Hayatım yanlış yola sapmıştı, insanlarla olan ilişkilerimi iç konuşma haline sokmuştum. O kadar düşmüştüm ki, bir kadına âşık olma ile kitap okuma arasında seçim yapmam gerekse, kitabı seçerdim.
Çekip gittim. Karanlık duvarları yıkmak yetmiyordu. Bazen karanlık bir duvarı yıkarsınız ve önünüzde geniş bir yol açılır ama ikinci bir duvara kadardır bu. Ne deliliğin sonu vardı ne de aklın ne duvarların sonunu vardır ne de yolların. Kitap her alıp bıraktığımda en az 30 sayfa bitirmiştim bi ara yanlış seçim yaptığımı düşünsemde sonra iyiki okudum dedim.
Okumaya başladığımda edebik bir hikaye geliyor, sıkıcı olacak diye düşünmüştüm. Ancak Mustafa Kutlu ilk hikaye olan Menekşeli Mektup ile o kadar samimi ve okuyucu ile iç içe yaklaşmış ki sıkılmak ne kelime oldu. Adeta yutarcasına hikayede bir şey atlamamayım dikkatini unutarak merakla bir çırpıda Menekşeli Mektup hikayesini bitirdim. 2. hikaye Hacca Gidebilmek. Şahsi kanaatim ilk hikayeyi bitirdikten sonra hemen 2. hikayeye başlamak yanlış bir seçim oluyor.Ben ilk hikaye biter bitmez 2. hikayeye başladım. Haliyle ufak bir geçiş süreci problemi yaşadım ama yine Kutlu üslup ile yakaladı okuyucusunu. Kah gözlerim dolu kah gülerek okudum. Bu hikayeyi okurken daha çok birinin dizinin dibindesiniz de 1. ağızdan dinliyormuşsunuz gibi hissedebilirsiniz. Özellikle bu 2. hikaye benim en sevdiğim oldu. 3. hikaye Kar Üstüne Kan Damlar. Acılı, sancılı ve gerçekti. İzleri hala zihnimde dolanıyor. Kısacası sayın okurlar, okuyun. Seveceğinizi düşünüyorum, hikaye deyip geçmeyin. İyi okumalar.
Bu kitabı okuma sebebim Dünya siyasi tarihi hakkında genel bilgiler edinmekti. Ama kitabı okumaya başladığımda yanlış bir seçim olduğunu anladım; farklı bir milletin bakışını da öğrenmek için geri okumaya devam ettim. Kitapta birçok coğrafyadaki yaşayan toplumların milattan öncesine kadar araştırılırken Türk siyasi tarihine Selçuklular ve Gazneliler'e kısaca değinerek başlamış ve arkasından Osmanlı'ya değinmiş. Bundan önce birkaç yerde ise Attila'ya ve Hunlar'a barbar kavimler olarak yaklaşılmış.
Benim aklıma ise direkt "Ağaç kovuğundan çıkmak" deyimi geldi. Türkler deyince aklıma milattan önce 6000' lerde anav kültürüyle başlayan ve birçok devlet kurup, birçok devlet yıkarak dünya tarihine bu güne kadar yön veren bir millet geldi. Sadece Türk tarihine değil İslam kültürüne de yanlış yaklaşımı gözönünde bulundurursak galiba bu yanlı yaklaşımın sebebine ulaşıyoruz. Sadece geçmişten gelen kuyruk acısı...
" Geçmiş Şimdi Gelecek " yazarı tanımak adına temin etmeme rağmen, bir türlü okumak için fırsat yaratamadığım ama Hakan Bey'in düzenlemiş olduğu etkinlik vasıtasıyla okumaya öncelik vermiş olduğum bir kitap.
Eser: Bir gülüşün kimliği, Yoklar Fısıltısı, Ölü Zaman Gezginleri adı altında üç ana bölümden ve bu bölümlerde sırasıyla; on iki,
Hayatım yanlış yola sapmıştı, insanlarla olan ilişkilerimi bir iç konuşması haline sokmuştum. O kadar düşmüştüm ki, bir kadına âşık olma ile kitap okuma arasında seçim yapmam gerekse, kitabı seçerdim.