Leyla, biz böyle nasıl çocuklarız
Hep ateşle oynarız, ateşle oynarız
Gurbet, hasret, uzaklar
Kızgın çöller, kum fırtınaları
Leyla, biz böyle nasıl çocuklarız
Su akar, kuş uçar, yılan sürünür
Mecnun, yanar!
Utan utaaan, utanmayan insan olur mu laaan!?
Baharın gelişini selamlayan kuşların cıvıltısı odasına kadar uzanmış, neşeli bir günü dişlerine kadar getirmişti. İlk iş yataktan hızlı bir şekilde kalkacak gazetesini kurtaracaktı. Gazetesi ya çalınıyor ya da birileri tarafından okunarak örseleniyordu. Dışarı çıkmasıyla alnının kırışıklarının
Bir vakitten sonra bilmek değil olmak istiyor insan. Olmak mı? Yanmak mı? Yoksa yok olmak mı? Hangisi çare yâraya. Yâr yakmış tâ içre sinemi. Kim çare olur ki Yâr dan başka. Mevlana demiş ya: Hamdım, pistim,yandım. diye...
Olmak için yanmak gerekmiş oysa.Benliğimden ve benliğimden öteye dair herşeyden. Şayet Olmak istiyorsam eğer hiç olacakmışım şu ervahı alemde...
Hiç olursam da hiçbir zaman olamayacağımın farkına varacam. Sahi var mıyım ki,yok olayım...
#29960073
Bu siirin devami olmali degil mi ? Işte benden ...
Sende tutulu kalmak
Senle yanmak
Daha da ötesi
Sende yok olmak istiyorum
Seninle çok uzaklarda
Hiçkimsenin olmadığı bir yerde
Sadece sen ve ben
Birlikte yaşamak
Birlikte yaşlanmak
Birlikte ölmek istiyorum...
28.05.2018
Canımın yandığı yerde yandım.Yanmak ise âşığın cânına minnettir. Yanmadan vuslat olmaz. Âşığı mâşukundan ayıran mesafeler değil, yeterince yanmayan kalbidir. Fâni varlığını aşk ateşiyle yakıp kül edenler için uzak ve yakın yoktur. Ârifi-billâh’ın buyurduğu gibi: “Sevgi var olduğu müddetçe ayrılık diye bir şey yok. Sevgi yoksa beraberlik hiç olmamıştır.”