"Bir yıldız için nebula neyse düşünce için o olan gündüz düşü, uykunun yanı başında konuşlanır ve uykunun sınırı olarak onunla yakından ilgilidir. Yaşayan saydamlıklarla dolu bir atmosfer: İşte bilinmeyene bir başlangıç. Ama onun ötesinde Mümkün Olanlar Diyarı uzayıp gider, hem de uçsuz bucaksızca. Başka varlıklar, başka gerçeklerdir orada olan. Doğaüstü bir yanları yoktur, sonsuz doğanın esrarengiz devamıdırlar yalnızca... Uyku Mümkün Olan'la temas halindedir, ki ona olası olmayan deriz. Gecenin dünyası bir dünyadır. Gece gece olmaklığıyla bir evrendir. ... Bilinmeyen dünyanın karanlık şeyleri, ister hakiki iletişim yoluyla olsun, ister uçurumun erişilmez uzaklıklarının hayali bir büyüteç altında büyümesi yoluyla olsun insana komşu oluverirler... ve uyuyan kişi, tam olarak görmeden, hepten bilinçsiz de olmadan bir anlığına o yabancı hayvansallıkları, tuhaf bitki örtülerini, korkunç ya da parlak solgunlukları, hayaletleri, maskları, siluetleri, çok başlı yılanları, karambolleri, aysız ay ışıklarını, muğlak mucize bozumlarını, karanlık derinliklerde serpilip büyüyenleri ve ortadan kaybolanları, gölgede süzülen şekilleri- adına Rüya Görmek dediğimiz ve aslında görünmez bir gerçekliğin yakına sokulmasından başka bir şey olmayan bütün o gizemi görür. Rüya Gece'nin akvaryumudur."
Sayfa 107 - Ursula K. Le Guin - Rüyanın Öte Yakası
495 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
KATOLİK HRİSTİYAN YAHUDİ SAVAŞINDA DA " DA VİNCİ ŞİFRESİ " KİTABI Ne oldu ise Dan Brown'ın " Da Vinci Şifresi " adlı kitabı ile oldu. Savaş birden Katolik Hristiyan - Yahudi savaşına dönüşüverdi. Dan Brown cin gibi bir Yahudi asıllı İngiliz ve de Amerikalı yazar. Brown eşiyle birlikte ABD'de, New England'da
Da Vinci Şifresi
Da Vinci ŞifresiDan Brown · Altın Kitaplar · 200345,7bin okunma
500 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı okumaya başladığımda seri olduğunu bilmiyordum. Sonradan öğrendiğimde çok sevindim bu yüzden :) Kitap Japonya'da atom bombası sonrası yaşananlara göndermelerle dolu ve çıkış noktası da bu tarz bir yok etme operasyonu zaten. İnsanların şekli bozuklukları çok yaratıcıydı, aynı şekilde doğanın değişimi de. Karakterlerin tamamını çok sevdim. Hatta o kadar ki ilerde birilerinin başına bir şeyler gelir mi diye şimdiden endişeleniyorum :) Yani kitap güzel bir başlangıç olmuş. Bilimkurgu severlere şiddetle önerilir!! :)
Pür
PürJulianna Baggott · Dex Yayınları · 201274 okunma
Nevruz Türklerin Ergenekon'dan Çıkış Bayramıdır. Bu yazıyı okumaya başladığınızda Bölücüler yine o tehdit dolu Nevruz kutlamalarından birini gerçekleştirmiş olacaklar. Bu yılı "çözüm Nevruzu" ilan ettiler. Muhtemelen yaktıkları nefret ateşinin üzerinden "Öcalan'a özgürlük" sloganlarıyla atlayarak "ayaklanma"
362 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Başlangıç çok akıcı, heyecanlı ve merak içinde geçiyor. Sonra konu dağılıyor.Yani giriş çok iyi final hüsran, hayal kırıklığı. vasat bir roman
Cankurtaran
CankurtaranJames Patterson · Goa Basım Yayın · 200583 okunma
256 syf.
4/10 puan verdi
Biliyorum zamanlamam manidar ama durum sandığınız gibi değil. İş yerimde yaklaşık bir aydır okunmak için sürünüp duruyor bu kitap. Aslında kitap demek de pek doğru değil. Küba Devriminden sonra Güney Amerika'nın tamamında devrim gerçekleştirme hayali ile Bolivya'ya geçen Che'nin 7 Kasım 1966'dan öldürülmesinden bir gün önceye (7 Kasım 1966) kadar
Bolivya Günlüğü
Bolivya GünlüğüErnesto Che Guevara · Say Yayınları · 2012311 okunma
573 syf.
