halksız şehirler değil kris, şehirsiz halklar çok halklar, çok şehirsizler, çok moral bozucu son günlerde çok kelimesini çok kullanıyorum her yıl yeni modelleri çıkıyor melankolinin içimden bir ses gelmiyor, hayır bazen geliyor içimden bir ses, sesin dışarıdan geldiğini söylüyor -iki saray odası alana bir saray odası bedava o montu almam iyi
İLK YILLAR NE GÜZELDİ! Yağmur çiselemeye başlamıştı. “Hadi koş,” dedi Zehra, Ayşe’ye. “Koş, yoksa sırılsıklam olacağız.” Gülüşerek kol kola çalıştıkları bankanın kapısından içeri girdi iki genç kız. Öğle yemek saati arasının bitmesine bir dakika kala Zehra, bankonun arkasındaki masasına oturmuştu. Uç ay olmuştu Zehra bankada çalışmaya
Reklam
Bir günümde sen vardın yine sancılarla ağıt yaktım! Bu günümde yalnızım Rabbim yalanlara kandım ben… Bir şarkı yaptım dostum oldu arkasından ağlayandım, Ve bulandım duygularla arkasından kalbe kilidi bağlayandım. Anlatılmaz bir gecemde karanlık gökyüzüm var, Evde romantik bir hava dışarda aç yatan var. Söz veripte tutamadın mı geçmişe dönenmi
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde kaç kilo çekerdi yalnızlık kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
Kendine elini uzat ve barışalım de! Hatalarımla, kusurlarımla. Elimde olanlarla, olmayanlarla. Gözyaşlarım ve mutluluklarımla ben buyum de!
Yalnızlık
Ben yalnızlığımdan razı yalnızlığım benden razı. Ama bunu ben bile hiç bilmeden. Ve yalnızlık hiç kimseye yakışmadığı kadar bana yakışıyorken. Hikâyemle gerçeğimin sınırları böyle karışsa birbirine. Ömrümün bir dönemine daha böyle girsem. Bir uçurumuna tebessümle düşsem.
Sayfa 236
Reklam
88 syf.
6/10 puan verdi
Yaşanmış bir olaydan yola çıkan bu kısa romanda, 58 yaşında yalnız yaşayan Shimura-san'ın başından geçen garip bir olay anlatılıyor. Monoton bir yaşamı olan meteorolojist Shimura-san, Nagazaki banliyösünde bulunan evindeki nesnelerin kaybolduğunu ve yer değiştirdiğini fark ederek, bunun kaynağını bulmak üzere evinin içine bir kamera yerleştiriyor ve gizemli bir gerçekle karşılaşıyor. Bin-Jip (Boş Ev) filmini izlediyseniz eğer, bu kitapta da filmdekine çok benzeyen bir konu işlenmiş. Daha fazla detay vererek kitabın gizemini bozmak istemem, zaten kısacık bir kitap olduğundan saat bile değil dakikalar içinde bitirebilirsiniz bunu. Ben kapaktaki renk cümbüşüne ve içinde geçen Nagazaki kelimesine vurularak aldım kitabı çünkü Japonya'da geçen ve konusu ya da içeriği Japon kültürüyle ilgili olan olan her türlü sanat eserini seviyorum. Yazarın kendisi Fransız olmasına rağmen, Japon bireyciliğini ve kültürünü güzel anlatmış. Kitapla ilgili sevmediğim tek şey sonunun çok belirsiz ve eksik bitmesi ve herhangi bir olaya bağlanamadan havada kalması oldu, biraz daha uzun tutulup karşı tarafın cevabı ya da bakış açısı verilebilirmiş. Yine de, yalnızlık kokan bu tadımlık ve hoş kitabı okuyun derim.
