222 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Kuyucakli yusuf
Bazen kavuştum sanırsin, mutlu mesut yaşarım dedikten sonra kaderin önüne ne getireceğini bilemezsin. Sevmek Kavuşmakda yetmiyor.. Gerçek bir hikâye olmasida beni derinden üzdü.. Yusuf, kuyucakli Yusuf; Kimsesiz, fakir, Küçük yaşlarda ailesini kaybetmiş. Sert, haşin,suskun insanlara çok güvenmeyen, ve güvenmemekte hakli olan cesur delikanlı, içim sızladı sana yaşadıklarına seni hiç böyle bir sonda beklemiyordum, belki bir ümit yüzün güler kaf dağının ardında mutlu Mesut yaşarsın dedim ama sonun yangın yeri,. kafamda su an olmasaydı sonumuz böyle müziği çalıyor.. Kitap yarım kalmış gibi hissettim, bir arkadaşımin dediği gibi ömrü vefa etseydi ince memed gibi bir serisi olurdu demişti, haklıymış.. İçeriğini anlatmak istemiyorum ama bu eserde de parası olanın düdüğü öttürdüğü, fakiri hor görüp ezdiği, fakirin yaşamasına bile güçlü olanın karar verdiğini tekrardan gördüm. Zalimin zulmü bu kitapta da kendini gösterdi. İçim buruk hoşçakalın
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Venedik Yayınları · 2020175,9bin okunma
Holly'in bir kedisi, bir de gitarı vardı. Güneşin parlak olduğu günlerde saçını yıkar, sarman kedisiyle birlikte yangın merdivenine oturur saçlarını kuruturken baş parmağıyla gitarının tellerine dokunurdu. Müziği her duyuşumda sessizce penceremin kenarına gider dururdum. Ergenlik çağındaki bir oğlan çocuğunun kesik, boğuk tenli sesiyle şarkı söylerdi....Onu en çok mutlu kılan da bu olmalıydı ki saçı kuruduktan, güneş battıktan, karanlıkta pencerelerde ışıklar göründükten sonra bile bu şarkıyı söylemeyi sürdürürdü.
Reklam
. 'Sıkışmış' ne anlama geliyor? Bu, büyük bir karar vermem gerektiği, çok büyük bir şey yapmam gerektiği anlamına geliyor. Ve hiçbir şey yapamıyorum. Hayatıma katlanamıyorum ve onu değiştiremiyorum.' Belki de bu çok büyük bir şey değildir. Belki küçük bir şey yapmanız ve ardından başka bir küçük şey yapmanız gerekir. . . .
"Yazın lütfen. Gerçekten, lütfen, bizim için de yazın. Sizinkiler gibi yumuşak, saf şiirler okumayı çok isteriz. Ben çok anlamıyorum ama Mozart'ın müziği gibi, coşkulu, zarafet saçan bir sanat arıyoruz. Garip bir şekilde abartılı hareketler ve ciddiyete bürünmüş şeyler artık pek eski, basit ve bariz. Yangın kalıntılarının bir köşesindeki ufacık yeşil otlar üzerinde guzel şiirler okuyan ozanlar yok mudur? Gerçeklerden kaçalım diye değil. Acılar zaten apaçık ortada. Bizler ne olursa olsun, kaygı duymadan yaşamaya niyetliyiz. Kaçmiyoruz. Yaşamı beklemeye alıyoruz. Bu kaygısızlık. Bizim duygularımıza tam olarak uyan ve hızla akan berrak suyun dokunuşuna sahip sanatın sadece artık asıl gerçek olduğunu hissediyoruz. Bir hayata ya da bir isme ihtiyacı olmayan kimseleriz. Öyle olmasaydık, bu zorluğun üstesinden asla gelemezdik bence. Havada uçan kuşlara bakın. İdeolojiler, felsefeler, yani "-izm"ler mühim değil. Böyle şeylerle uzerini kapatmak işe yaramaz. Sadece bir dokunuşla, o insanın saflık derecesi anlaşılır. Sorun dokunmaktır. Ritimdir. Etrafa zarafet saçmayan şeylerin hepsi taklittir."
Sayfa 127Kitabı okudu
"Yazın lütfen. Gerçekten, lütfen, bizim için de yazın. Sizinkiler gibi yumuşak, saf şiirler okumayı çok isteriz. Ben çok anlamıyorum ama Mozart'ın müziği gibi, coşkulu, zarafet saçan bir sanat arıyoruz. Garip bir şekilde abartılı hareketler ve ciddiyete bürünmüş şeyler artık pek eski, basit ve bariz. Yangın kalıntılarının bir köşesindeki ufacık yeşil otlar üzerinde güzel şiirler okuyan ozanlar yok mudur? Gerçeklerden kaçalım diye değil. Acılar zaten apaçık ortada. Bizler ne olursa olsun, kaygı duymadan yaşamaya niyetliyiz. Kaçmıyoruz. Yaşamı beklemeye alıyoruz. Bu kaygısızlık. Bizim duygularımıza tam olarak uyan ve hızla akan berrak suyun dokunuşuna sahip sanatın sadece artık asıl gerçek olduğunu hissediyoruz. Bir hayata ya da bir isme ihtiyacı olmayan kimseleriz. Öyle olmasaydık, bu zorluğun üstesinden asla gelemezdik bence. Havada uçan kuşlara bakın. İdeolojiler, felsefeler, yani "-izm"ler mühim değil. Böyle şeylerle üzerini kapatmak işe yaramaz. Sadece bir dokunuşla, o insanın saflık derecesi anlaşılır. Sorun dokunmaktır. Ritimdir. Etrafa zarafet saçmayan şeylerin hepsi taklittir." Saçma teorimi, elimden geldiğince açıklamaya çalıştım.
Sayfa 127Kitabı okudu
Yazın lütfen. Gerçekten, lütfen, bizim için de yazın. Sizinkiler gibi yumuşak, saf şiirler okumayı çok isteriz. Ben çok anlamıyorum ama Mozart'ın müziği gibi, coşkulu, zarafet saçan bir sanat arıyoruz. Garip bir şekilde abartılı hareketler ve ciddiyete bürünmüş şeyler artık pek eski, basit ve bariz. Yangın kalıntılarının bir köşesindeki ufacık yeşil otlar üzerinde güzel şiirler okuyan ozanlar yok mudur? Gerçeklerden kaçalım diye değil. Acılar zaten apaçık ortada. Bizler ne olursa olsun, kaygı duymadan yaşamaya niyetliyiz. Kaçmıyoruz. Yaşamı beklemeye alıyoruz. Bu kaygısızlık. Bizim duygularımıza tam olarak uyan ve hızla akan berrak suyun dokunuşuna sahip sanatın sadece artık asıl gerçek olduğunu hissediyoruz. Bir hayata ya da bir isme ihtiyacı olmayan kimseleriz. Öyle olmasaydık, bu zorluğun üstesinden asla gelemezdik bence. Havada uçan kuşlara bakın. İdeolojiler, felsefeler, yani "-izm"ler mühim değil. Böyle şeylerle üzerini kapatmak işe yaramaz. Sadece bir dokunuşla, o insanın saflık derecesi anlaşılır. Sorun dokunmaktır. Ritimdir. Etrafa zarafet saçmayan şeylerin hepsi taklittir." Saçma teorimi, elimden geldiğince açıklamaya çalıştım.
Reklam
Geri13
39 öğeden 31 ile 39 arasındakiler gösteriliyor.