Fakat sevmek? Bunu yapamıyorum… Şimdi ne diyip durup dururken bunları söylediğimi merak edersiniz… Dediğim gibi, başka şeyler bekleyerek ilerde bana darılmayanız diye… Size ne verebileceğimi şimdiden bildireyim ki, sonra sizinle oynadığımı iddia etmeyesiniz; ne kadar başka olursanız olun, gene erkeksiniz… Ve bütün tanıştığım erkekler bunu, yani kendilerini sevmediğimi, sevemediğimi anlayınca, büyük bir teessür, hatta hiddetle beni terk ettiler… Güle güle… Ama niçin beni kabahatli zannettiler? Kendilerine asla vaat etmediğim, sadece kafalarında yaşattıkları bir şeyi vermedim diye mi? Bu haksızlık değil mi? Sizin de hakkımda aynı şekilde düşünmenizi istemem…Bunu da lehinizde bir nokta olarak kaydedebilirsiniz…’’
Parmaklarımın arasından kayıp gidiyor... Tüm umutlarını yitirdiği noktadan geriye, çöküşe doğru son hızla koştuğunu görebiliyorum. Ve ben, kahrolarak izlemek dışında hiçbir şey yapamıyorum onun için.
Pardon bayım, siz bu aşktan gittiniz diye iflas tabelası mı asacaktık yüreğimize..?
Üzgünüm, hiç bana göre değil sıradanlık.. Vedamın rüzgarı bile çarpmalı gidişine.. Hafifte olsa sarsılmalı bünyen.. Neyi bıraktığını bilmelisin arkanda..
Yapamıyorum.. Öyle kös kös oturup ayrılığa veda buseleri kondurmak hiç bana göre değil.. Ardından bakıp gittiğin yollara özlemler savurmak da..Gittin.. Ve ben de izlememek için kapattım kalbimin pencerelerini.. Artık rahatım, kuş uçmaz kervan geçmez bir yüreği terk ediyorum kendimce..
Hiperaktif bir umudum var içimde çırpınan, kimse kesemez önünü.. Doludizgin emekliyor yokluğunun çevrelediği boşlukta.. Koşmayı da öğrenecek, uçmayı da..Sadece biraz sabır gerek.. O da fazlasıyla mevcut bu ara..
Yeni heyecanlar arıyorum, yalnızlıkta kendimi eğlendirebileceğim.. Oyunlar tek başına oynansa keşke.. Bak yine sana sövmek için bahane buldum kendime.. Neyse..
Taşındı aşk artık.. Bomboş duruyor adresi bellediği yüreğim.. İçinde yalnızlık şiirleri yankılanıyor ve ben aryalar besteliyorum, unutmaya çalıştıkça dilime dolanan hatıralara..Ben de böyle veda ediyorum içimde kalan sen parçacıklarına.. Ne gerek var aşka suni sancılar yaratmaya, ben zaten ikna ettim gidişinin güzelliğine kendimi..
Rahatsız etmiyor beni tek başınalık, şımarıyorum, beklentilerimle geçmiş ihmalkarlıklarımdan utanırcasına..
Tadını çıkarmak gerek kendine sarılmanın..
Huzur tamam, sıra bende..
En şuh vazgeçişimi takındım yüreğime..
Baştan çıkarıyorum ayrılığı..
Şimdi yalnızlıkla sevişme vakti..
Dairesel koridorlarda köşe kapmaca oynuyorum kendimle çırılçıplak,ellerim cebimde..
John Coffey: Gördüğüm ve hissettiğim acılardan yoruldum artık, patron. Yağmur altında bir ispinoz gibi yalnız, hep yollarda olmaktan yoruldum. Hiçbir zaman bana eşlik edecek, bana nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi ve nedenini söyleyecek bir yoldaşım olmadan. İnsanların birbirlerine karşı bu kadar kötü olmalarından yoruldum. Yardım etmeye çalışıp da edemediğim bütün o zamanlardan. Karanlıkta olmaktan yoruldum. Asıl da acıdan. Çok fazla. Eğer sona erdirebilseydim, yapardım. Ama yapamıyorum.
esirin oluyorum bazen, kurtulmak istiyorum,kurtulamıyorum acım oluyorsun anlıyormusun. canımı yakıyorsun. kaçıp kurtulmak istiyorum senden,özgür olmak geliyor içimden. yapamıyorum, nası desem,anla işte köle gibi.
dayanacak gücüm kalmadığında,yeniliyorum sana gelmek istiyorum,konuşmalıyım anlatmalıyım içime sığdıramıyorum,anlıyormusun tam anlatacakken birşey oluyor,konuşamıyorum yine içimde yaşıyorum seni.. ne anlatabiliyorum derdimi ne de sen anlayabiliyorsun.hep böyle kalacağımı düşünmek acı veriyor.
nasıl desem,anlasana işte ölüm gibi
ANONİM
Bu gün tekrar başlamak istedim ama yapamadım. Yapamıyorum çünkü kitaptaki gereksiz kelimeler beni boğuyor, gereksiz abartı boğazımı sıkıyor sanki ilk defa gözlerim süslü cümlelerden kaçmak istiyor. Çok ağır bir havası var olaylar gitmek istiyor ama yazarın süsünden kurtulamıyor. Bu yüzden yarım kalmaya (en azından benim tarafımdan )mahkum edildi.
yine her zaman ki gibi penceremin önündeyim
şöminemin yanında ve elimde sıcak kahvem
aklımda olduğun gibi yine sen
UNUTAMIYORUM...
Ne yapsam olmuyor çıkartamıyorum aklımdan
seni her aklıma getirdiğimde doluyor gözlerim
bir umutla belki unuturum diyorum
UNUTAMIYORUM...
Her zaman olduğu gibi yine sen
yapamıyorum unutmaya çalışıyorum olmuyor
boşver gitsin diyorum boşveremiyorum
aklımdan silmek istiyorum silemiyorum
Nereye baksam nereye dalsam seni görüyorum
UNUTAMIYORUM...
Uzun süre seni düşünmedim
birden unuttum dedim
aklımdan çok sildim dedim
adını duyduğumda boşver dedim
hafızamdan silmişim ama
kalbimden silememişim seni.
AYŞE KÖKCÜ
Hayat ne kadar tuhaf,şaşırtıcı ya da hayat değil benim.Hayat dediğimiz şey biz değil miyiz zaten? Biz şekillendiriyoruz, biz yapıyoruz, bizim hayatımız yani "biz" oluyor.Tabii bizim dışımızda gelişen durumlar da oluyor elbette.Bir bakıyorum çok mutluyum bir bakıyorum dünya başıma yıkılmışçasına mutsuzum.Niye bir süreklilik yok niye herkes mutlu değil? Niye mutsuz insanlar için bir şey yapamıyorum, yapamıyoruz?İşte, işte burada tıkanıyorum.Çaresizliği iliklerime kadar hissediyorum sanki.Ve sadece bekliyorum. Çevremdeki mutsuz insanlara yardım edemeden, aslında kendime yardım edemeden kalakalıyorum öylece...