İlk kez ve son kez Şermin Yaşar okudum.
Bir aile üyelerinin monologlarından oluşan roman, kitabın final bölümleri diyebileceğimiz son yedi sekiz bölümde melodram ve arabeske dönüşerek edebiyatı bir tür pespayeliğe çeviriyor. Acınacak, üzülecek, hislenecek sırlarla dolu bir arabesk ısrarının iyi edebiyat varken ve mümkünken seçilmesi yazar aleyhine bir puan. Oysa roman monologlarını sadece anlatmak için kullanırken daha etkileyici. Ne zaman ki romanın sonu yaklaşıyor ve sırlar ortaya çıkıyor, en başından beri arabesk bir yapboz çözdüğümüz ortaya çıkıyor, o zaman yaldızlar dökülüyor. Daha nitelikli, daha incelik ve edebi bir kıvam isteyen yazma gayretleri hürmeti hak ediyor; ancak bu rahat, konforlu çözümler, kolaycı ve yüzeysel edebiyat eskizleri bizleri sığ sularda boğar bırakır...