Ay Sarayı Paul Auster'ın 1989'da yayınladığı 4'üncü (Farklı isimde çıkardığı bir kitabı daha vardı hatırlarsınız) kitabı. Hayatını anlattığı kitap dışında ,
Ben yalnızlığı ne sanmıştım bu keresinde
Hasan Ali Toptaş ile İtalyan Kültür Merkezi'nde bir söyleşide tanışma ve onu dinleme fırsatı buldum. Heba kitabı İtalyanca'ya çevrilmiş ve bunun sonrasında bir buluşma düzenleme fikri ile bir araya gelmişler. Söyleşide kitabını çeviren çevirmen ile birlikte bulunuyordu. Şimdi yazdıklarım da aslında bir
Ömer Gezen' e ve tüm dostlara teşekkür ederim.Sizler de bu anlamlı harekete katılmak isterseniz #51007323
{Liste Güncellenecektir. Yoruma Siz de Sevdiğiniz İncelemeleri İliştirebilirsiniz.}
*Gülnaz Eliaçık
Bugün en sevdiğin Türk yazar kim diye sorsalar sanırım cevabım Hasan Ali Toptaş olur. Zaten Türk yazarlar arasında en çok okuduğum yazar kendisi. Herhalde bu bile bu cevabı vermeme yeterli olur.
Ancak biraz daha açmak istiyorum.
Gölgesizler ile giriş yapmıştım yazarın dünyasına. Açık söylemem gerekirse büyülü
Önce romandan bağımsız olarak Sait Faik Abasıyanık deyip gözümüzü kapayalım, buyrun beraber deneyelim. Onu okuyanlar aşağı yukarı bana katılacaktır diye düşünüyorum.
Benim aklıma ilk gelen deniz olur. Denizin ortasında küçük bir balıkçı teknesi, hatta bir sandal. Yalnız bir sandal... Yalnızlık... Sait Faik'in yalnızlığından ziyade anlattığı
Senenin başında böyle güzel kitaplar okuyunca çok mutlu oluyorum, sonra okuyacağım bütün kitaplar için heyecanlanıyorum.
Ömür İklim Demir, öyküleriyle edebiyatımızda yer etmiş bir yazar. Muhtelif Evhamlar Kitabı'nı tavsiye etmediğim kimse kalmamıştır diye düşünüyorum.
Kum Tefrikaları ise yazarın ilk romanı. Ama bir ilk roman için o kadar başarılı, o kadar etkileyici bir kurguya sahip ki yazarın kalemine hayran olmamak mümkün değil.
Kitap geçmiş ve şimdiki zaman şeklinde iki farklı koldan eş zamanlı olarak ilerliyor aslında. Mithat ve Murat Hoca'nın hikayesini okurken işin içine Şevket Kemal, Yurdanur Hala ve koca bir tarih giriyor. Ve siz asla tek bir hikaye okumuyorsunuz. İç içe geçmiş hayatlar, aşklar, ölümler, yalnızlıklar... Son sayfasına kadar temposunu hiç düşürmeden devam etti. Hep ters köşelere savurdu. Bambaşka duygular yaşattı. Başlarken beklentim yüksekti, bitirdiğimde beklediğimden çok çok daha fazlasını buldum. Artık herkese okutmadan rahat etmeyeceğim bir kitabım daha var.
Şimdiden senenin en iyi kitapları arasına girdi bile.
Kum TefrikalarıÖmür İklim Demir · Yapı Kredi Yayınları · 20201,686 okunma
Bir türlü ölemeyenler, öldüğü halde yerini yadırgayıp geri dönenler, sadece ruhsal olarak geri dönenler, başlar üstünde gezinen sarı kelebekler, çarşaflarla göğe yükselenler, kuyruklu doğan insanlar, gökten birkaç gün boyunca çiçek yağması, dört yıl aralıksız yağmur yağması ve görünmeyen doktorlarla yazışmaların olduğu büyülü bir algının, savaş,
Vee Martin Eden..
Öncelikle bu roman bana bir kez daha gerçek aşkın ne olduğunu sorgulattı. Aşk neydi? Sadece birine karşı duyduğumuz yoğun hisler mi? Her şeye rağmen sevmek mi? Çıkarcı olmak mı? Fedakarlık mı? Empati mi? Bir iken biz olmak mı? Her şekilde büyük bir kabulleniş mi? Hangisiydi? Martin Eden cevabını bulmuştu..
Bunların yanı sıra
ELVEDÂ ROBİNSON
Şebnem gibi seherde goncaya düşer,
Bülbülün feryâd ettiği güldür yalnızlığım.
Merhaba!
İnsan yalnız doğar, yalnız ölür en çok da yaşarken yalnızlık çekermiş. Doğarken yaşadığımız yalnızlığı idrak edemeyiz, hayâtın sonunda karşılaşacak olduğumuza da henüz erişmedik fakat yaşıyorken bize yoldaş yalnızlığımızın soluğu hep ensemizde.