıkla baktıran.
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Rasim Özdenören’in kent ilişkileri adlı bu kitabı çeşitli denemelerden oluşmaktadır. 48 tane denemenin oluşturduğu bu kitap yazarın kentle ilgili görüşlerini samimi bir dille anlattığı ve kanıtlamak için özel bir çabaya girmediği edebi metinlerden oluşmaktadır. Yazar kitabın ön sözünde bu kitabı yazma amacının hiçbir zaman sosyolojik ve ekonomik
Yüzleşmekten korktuklarımdan kaçarken kendime özene bezene bir yalnızlık kafesi yaptım, bir süredir o kafesin içinde tek başıma yaşıyorum. Ortada bir suçlu varsa o da benim.
Daha gidilecek yerlerimiz var
Şu sohbetini dinler gideriz.
Coştukça şarkılar, türküler, sazlar
Rakı mı, şarap mı, içer gideriz.
Geçse de umudun baharı yazı
Gözlerde kalıyor yaşanmış izi
Kimseler kınamaz burada bizi
Ne varsa hesabı öder gideriz.
Söyleyecek sözü olan anlatsın
İsterse içine yalan da katsın
Yeter ki kendinden, bizden söz etsin
Yalanı doğruyu sezer gideriz.
Neler gördük neler bu güne kadar
Daha gidilecek yerlerimiz var
Bizi buralarda unutamazlar
Kalacak bir türkü söyler gideriz.
Sevgiye var olduk sevdik sevildik
Kavgalara girdik öldük, dirildik
Bir anlam fırını içinde piştik
Anlamlı güzeli sever gideriz.
Bu yürek
Seni seveceğini biliyordu herhalde
Bu kafa seni kuracağını seziyordu hanidir
Bire bin veren buğday
Elmadaki mayhoşluk
Hukuki beşer
Çınçınlı hamam
Çizmedeki kedi