" tüm varlığım karanlık bir âyettir benim
seni
kendinde tekrarlayarak
yeşermenin ve çiçeklenmenin sonsuz gündoğumuna
götürecek
ben bu âyette senin için ah çektim, ah!
ben bu ayetle
ben ona sıkıntılı güz günlerinde
yedi renkli yaz yağmurları dilemiştim
kırmak istememiştim duygu filizlerini
büyük bir ustalıkla susturup içimdeki uğultuyu
rüzgarımı olanca yumuşaklığıyla salmıştım üzerine
incinmesin diye tek
acıyı bile ters yüz eden
incelikli bir gülümsemeyle yüzümde
ben ona gittikçe soğuyan zamanlarda
sıcacık bir
Ben Marquez'i seviyorum...Anlatımını seviyorum. Beni hep bir duygusallığa sürüklüyor. Bu romanda kimi zaman kızsam da yaşlılık ve yalnızlık yine içimi burktu...
Yazar tekniğini öyle güzel kullanıyor ki sonunda bitmesini hiç istemediğiniz bir kitap ortaya çıkıyor. Kitapta her şey var. Ursula ve Albay Aureliano Buendia karakterleri muhteşem şekilde anlatılmış. Bayıldım. Eğer odaklanıp karakterleri yaşarsanız hiç bir karışıklık yaşayacağınızı düşünmüyorum şahsen ben hiç karışıklığa düşüp ilk sayfaya bakmadım. Yazar kitabın başlarında tam anlamıyla spoiler verip karakterin o duruma nasıl düştüğünü merak ettiriyor bize. Muhteşem.
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,4bin okunma
ÖLÜMÜ BEKLERKEN
Sanırım yaşlandığımdan olsa gerek, eskisi kadar ilgimi çekmiyor çamurunda oynadığım topraklar. Dibine uzanıp da yapraklarının arasında hayallere daldığım elma ağacıyla, aramıza bir soğukluk girmiş. Nedendir bilmem en derine saklanmış anılar, kapının asma kilidini açmaya başlamamla gün yüzüne çıkmaya başladı. Sanki belleğimin
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata