(8 Mart)Kadınlarımıza ithafen...
Kadınım ben! Benimde duygularım var. Bende doğdum, Bir ana ve babadan. Bende çocuktum. Daha onbeş idi yaşım. Bilmezdim evlilik ne Ben evcilik sandım.
- Annen var mı senin? - Var tabiî. - Ne iş yapar? - Çamaşıra gidiyor. - Sen ne olacaksın büyüyünce? - Ben mi? dedi. Gözlerini gözüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık.
Reklam
“ÇOCUKLUK NE GÜZEL BİR BAŞI BOŞLUKTUR”
Der
Cengiz Aytmatov
Cengiz Aytmatov
hakikaten de öyle özellikle 👧🏻90’lar çocukları sokağın toprağını yutmuş çocuklardır. Bu çocukların gizli bir bağı vardır. Diğer şehirlerde ki çocuklarla. Ve Sadece çocukların arasında “Nasıl ya ?” Şöyle anlatayım efendim; Bazı oyunlar vardır, o zaman herkes oynamıştır. O oyunları her şehir de, farklı isimlerle. Misal biz İzmir’de ⚽️MUÇİ
43 syf.
·
Not rated
Tercihlerimizin Hesap Meselesi..
‘Yapmamayı tercih ediyorum’’ Kitabı satın alırken tezgahtarın bana söylediği cümle idi. Sonra karşılıklı muhabbet etmek amacıyla sordum ‘’beğendiğiniz bir eser sanırım? ‘’ ‘’ Evet, çok beğendim, siz de beğeneceksiniz’’ ‘’Neler kaldı aklınızda?’’ dedim. Bu tanıtım cümlesini kitabı satarken söyleme gereği duyduysa, tercih etmeye karar
Bartleby
BartlebyHerman Melville · Cumhuriyet Yayınları · 200012.3k okunma
475 syf.
5/10 puan verdi
Bu kitabı 4-5 yıl önce okudum. Normalde bu kadar uzun süre önce okuduğum kitaplara, inceleme yapacaksam tekrar okur, sonra yorum yaparım. Ama bu kitabı tekrar okumayı düşünmüyorum kesinlikle. Ve ben bu sitede genelde beğenmediğim kitaplara inceleme eklemem (kendi defterime eklerim ama) Bu kitaba inceleme yapma sebebim, bugün okulda arkadaşlarımla
Olasılıksız
OlasılıksızAdam Fawer · April Yayıncılık · 202386.3k okunma
248 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Yıl 2014 olması lazım İstanbul Tüyap kitap fuarında Tarık Tufan'a kitap imzalatmak için 45 dakika sırada bekledim. İmza sırasında beklerken, bir huyum vardır, imzalatacağım kitabı okumaya başlarım, sıra geldiğinde kaldığım sayfayı imzalatırım. Yine sıra geldiğinde kaldığım sayfayı koydum masasına aramızda şöyle bir konuşma geçti; T.T: Neden bu sayfayı imzalatıyorsun? Ben: Sırada beklerken buraya kadar okudum. İmza için ne kadar beklediğimi unutmamak için. T.T: Dimi, sıra baya uzun sağolsunlar Ben: Sıra uzunluğundan değilde, herkesle fotoğraf çekilip, sohbet ediyorsunuz o yüzden bekledik bu kadar. Dedim ve Tarık Tufan'ın yüzü düştü, alındı, sustu. Ben de dedim içimden, ünlü kaprisi eleştiriye gelemiyor. Ama şimdi okudukça anlıyorum o günkü kapris değildi muhtemelen, üzdük adamı. Bir insan bu kadar hüzünlü, karamsar, pesimist olabilir mi yahu? Tamam bizde hüzünlüyüz, olumsuzuz, mutsuzuz, ama Tarık Tufan başka adamın bütün kitapları böyle. Arkadaş bir kitap düşünün içinde küçük küçük bir sürü hikaye var (her biri güzel bir roman olabilecek konular) ama hepsi kötü sonla bitiyor. Ne yapıyorsun abi Emre Aydın dinleyerek, Zuhal Olcay fotoğrafına bakarak, Yeditepe İstanbul izleyerek mi yazıyorsun. Bu ne kasvet, ne yaşadın sen Allah aşkına. Olurda bir daha karşılaşırsak bu sefer laf sokmucam, sarılcam sana, sarılcam ve "abi s.ktir et çok şeyy yapma" dicem. Görüşmek üzere.
Beni Onlara Verme
Beni Onlara VermeTarık Tufan · Profil Yayıncılık · 20174,799 okunma
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.