Geldiğimiz bu noktada yapay genel zekâ bilinçli değildir. Bilinçli olmadığı için, dünyayı deneyimleyip acı çekemez. Bu yüzden yapay genel zekâ kendi içinde bir varoluş krizine girip insanları özel yapan şeyler hakkında derinlemesine düşüncelere dalamaz.
Ancak bizi şu iki soruyu sormaya teşvik eder: "Yapay genel zekâ canlı mıdır?" ve "İnsanlar ne işe yarar?"
İlk soru olan yapay genel zekânın canlı olup olmadığının yanıtı açık değildir. Bilinçlilik yaşamın bir önkoşulu değildir. Aslına bakarsanız, canlıların inanılmaz derecede az bir yüzdesi bilinçlidir. Bir ağaç, vücudunuzdaki bir hücre gibi canlıdır ancak genellikle bilinçli olduklarını düşünmeyi. Öyleyse bir şeyi canlı kılan nedir? Yaşam nedir? Yaşamın ne olduğuna dair üzerinde fikir birliğine vardığımız bir tanım yoktur. Ölüm için de böyledir... Gelgelelim yapay genel zekâ yaşamın şu iki niteliğine sahip olmazdı: hücrelerden oluşma ve nefes alıp verme. Bizimle canlı olmak hakkında sohbet edebilen ancak nefes alıp vermeyen, hücresiz yapıda bir varlığı kabul etmekte sorun yaşamayacağımızı düşünüyorum... (1)