·
Puan vermedi
150605|| Kitabı internetten sipariş etmiştim. Kapağını beğendim, alıntı okudum, aklımda belli bir şeyler canlandı ve sepete ekledim. Yani yazarının Türk olduğunu -388. sayfaya geldiğimde kitaba ara verip tekrar açtığım sırada gözüme çarpan teşekkür kısmını görene dek- bilmiyordum. Kitapta garipsememe sebep olan şeyler o zaman anlam kazandı. Bir de aklımda birkaç yabancı yazar örneği vardı, belli bir beklenti içerisindeydim. Ama sayfalar ilerledikçe beklentimi karşılamadı, gitgide hayal kırıklığına uğradım. Betimlemeler -benzetme hataları olsa da ve birbirini tekrarlasalar da- iyiydi diyebilirim. Karakterlerin birbirlerine olan hisleri belli bir doğrultuda ilerlemiyordu. Yazarın aşk değil ama arkadaşlık ve aileyi daha iyi ifade ettiğini düşünüyorum. Daha Kayran ile Keira'ya anlam veremiyorken yan karakterlere geçilmesi -geçilmesi diyorum, araya serpilmesi veya katılması değil- belki olay örgüsü olarak bir şey kaybetmese de duygu bütünlüğünü bir kere daha yıktı. Karakterlerin kişilikleri benziyordu, diyaloglar da pek çekici değildi. Bana göre durağan olan bir olay örgüsüne göre çok uzun bir kitaptı. Uzadıkça olumlu etkilerini yitirmeye başladı. Fakat zararsız bir genelleme yaparsam son zamanlarda okumaya çalıştığım Türk yazarlar içerisinde en iyi başlangıç yapanlardan biri. Daha iyi olabilir.
Gözlerinin Esareti
Gözlerinin EsaretiJennifer Royce · Ephesus Yayınları · 2015225 okunma
418 syf.
8/10 puan verdi
Ahmet Ümit'in kitabını daha önce hiç okumamıştım açıkçası. Beyoğlu'nun En Güzel Abisi başlangıç oldu benim için. Biz okuyucular bu kitapta kim kimi öldürmüş diye düşünürken, aslında Beyoğlu sokaklarında nasıl bir hayat olduğunu, orada yaşananları ve yaşanmışları çok güzel kaleme almış yazar. Katili öyle güzel saklamayı başarmış ki, öğrendiğim sayfada sanki ben vardım o sofrada... Bu yazarın kitabına bir başlangıç yapmış bulunuyorum, ama devamı gelir mi, hiç bilmiyorum. Aslında şöyle de düşünüyorum; her ne kadar katil tahmin edilemiyor olsa da, olay örgüsü değişik bir tat vermedi bana. Yani klasik bir cinayet sebebi, klasik bir polisiye roman. Beni etkileyen ise, sadece yazarın işleyiş biçimi ve katili merak ettirebilmesidir.
Beyoğlu'nun En Güzel Abisi
Beyoğlu'nun En Güzel AbisiAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201935,6bin okunma
Refik Amca'nın hüzünlü hikayesi... İhtisasımın sanırım ikinci senesi... Kanser polikliniğinin çömez asistanıyım, Üzeri kan, idrar, balgam vs lekeleriyle süslü buruşuk mavi takımımla geceleri nöbet tutuyorum, gündüz polikliniğin işlerinde koşturuyorum. İki günde bir de insani bir saatte çıkabilirsem eğer hastaneden eve gidip uyumaya çalışıyorum.
256 syf.
8/10 puan verdi
Güzel bir kitap. Van Gogh'un hayatını kısa ve öz bir şekilde ve tablolarının eşliğinde anlatıyor. Ressamın yaşamını ve sanatçı olarak yaptıklarını hiç okumayanlar için başlangıç olarak iyi bir eser. Güzel bir yanı her sayfada ressamın bir eserine yer vermesi. Ayrıca aynı tablodaki üç detay büyütülerek yan sayfada okurun dikkatine sunuluyor. Eksik bir yanı Van Gogh'un hiç kara kalem çizimlerine yer verilmemiş.
Van Gogh
Van GoghKolektif · Yapı Kredi Yayınları · 2010267 okunma
Bugün, siteyi tekrar gözden taradığımda; Edebiyatımızın (cumhuriyet dönemi) ilk köy ve köylü hayatını anlatan yazarlarımızdan başı çeken Sadri Ertemi ve onun eserlerinde ne roman, ne hikaye, ne gezi yazıların dan birini bulamadım. Neden bunu yazdım? Mihenk taşlarımızı unutursak, bugün varacağımız noktalarda kendimize yabanlaşır, biz bizi unuturuz. Eğer neden hala köy ve köylü yazıları ? diye sorarsanız, bir gerçeği açıklamak zorunluluğu doğar. o değerli yazarların yaşadığı dönemde: - nüfusun yüzde 80 i köylerde yaşamakta, - O devirde toplumda ki cehaletle savaşım var, Okuma alışkanlığı henüz yok, kitaplar yaygınlaşmamış, yazılar, günlük yada haftalık gazetelerde tefrikalar halinde yayımlanmakta,- Henüz demokrasinin başlangıç yılları v.s vesaire... Yani o günün yazarlarının işi çok zor, kime hitap edecekler?, toplumsal yaranın büyüğüne neşteri, eleştiriyi tam böğrüne atmayacaklar mı? Kısacası en azından onların varlığını da saygı gereği betimlemek açısından site de yer vermek gerekliği vardır diyorum. Selam ve saygıyla....
Resim