Bunca yıl herkesten kaçtın
En sonunda buldun sandın
Ansızın içini açtın
"Yapma" dedim yaptın gönül
Gözleri senden uzaktı
Fark edilmez bir tuzaktı
Sana böylesi yasaktı
"Yapma" dedim yaptın gönül
O bir yolcu sen bir hancı
Gördüğün en son yalancı
İçindeki derin sancı
"Gitmez" dedim kaldı gönül
☆•°~ Gözlerimin içine baktı.
"_ Çünkü sana karşı hisleri var" dedi.
"_Yapma" dedim gözlerimi kapatırken.
"_ Ben hisssizlerin hissiyim. Hislerin değil. Ona karşılık veremem........"
Bu arada beynime kurşunlar boşaltırcasına çirkin bir söz duydum. Köpeğe hitap ederek, "haydi arap saldır, torpil yapma; yoksa bu şeriatçıların Peygamberi de arap ve sizden; milliyetçilik mi yapıyorsun, iyi saldırmıyorsun?" diyerek kahkahalarla güldü. Ondan sonra gerçekten de zorlamalarına rağmen, bilemiyorum köpek yorgun mu düştü ne, bir daha bana saldırmadı. Buna öfkelenen sorgucu, köpeğe bir şeyle vurdu; köpek bağırdı ve kaçtı. Sorgucu bana dönerek, "bak bu da sizden, senin gibi tekbir getirdi!" dedi. Ben buna dayanamadım ve "siz köpekten daha aşağısınız; o köpek hesap verir cehenneme gitmez, fakat siz yaptıklarınızın cezasını inşallah dünyada ve ahirette vereceksiniz!" dedim.
Bir gün iki çocukluk arkadaşından biri diğerine telefon eder ve eğer musaitsen geleyim, göreyim okuduğun şehri ve okuduğun üniversiteyi,der.Tabiki der diğeri, ne zaman istersen. Canına minnet bilmiştir, çünkü ne bu şehre nede okuduğu üniversiteye alışabilmiştir,canı çok sıkılıyordur orada. Telefon ettikten bir gün sonra kararlaştırılan saatte
Yazarımız Alev Alatlı ile üniversite yıllarında, Alemdar Yalçın Hocamızın yönlendirmesiyle, serinin ikinci kitabı ‘Nuke Türkiye’yi okuyarak tanışmıştım. Viva La Muerte! bittiğinde ise muhakkak diğer kitaplarını da okumalıyım dedim. Türkiye’nin yakın tarihini, Osmanlı dönemini, Türklerin Orta Asya’dan itibaren geçirdiği süreci, Avrupa, Yunan tarihini,tarih-felsefe-sosyalizm-din… vb geniş bir yelpazede; gerçekçi bir bakış açısıyla yansıtan yazarımızın üslubuna hayran kaldım. Kitabın kahramanı Günay Rodoplu üzerinden o dönemlere, fikirlere vs o kadar çok bilgi veriyor ki, okurken sürekli araştırma yapma ihtiyacı hissediyorsunuz. Diyebilirim ki yazar kendisini romana Günay Rodoplu karakteriyle yerleştirmiş. Hatta acaba böyle bir yazar var mı diye araştırdığımı da itiraf edeyim. Yazarın fikirlerine kimi zaman katıldım kimi zaman eleştirdim. Her ne kadar Türkiye gerçeğinin bir panaromasını çizse de ; Günay Rodoplu’yu affedemedim. Şafak gibi bir karakter karşısındaki savunmasız hali canımı yaktı. Bizi biz yapan her şeyi, bütün çıplaklığıyla ortaya koyma cesaretini gösteren bir kitap olması sebebiyle kesinlikle okunmalı diyorum. Israrla dile getirdiği bir gerçek var; o da bizi biz yapan her şeyi okumamız, bilmemiz, öğrenmemiz gerektiği… Sonra doğru, özgün bir görüş oluşturabileceğimiz…İşte o zaman her şey daha adil olacak… Son olarak kitaptan bir alıntıyla bitirmek istiyorum:” Kötülüğü iyilikle karşılamak istemiyorum.”diyordu. “İstemiyorum çünkü o zaman iyiye verecek bir şey kalmıyor. İyiliği iyilik, kötülüğü adalet karşılasın istiyorum.”
"apartmanın girişindeki lambayı sen mi kırdın bülent?"
"hangisini?"
"otomatik yanan, sensörlü lamba."
"hayır."
"komşu görmüş, yalan söyleme. süpürge sapıyla kırmışsın dün gece."
önüme baktım.
"neden kırdın?"
cevap yok.
"hasta mısın evladım? söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle…"
"kırdımsa kırdım, ne olacak! çok mu değerliymiş?"
"lamba senden değerli mi evladım, lambanın a**na koyayım, lamba kim? yöneticiye de dedim. lambanızı s**eyim, kaç paraysa veririz. sen değerlisin benim için."
"beni görünce yanmıyordu baba."
"nasıl ya?"
"görmezden geliyordu, yanmıyordu. kaç sefer yok saydı beni."
"e beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor."
"hadi ya! sahiden mi?"
"evet. ucuzundan takmışlar. bizimle bir alakası yok."
babama sarıldım, yıllar sonra.
Aydın+
Necla-
+bugün fatmayla pazara gitmeyecek miydiniz siz?
-fatmaya git dedim sen, benim canım istemedi.
+bitirdin mi benden aldığın kitabı?
-çoktaaan.
+eee ne diyorsun, çevirmeye değer buldun mu?
-valla uğraşmama değeyecek bir şey değil bence.
çalışmanı bölmeyeceksem bir şey sorabilir miyim?
+tabi, ama allah aşkına kötülüğe karşı koymamakla