Livaneli’nin yıllar önce Mutluluk ve Leyla’nın evi kitaplarını okumuştum. İkisi de kurgusu iyi kitaplardı. Özellikle Mutluluk kitabını daha çok sevdiğimi hatırlıyorum.
.
Bu kitabı kurgu dışı bir kitap. Edebiyatın derinlemesine incelendiği, bazı noktalarda eleştirel bakış açısı ile yaklaşıldığı bir kitaptı. Kitapta edebiyatın diğer sanat dalları
Her şeyi yapabilirsiniz ama insanın egosuna dokunamazsınız. Bunu yaptığınız anda karşınızdaki insanın çıldırdığını, her türlü deliliği yapma noktasına geldiğini, hatta sizi öldürmek istediğini fark edersiniz.
Bir iddiaya dayanarak tahttan indirilmesinin resmi gerekçesi “kitap yakmak,imha etmek”olan Abdülhamid’in sürgün yıllarını okudum.Ha’l fetvasındaki tek gerekçe bu değildir.Gerekçeler kimine göre iftira kimine göre de gerçektir.
Roman sabık padişahtan nefret eden,dolaylı da olsa aşkına engel olduğunu düşünen,ittihatçı subaylarla yakın
“Her şeyi yapabilirsiniz ama insanın egosuna dokunamazsınız. Bunu yaptığınız anda karşınızdaki insanın çıldırdığını, her türlü deliliği yapma noktasına geldiğini, hatta sizi öldürmek istediğini fark edersiniz.”
Karadeniz’in sessiz sedasız bir köyünde, insanlardan uzak, huzurlu, kendi özel kitaplığıyla mutlu mesut bir hayat süren Ahmet Arslan’ın hayatı aslında hiçte görüldüğü kadar sıradan değildir.
Kitapta olayların başlangıç noktası yörede işlenen bir cinayet oluyor. Bunun üzerine gazeteci bir kız Ahmet ‘in evine röportaj için geliyor ve siz kendinizi bir anda cinayetten daha çok Ahmet’in kardeşinin hikayesinde buluyorsunuz.
Rusyaya uzanan bir aşk hikayesi ve bunun psikolojik kalıntıları. Ve sonunda gelen ters köşe.
Merak uyandırıcı bir solukta okuyacağınız sürprizlerle dolu bir roman.
Kitapta, kitap okumak ve edebiyat ile ilgili çok güzel kısımlar var bunlardan bir kaçını paylaşarak incelememe son vermek isterim.
“Okumak, sadece okumak. Okuyan insan, dünyanın aklına yaslar sırtını.” Sf: 250
“Bu boğucu yerden bir an önce kurtulup, evimin sükunetine ve hiçbir gürültü yapma ihtimali bulunmayan kitaplarıma kavuşmaktan başka bir isteğim yoktu.” Sf:150
“… edebiyat, hayatı anlamanın tek yoludur. Ben bunu yaşayarak öğrendim.” Sf:84
Zülfü Livaneli'nin daha önce okuduğum iki kitabını (Kardeşimin Hikâyesi ve Huzursuzluk) pek sevememiştim ve bir daha okumayı düşündüğüm bir yazar değildi açıkçası, müzisyen kimliğiyle takip etmeyi yeğliyordum kendisini ama bir de en çok övülen, hatta uluslararası çoksatanlara girmiş kitabını okumadan yazarla bağlarımı koparmak istemedim. Ve
Çünkü edebiyat bir laf ebeliği değil,insan ruhunun derinliklerine ulaşma sanatı.Bunu yapmak için gevezeliğe,süslemelere,halkın küçük görmekte haklı olduğu biçimde "edebiyat yapma"ya hiç gerek yok.Bu olsa olsa "ucuz roman" türünün bir özelliğidir.
Üzerine uzun uzun konuşulabilecek, yaş aldıkça kitaplıktan çıkarılıp yeniden okunması gereken bir eser, her okunduğu zaman ayrı tat verecek bir Livaneli klasiği ile karşınızdayım. Başka kitaplarını okumuş olanlar da bilir elbette, Livaneli kitaplarında her zaman merak uyandıran, farklı sosyolojik çevrelerden insanların hayat hikayelerini
İlçemizin halk kütüphanesinin başlatmış olduğu projenin ilk ayı için oy çokluğu ile seçtik bu kitabı. Daha önce de Zülfü Livaneli kitapları okudum. İçinden çok sevdiklerim, etkilendiklerim oldu. Azınlık haklarını savunması, farklı bir açı sunması gerçekten değerli. Azınlık görüp, yok sayılan hayatları bize tanıtmasını seviyorum. Fakat bunu yaparken ona göre çoğunluk olarak gördüğü kesimle ilgili yaptığı genellemelerden ben kendi adıma rahatsız oldum. Tanıttığı tüm gruplara yönelik iyi ve kötü örnekler varken, neden dindar kesim hep yobaz, cahil, dine körü körüne bağlanmış olarak gösteriliyor? Azınlıkları genellemeler yaparak yaftalamak yanlışta dindar kesime yapılan genellemeler mübah mı? Hepsi mi kör cahil? Hepsi mi din adına can almaya dünden razı? Hepsinin mi psikolojisi bozuk? Gerçekten üzüldüğümü hissettim kitaptaki örneklemlerden. Umarım yeni kitaplarında diğer kesim olarak gördüğü kesimleri de derinlemesine tanıma ve onlarla da empati yapma şansı olup, deneyimlerini bizimle paylaşır.
'Livaneli yapma yaaa, çok daha iyisisin' diye haykırmama sebep olan kitap. Resmen banel bir Türk dizisi izliyor gibiydim. Yazarın o kadar kitabı varken bunu seçmemeniz yerinde olur açıkçası
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126,4bin okunma
BUNU BİZE YAPMA LİVANELİ..
çoğunlukla kitaplarını severek okuyorum ancak alıştığımdan mı bilmem hep aynı olay örgüsü izler gibi yani kalıplaşmış bir temel sadece üstüne kurgu,karakter,olay ve zaman aynı şekilde gibi belki de benim bencilliğimdir o ilk aldığım hazzı bütün kitapların da istiyorumdur..
kitapta yok yok arkadaşlar Sokratesten hemingweye Yaşar kemalden Nazıma Gogoldan Staline Tayibe herşey var zaten bi livaneli klasiği diye bir şey var kültürümüzü eski geçmiş hikayelerimizi Türkçemizi sürekli ön safalarda tutmak.
ne kadar severek okusamda artık okumadığım bi kitabını görünce hee livaneli diyip bi kaç fikir edinebiliyorum daha okumadan..
bu beyefendinin kalemi ya çok sağlam yada bizim vicdanımızı sömüren büyük bi makine..
"Her şeyi yapabilirsiniz ama insanın egosuna dokunamazsınız. Bunu yaptığınız anda karşınızdaki insanın çıldırdığını, her türlü deliliği yapma noktasına geldiğini, hatta sizi öldürmek istediğini fark edersiniz."