Gelmeyeceksin biliyorum, Ben sonsuz bir özlem içerisinde sana hasret kalacağım, Hüznüm bağrımı yakacak, ben ona da alışacağım, Yalnızlık korkusu sarmış her yanımı, böyle de yaşayacağım... Gelmeyeceksin biliyorum, Hayalin de alıştıra alıştıra uzaklaşacak benden, Mutluluk, bir güvercinin kanatlanıp yok oluşu gibi terk edecek beni. İstesem de artık kulaklarım duymayacak zarif sesini.
Gelmeyeceksin biliyorum,
beni çaresizlik duyduğum şehirde bir başıma bırakacaksın. Korkularımı gizlettiğim meydanlarda aratacaksın.
Bir defa yanmak neyse de, sen beni her gün yeniden yakacaksın...
İnsan bir kere sever.
Kalp sevdiğini bir kere söyler.
Tıpkı yaşamak ya da ölmek gibi.
Tıpkı yanmak ya da sönmek gibi.
Kül olmak ya da savrulmak gibi.
Canın çıktığı bedene dönmediği gibi.
Külün tekrar yanıpta sönmediği gibi.
İnsan bir kere sever.
Gecenin adına düşlerin olayım
Gökyüzüne sal kuş gibi kokunu bulayım
Yüreğin yüreğimin volkanı
Gözüm gözlerinin can evi
Sevistigim adam, uğruna uykudan uyanip sen kokmayi dileyen kadın benim.
Düşümun içinde sen , uzuvlarımda sen, yüreğinin ortasında ateş olup yanmak cayir cayır... Et tırnak ,can beden... Sen...
Ellerimin ellerinde can bulduğu, tenimin tenine susadigi gecelerde yani her gece seni yaşamak , bütünleşmek gecenin dilinde, isyan eder gibi iç içe geçmek, iliklerinden tüm hücrene .. Haykırırcasina, titrek bir içle sana çıkıyorum, sana, yoluna. Beni bekle adam yüreğinde ...
BREAD WİNE
Uzun zamandır kimseyi, hiçbir şeyi özlemediğim kadar özlemişim siteyi. Yaşadığım şahsi trajedilerden dert yanmak veya nadir de olsa yüreğime sinen mutlulukları uzun uzun anlatmak istemiyorum.
Güneşin doğduğu andan , battığı ana kadar varolan herşeyin değer verdiğimiz bir anlamı var biliyorum.
Başladı yine bir gün daha ve hala anlayamadan
Yansın madımak, yansın sivas
Bir ülkenin karanlığına alevler ışık tutacaksa
Arif olup altı kat ateşte yanmak
Cahil suda boğulmaktan iyidir, davan hak’sa