Nagazaki
NagazakiEric Faye · Sel Yayıncılık · 2014502 okunma
Pardon bayım, siz bu aşktan gittiniz diye iflas tabelası mı asacaktık yüreğimize..? Üzgünüm, hiç bana göre değil sıradanlık.. Vedamın rüzgarı bile çarpmalı gidişine.. Hafifte olsa sarsılmalı bünyen.. Neyi bıraktığını bilmelisin arkanda.. Yapamıyorum.. Öyle kös kös oturup ayrılığa veda buseleri kondurmak hiç bana göre değil.. Ardından bakıp gittiğin yollara özlemler savurmak da..Gittin.. Ve ben de izlememek için kapattım kalbimin pencerelerini.. Artık rahatım, kuş uçmaz kervan geçmez bir yüreği terk ediyorum kendimce.. Hiperaktif bir umudum var içimde çırpınan, kimse kesemez önünü.. Doludizgin emekliyor yokluğunun çevrelediği boşlukta.. Koşmayı da öğrenecek, uçmayı da..Sadece biraz sabır gerek.. O da fazlasıyla mevcut bu ara.. Yeni heyecanlar arıyorum, yalnızlıkta kendimi eğlendirebileceğim.. Oyunlar tek başına oynansa keşke.. Bak yine sana sövmek için bahane buldum kendime.. Neyse.. Taşındı aşk artık.. Bomboş duruyor adresi bellediği yüreğim.. İçinde yalnızlık şiirleri yankılanıyor ve ben aryalar besteliyorum, unutmaya çalıştıkça dilime dolanan hatıralara..Ben de böyle veda ediyorum içimde kalan sen parçacıklarına.. Ne gerek var aşka suni sancılar yaratmaya, ben zaten ikna ettim gidişinin güzelliğine kendimi.. Rahatsız etmiyor beni tek başınalık, şımarıyorum, beklentilerimle geçmiş ihmalkarlıklarımdan utanırcasına.. Tadını çıkarmak gerek kendine sarılmanın.. Huzur tamam, sıra bende.. En şuh vazgeçişimi takındım yüreğime.. Baştan çıkarıyorum ayrılığı.. Şimdi yalnızlıkla sevişme vakti.. Dairesel koridorlarda köşe kapmaca oynuyorum kendimle çırılçıplak,ellerim cebimde..
YALNIZLIK‏ O kadar yalnızım ki... duygusal bir boşluğun dibindeyim,etrafımda bir sürü kalabalık var, ama ben sensizliğin boşluğunu yaşıyorum, hep kurtulmaya,bu perdeyi yırtmaya, önümdeki engeli ve zamanı yenmeye çalışıyorum olmuyor sevgilim olmuyor, hiç bir şey zaman süzgecinden geçmeden olmuyor belki duyduğumuz arzu,çektiğimiz hasret dayanılmazdır, ama çekeceğiz sevgilim çekeceğiz, tıpkı dünyaya gelen bir bebek gibi, bizde karanlığın ortasında, mutlu aydınlığa gözlerimizi açacağız. işte o zaman tüm sıkıntıların insanlar için, insanlar tarafından yapıldığını göreceğiz. anlayacağız, ve sevgilim işte o zaman, katıksız sevginin sevincini yaşayacağız
" tüm varlığım karanlık bir âyettir benim seni kendinde tekrarlayarak yeşermenin ve çiçeklenmenin sonsuz gündoğumuna götürecek ben bu âyette senin için ah çektim, ah! ben bu ayetle
Reklam
ben ona sıkıntılı güz günlerinde yedi renkli yaz yağmurları dilemiştim kırmak istememiştim duygu filizlerini büyük bir ustalıkla susturup içimdeki uğultuyu rüzgarımı olanca yumuşaklığıyla salmıştım üzerine incinmesin diye tek acıyı bile ters yüz eden incelikli bir gülümsemeyle yüzümde ben ona gittikçe soğuyan zamanlarda sıcacık bir
96 syf.
8/10 puan verdi
Ben Marquez'i seviyorum...Anlatımını seviyorum. Beni hep bir duygusallığa sürüklüyor. Bu romanda kimi zaman kızsam da yaşlılık ve yalnızlık yine içimi burktu...
Benim Hüzünlü Orospularım
Benim Hüzünlü OrospularımGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 201920,7bin okunma
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazar tekniğini öyle güzel kullanıyor ki sonunda bitmesini hiç istemediğiniz bir kitap ortaya çıkıyor. Kitapta her şey var. Ursula ve Albay Aureliano Buendia karakterleri muhteşem şekilde anlatılmış. Bayıldım. Eğer odaklanıp karakterleri yaşarsanız hiç bir karışıklık yaşayacağınızı düşünmüyorum şahsen ben hiç karışıklığa düşüp ilk sayfaya bakmadım. Yazar kitabın başlarında tam anlamıyla spoiler verip karakterin o duruma nasıl düştüğünü merak ettiriyor bize. Muhteşem.
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202035,9bin okunma
Aşk öyle bir şey ki, sanki sen bir bıçaksın ve ben de seni alıp kendime saplıyorum.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.